GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:126
Tarih:17.08.2016

SELMA IRMAK (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Önerge üzerinde grubumun görüşlerini belirtmek üzere söz almış bulunuyorum fakat daha önemli bir konuya, şu anda gündemde olan ve yeni bir sürecin belki de başlangıcı olan konuya değinmek istiyorum.

Hakkâri ve Şırnak illerinin ilçe yapılması konusu, bizce şu anda ülkenin ve bölgenin, kürdistanın en önemli sorunu ve gündemidir. Günlerdir insanlar buralarda kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar, aylardır olduğu gibi. Ancak, kimse ne onları dinlemekte ne de onların ne söylemeye çalıştığını anlamaya çalışmaktadır.

Hakkâri ve Şırnak illerinin ilçe yapılması meselesi, hepinizin bildiği gibi, siyasi bir meseledir. Tamamen politik argümanlarla, tamamen güvenlik gerekçesiyle ve bir anlamda da intikam almak, bu bölgelerden öç almak amacıyla alınmış bir karar ve bu şekilde uygulamaya sokulmaktadır. Bunun bu şekilde olduğunu nereden biliyoruz? Uzunca bir zamandır, Cizre'nin ve Yüksekova'nın ilçe olması için başvurular var. Hakkâri ve Şırnak'ın gelişmek için bütün uğraşlarına rağmen bu konuda herhangi bir adım atılmamakta, bunların tamamı göz ardı edilmekte. Yığınla sorun bu kürsüde defalarca dile getirilmekte ancak bu sorunlara bigâne kalınmakta ama bugün her ne hikmetse 2 ilçenin il yapılması ve illerin de ilçe yapılması kararı bir anda alınmış olmaktadır. Bunu, özellikle seçimden sonra ve sık sık, buradaki yetkililerin kendilerine sorun gelen vatandaşlara verdiği cevaplardan da anlıyoruz. "Siz bu sonuçları hak ettiniz; siz, size yapılan muameleyi hak ettiniz çünkü siz kime oy vereceğinizi bilmek zorundasınız. Siz HDP'ye oy verirseniz elbette ki sonuçları bu olur." diyen yetkililer de aslında bu görüş ve düşüncelerin ne anlamda alındığını, hangi mercilerden kaynaklandığını, hangi argümanlarla oluşturulduğunu ifade etmektedir.

Şimdi, en son, Hakkâri'den gelen bir arkadaşımız Sayın Cumhurbaşkanıyla yaptığı bir görüşmede "Sayın Cumhurbaşkanım, burası bir kadim kenttir, tarihi olan, geçmişi olan, sekiz bin yıllık tarihi olan bir kadim kenttir." dediği zaman "Ne tarihi?" gibi bir cevap veriyor kendisine. Ben bu konuda birkaç cümle kurmak istiyorum izninizle.

Hakkâri Gevaruk Vadisi, Trişin Yaylası "..."(X) tepesinde ve "..."(XX) yöresinde saptanan kaya resimlerinde yörede neolitik çağda, İsa'dan önce 8000-3000'de avcılık ve tarıma dayalı bir yaşamın sürdüğü ortaya çıkarılmıştır bu bölgede.

Yine, İsa'dan önce 13'üncü yüzyıla ait Asur çivi yazılı belgelerinde adı "dağlık bölge" anlamına gelen "Uruatri" olarak geçmektedir.

Buna benzer bir bilgi daha aktarmak istiyorum sizlere.

İsa'dan önce 2'nci yüzyıldan beri bu bölge pek çok uygarlığa başkentlik etmiş, hem kültürel hem siyasi hem de sosyal anlamda başkentlik yapmış bir bölgedir.

Hakkâri kültürel ve tarihî bağlamda bugünden daha geniş bir alana da sahiptir ayrıca. Son Hakkâri Miri Nurullah Bey zamanında mirliğin etkin olduğu Çukurca, Yüksekova, Şemdinli, Çatak, Başkale, Uludere, Beytüşşebap, Zaho, Amediye bölgelerini kapsar ve bu bölgelerin dışındaki yine siyasal etkinliğinden söz etmeye gerek yoktur.

Hakkâri bölgesi pek çok dininde de aslında yer bulduğu, pek çok inancın barındığı bir yerdir de. Yahudiliğin, yine Ezidiliğin, Nasturiliğin, Müslümanlığın, Kadirî ve Nakşibendi tarikatlarının başladığı ve hüküm sürdüğü yerlerin başında gelmektedir. Ve yine edebiyata, sanata pek çok değerli sanatçı kazandırmış ve buraya ev sahipliği yapmış bir yerdir.

Şırnak için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Nuh'un şehridir evet ama Nuh şehri olmayı kabul etmemektedir. Kendi isteği, kendi rızası dışında bir değişime "Evet." dememektedir. Oranın adı "Çölemerik" değil, "Cölemerk"tir ve onun bölgesi Hakkâri'dir. Şırnak'tır onun adı, Nuh şehri olamaz. Zorla ad koyma zorla esir alma, zorla köleleştirme anlayışıdır, onun iradesini yok saymadır. Bu anlamda da yapılacak bir değişikliğin ve zorla ad değiştirme, ili zorla ilçe yapma, ilçeyi de o bölgenin istekleri dışında, isteği varken yapmama, daha sonra yapma, o ilçenin ve ilin, o bölgenin, bölge halkının iradesini tanımamaktır. Bu ne anlama gelir? "Ben seni tanımıyorum, bundan sonra da tanımayacağım, ne yaparsan yap." demektir. Bu, buna mı davetiyedir? O hâlde, bölge halkının da herhâlde kendisi için alacağı bir karar vardır.

Saygılarımla. (HDP sıralarından alkışlar)