GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Adana'da mısır üreticilerinin problemlerine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:126
Tarih:17.08.2016

MUHARREM VARLI (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mısır üreticilerinin problemleri hakkında gündem dışı söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Adana'da on beş yirmi günden bu yana mısır hasadı başladı. Şu anda ofis emanet alım yapıyor ancak yüzde 14 rutubetle nazlanarak tuzlanarak bir alım yapıyor. Bir fiyat belirsizliği var, dolayısıyla çiftçi müthiş bir mağduriyet yaşıyor.

Değerli arkadaşlarım, her defasında burada söyledim; bizim önceliğimiz üreten insanları korumak, üreten insanlara destek vermek. Şimdi, altı aydan beri gübresini atmış, mazot yakmış, tarla kirası vermiş, sulama ücreti vermiş ve mısırını yetiştirmiş, bugün mısır hasadına başlamış, hâlâ ortada mısır fiyatı belli değil. Dolayısıyla, tüccar da bu belirsizlikten dolayı fiyatı dünkü rakamların çok çok altına çekti. Nişasta fabrikaları dahi şu anda mısır alımını durdurdu. Dolayısıyla, çiftçinin müthiş bir mağduriyeti var.

Bakın, 1 Temmuz itibarıyla mısırın fiyatı eski rakamla 800 bin TL yani yeni rakamla 80 kuruş; şu anda 17 Ağustos, şu anda mısırın serbest piyasada fiyatı eski rakamla 660 bin-670 bin lira yani yeni rakamla 66-67 kuruş. Yani, Allah'tan reva mıdır bu? Bu çiftçi neden bu kadar sahipsiz, neden bu çiftçiye bu zulüm reva görülür, ben anlamış değilim yani düşünüyorum düşünüyorum bir türlü anlayamıyorum da bunu. Tarım Bakanlığı nezdinde girişimde bulunuyoruz "Bir an önce TMO'yu uyarın, bu fiyatı açıklasınlar, mısır alımını başlatsınlar, peşin bedelle alsınlar ki serbest piyasada da mısır yükselsin." diye ama kimsenin umurunda değil, Hükûmetin hiç umurunda değil yani çiftçi diye bir derdi yok Hükûmetin. Bakın, TMO'nun elinde 200 bin ton mısır vardı. Daha 1 Temmuz itibarıyla mısırın fiyatı eski rakamla 800 bin TL'yken yeni rakamla 80 kuruşken bu mısırı elden çıkartmadılar, şu anda hem depo kirası veriyorlar hem zarar yazılıyor devletin hanesine.

Değerli arkadaşlarım, böyle yanlış uygulamalarla bu ülkede çiftçiye katkı sağlayamayız, çiftçiyi korumamız lazım. Şu anda çiftçi bir an önce fiyatın açıklanmasını ve enflasyonun altında bir rakam bekliyor, eski rakamla 780 bin lira, yeni rakamla 78 kuruş. Bakın, bunu, geçen sene açıklanan fiyatla enflasyonu çarpın. Enflasyonun altında bir rakam bekliyor çiftçi ama siz bunu bile açıklamaktan imtina ediyorsunuz ya, Allah'tan korkun! Allah'tan reva mıdır bu çiftçiye uygulanan zulüm? (CHP sıralarından alkışlar)

Yani, değerli milletvekili arkadaşlarım; şimdi, burada yapılması gereken iş, bir an önce ofisin fiyat açıklamasıdır, çiftçinin ürününün korunmasıdır. Eğer çiftçinin ürününü koruyamazsak çiftçi üretemez. Nişasta fabrikaları neyle çalışacak, neyle nişasta üretecek, neyle glikoz üretecek? Bu ülkenin ihtiyacı nasıl karşılanacak? Kanatlı hayvan yemi üreten fabrikaların tamamı mısırla çalışıyor. Dolayısıyla, biz çiftçiye sahip çıkmazsak nasıl olacak arkadaşlar, bu çiftçi nasıl kendi kendini koruyacak?

Şimdi, zaten 4 kuruş olan mısır destekleme prim fiyatını 2 kuruşa çektiniz, başınız göğe erdi mi, bilemiyorum. Yani, herkese bol keseden dağıtırken, herkese bir şeyler verirken her gün çiftçinin imkânlarını, kazancını daha da aşağıya düşürüyorsunuz, daha da aşağıya çekiyorsunuz. Yani, 4 kuruşken mısır destekleme prim fiyatı 2 kuruşa çektiniz. Yani herkese bol keseden dağıtıyorsunuz da bu çiftçi üvey evlat mı değerli arkadaşlarım? Hükûmetin değerli üyeleri, bu çiftçi üvey evlat mı? Bu çiftçi bu ülkenin üreten insanı değil mi, katma değer sağlamıyor mu bu ülkeye? Allah'tan korkar insan ya! Sabahın altısında kalkıp gecenin bilmem kaçına kadar yağmur, çamur, soğuk, kış, yaz demeden çalışıyor, üretiyor, bu ülkenin insanlarını beslemeye çalışıyorlar ama sizin umurunuzda bile değil. Çiftçinin malı şu anda elinde kalmış durumda, satacak yer bulamıyorlar. Niye? Çünkü ofisin fiyatı belli değil, bir belirsizlik var, nişasta fabrikaları almıyor, tüccar alırsa da istediği fiyattan alıyor.

Arkadaşlar, çiftçiye sahip çıkalım. Allah rızası için üreten insanlara sahip çıkalım, Allah rızası için bu insanların alın terinin hakkını verelim. Çoluğunun çocuğunun rızkını kazanmaya çalışıyor bunlar alın teriyle, mazot yakıyor, gübre atıyor, tarla kirası veriyor, su parası veriyor. Yani, insan biraz imtina eder ya, çiftçinin hakkını biraz savunur, biraz korur ama ne yazık ki ben buradan söylemekten usanmadım, sizin arkadaşlarınızın, Hükûmetin yapacağı hiçbir şey yok.

Hepinize teşekkür ediyorum.