| Konu: | Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 126 |
| Tarih: | 17.08.2016 |
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5'inci maddedeki önergemiz üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Aziz Türk milletini ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarının bu maddesinde yer alan -özel kreş ve gündüz bakımevlerinin Gelir Vergisi Kanunu'nun 20'nci maddesi gereğince Millî Eğitim Bakanlığına bağlı özel okul ve kuruluşlarla aynı haklara sahip olarak- yeni açılan işletmelerin beş yıl boyunca gelir vergisinden muaf tutulması uygun bir teşvik olarak görülebilir ancak devletin eğitimdeki görev ve sorumluluklarını özelleştirme yoluyla devredip eğitimi kamusal alandan çıkartarak özele devretme yolunda hızla ilerlemesi bizde kaygı yaratmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken, 2016 yılı itibarıyla yüzde 8,23 olarak belirlenmiştir. Bunun tek anlamı, eğitimde yaşanan yoğun ticarileşme sürecinin artarak devam edeceği, velilerin 2016 yılında cebinden yapacağı eğitim harcamalarının kaçınılmaz olarak artmasıdır. Türkiye'nin, maalesef, OECD ülkelerinin ortalamasının çok altında bir kaynağı Millî Eğitim Bakanlığına devrettiği öngörülmektedir. Bu da sondan 2'nci olduğumuzu göstermektedir.
Özel okullara destek politikası kamusal eğitime zarar vermektedir. Türkiye'de yıllardır devlet okulları, sorunlarıyla baş başa bırakılırken, her fırsatta özel okullara yönelik teşvik politikaları uygulanmıştır. Hükûmetin "özel okullara destek" adı altında asıl yapmak istediği özel eğitimi özendirmek, öğrenci ve velileri parasal destek üzerinden özel okullara mı yönlendirmektir, bunu merak etmekteyiz. Özel okulların yıllardır doğrudan kamu kaynaklarıyla desteklenmesinin arkasında eğitimde yaşanan ticarileşme sürecini hızlandırmak mı vardır, bunu da merak etmekteyiz.
Yapılması gereken, kamusal kaynakların yine kamusal bir hak olan eğitim için, özel çıkarlar değil, toplumsal çıkarlar gözetilerek değerlendirilmesi ve sadece eğitimde değil, bütün alanlarda kamu harcamalarının payının artırılmasının sağlanmasıdır. Zira, devletin en önemli görevi çocuklarımızın en iyi şekilde eğitileceği, yetiştirileceği kurumları açmak, onları, çocuklarımızı her türlü istismardan korumaktır. Korunaklı denetim altında açılması veya korunması gereken kurumlar ne yazık ki devleti yöneten Hükûmet tarafından kapatılmış ya da ihmal edilmiştir. Kapatılan köy okulları nedeniyle taşımalı eğitime mecbur kılınan çocuklarımızın -yine yatılı bölge okullarının da bazılarının kapatıldığını düşünürsek- burada açıkta kalan çocuklarımızın da kayıt dışı evlerde ve yurtlarda bunlara muhtaç durumda olması bugüne kadar yaşadığımız sorunların ana sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bakın, bugüne kadar açılan kayıt dışı evlerde ve yurtlarda yetiştirilen çocukların büyüyerek bugün geldiği nokta, ülkemizi getirdiği nokta hepimizin aşikâr gözümüzün önündedir. Biz eğri değil, doğru oturalım, doğru konuşalım. Her şeyden önce, vakıf ve derneklerin evlerine bıraktığınız çocukların tekrar devlet koruması altına alınması gerekmektedir. Zira bu tür yerlerde çocuklar her türlü istismara açık bir şekilde yaşamaktadır. Bugüne kadar dinî açıdan istismar edilmiş çocukları, ki düşünün bu cemaat evlerinde, Fethullah Cemaati'nin evlerinde en akıllı ama okuma zorunluluğunu yerine getirebilecek maddi güce sahip olmayan çocukları alarak nasıl yetiştirdiklerini hep birlikte gördük. Bu sorun hâlâ devam ediyor. Hükûmet yaşadığı sorunlardan ders çıkarmalı, her türlü önlemi alarak çocuklarımızı ve gençlerimizi korumalıdır. Dediğim gibi, biz doğru oturalım, aynı zamanda da doğru konuşalım. Maalesef, yüksek oranda değerli arkadaşlarımız, aldatılma ve kandırılma potansiyeline sahipsiniz ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak sizden ricamız, lütfen önerilerimizi dikkate alınız. Hem millî eğitimde hem dış politikada hem birçok konuda biz sizlere birçok açıdan yol göstermek, ışık tutmak istedik ancak siz bunları dikkate almadınız. "Tarih tekerrürden ibarettir." sözü lütfen bu sefer gerçek olmasın.
Bugün devam eden, çocuklarımızın istismar edilebileceği yerleri denetim altına alınız ve millî eğitimi millîleştiriniz, devlet politikası hâline getiriniz.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)