| Konu: | Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 126 |
| Tarih: | 17.08.2016 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, böyle yasa yapılmaz demek istiyorum. Yıllarca hukukla uğraşan birisi olarak, her şeyi birbirine katarak, bir torbanın içerisine koyarak böyle yasa yapılmaz. Ne yasadaki doğa katliamları ne sit alanlarında yapılaşma ne özelleştirmeler ne de belediyelere kayyum atanması ve illerin ilçe yapılması çoğulcu, yerele, insanlara danışan bir akılla yapılmadığı gibi Meclise dahi son dakika getiriliyor ve Meclis iradesine de saygı duyulmuyor. O nedenle, söz aldığım madde de tıpkı bunun gibi, zaten orman alanlarında daha önce yapılmış olan yıkımların, talanların ve bu vesileyle açılan yolların geçmişe dönük olarak yasal kılıfının getirilmesidir. Bu konuda başka söz söylemeye aslında gerek yok.
Bugün, darbe girişimi sonrasında millî birlik ve beraberlikten söz ediyorsunuz. Ancak gerçekten, şu anda burada da bu yasalarla uygulamaya çalıştığınız şey çoğunluk tahakkümünden başka bir şey değil ve bir başka darbe zihniyetini uygulamaya devam ediyorsunuz. Hangi birlik ve beraberlikten söz ettiğinizi gerçekten bilmek istiyoruz. Özellikle HDP ve birkaç farklı muhalif milletvekiline dokunulmazlıklar kaldırılırken kurulan millî birlik ve beraberlikten mi söz ediyorsunuz? Ya da o katliam yapan ve sonra çoğunun darbeci olduğu ortaya çıkan askerî güçlere dokunulmazlık getirirken kurduğunuz millî birlik ve beraberlikten mi söz ediyorsunuz? Yoksa darbe girişimi ve OHAL sonrasında Yenikapı Mitingi'nden sonra oluşturduğunuz mini paketlerle anayasa yapacağınız millî birlik ve beraberlikten mi söz ediyorsunuz? 6 milyon seçmeni, çeperleriyle 20 milyon insanı, her türlü muhalefeti, rengi ve en başta Kürt halkının iradesini yok sayarak ne millî birlik, beraberlik oluşabilir ne de meşru bir anayasa yapabilirsiniz. Bu birliktelikten ancak baskı ve utanç çıkar, bir kandırmaca çıkar, başka da bir şey çıkmaz.
Her gün burada kürsüye çıkan milletvekilleri, darbe girişiminden sonra şehit olan insanlardan söz ediyor, onları anıyor, aynı zamanda Meclisin kapıları akın akın ziyaretçilere açılıyor ve bombalanan yerler gösteriliyor. Peki, çok güzel. Ancak bu insanlara karşı hiçbir sorumluluğunuz yok mu sizin? Sizler, arkadaşlar, Darbe Komisyonuna üye verdiniz mi? Çocuk İstismarını Önleme Komisyonunda da aynı şeyi yapmıştınız, ısrarlar üzerine komisyona üye vermiştiniz. Şimdi, madem darbeye karşı birlik, beraberlik oluşacak, o zaman neden siz Darbe Komisyonunu çalıştırmıyorsunuz? Neden insanları oyalıyorsunuz? Burada bir komisyon kurulmadı mı hep beraber? Meclisi insanlara gezdirirken... Halkımıza seslenmek istiyorum: Bu Mecliste bir Darbe Komisyonu oluşturuldu, bütün partiler bir bildiriye ortak imza attılar ama bu Darbe Komisyonu çalışmaya başlamış değil çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi bu Komisyona üye vermiş değil ve bu Komisyonun çalışmasını istemiyor. Neden peki? Acaba hedef şaşırtmak mı istiyorsunuz, yoksa bu darbenin hiç mi siyasi kanadı yok? Hiç mi siyasetçi yoktu bu darbe girişiminde? Bunlarla yüzleşmekten mi çekiniyorsunuz?
Evet, maalesef hamasetle yürütüyorsunuz her şeyi ve yıllardır ama öyle üç, beş yıl falan değil; otuz yıldır, kırk yıldır cemaat örgütlenmesinden söz ediyoruz. Kitaplar yazılmış, araştırmalar yapılmış, gazeteciler yazmışlar, söylemişler. Şimdi siz kalkıp da bir örgütün adını "FETÖ" koydunuz diye Fethullah Gülen Cemaati olmaktan çıkacak mı bu? Yeni bir örgüt mü kurdunuz yani? Böyle bir örgüt mü olacak? Yeni bir yapılanma mı bu? Hayır, sizlerin yerleştirdiği, birlikte "Beraber yürüdük o yollarda." diye şarkı söylediğiniz bir yapılanma. Darbe girişimiyle hesaplaşmak yerine bizlerle uğraşıyorsunuz. Darbeyi fırsata çevirip her türlü muhalefeti yok etmek için kullanıyorsunuz ama başta da söylediğim gibi, muhalefet partilerine de söylüyorum: Destek olmayın, yok olursunuz. Buradan sadece utanç ve baskı çıkar, demokrasi de çıkmaz, demokrasi nöbeti de çıkmaz; darbeyle, darbelerle hesaplaşma da çıkmaz.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)