GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:125
Tarih:16.08.2016

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce öncelikle, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızmış üniformalı FETÖ terör örgütü mensupları tarafından 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen kanlı darbe girişimini şiddetle kınıyorum. Millî iradeyi, demokrasiyi ve hukuku ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirilen bu darbe girişimi başta Başkomutanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın göstermiş olduğu cesaretle, göstermiş olduğu duruşla beraber sokaklara, kışlalara, havalimanlarına inen milyonlarca vatandaşımızın kararlı duruşuyla beraber çok kısa sürede bertaraf edilmiştir. Aynı şekilde, o gün Türkiye Büyük Millet Meclisinde, millî iradenin temsil edildiği bu kutsal çatı altında -milletvekillerimizin olduğu bilinmesine rağmen- bombaların altında cesurca mücadele eden, cesurca burayı terk etmeyen milletvekillerimizin kararlı duruşu takdire şayandır. Tüm siyasi partilerimize teşekkür ediyoruz. Çünkü, siyasi partilerin darbe karşısında net bir duruş ortaya koyması darbecilerin hevesini kursağında bırakmıştır.

Aynı şekilde, yazılı ve görsel basının, medya kuruluşlarının darbecilere teslim olmaması, yine Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde ve emniyet içerisindeki kahraman güvenlik güçlerinin "Bu kalkışmayı tanımıyoruz, bu, vatana ihanettir." diyerek darbecilerin karşısında dimdik bir şekilde durmaları neticesinde ülkemiz büyük bir felaketten kurtarılmıştır.

Sayısız kahramanlıklar, muazzam bir destan ortaya çıkmıştır. Bunu yeni Türkiye'nin ileri demokrasi anlayışının ilk yansıması, ilk müjdesi olarak değerlendirmekteyiz. Çanakkale'de neler yaşanmışsa benzerinin 15 Temmuz gecesinde bir başka hâlini yaşadık, bir başka hâli tezahür etmiştir. İstiklal Marşı'nın her bir mısrası o gece yeniden vücut bulmuştur.

Şehitlerimizi rahmetle, minnetle, şükranla anıyoruz. Onlarla iftihar ediyoruz. Aynı şekilde, o gece kahramanlık ortaya koyan, tankların altına yatan, paletlerin önüne serilen ve her türlü tehdide, her türlü zorluğa rağmen, bir adım dahi atsa öleceğini bilmesine rağmen büyük bir kahramanlık örneği gösteren gazilerimizle gurur duyuyoruz. Meydanları dolduran her bir vatandaşımız bizlerin kahramanıdır.

Aynı şekilde, değerli milletvekilleri, bu FETÖ terör örgütüyle mücadelemiz tüm siyasi partilerin bu kararlı duruşuyla, bu uzlaşma kültürü içerisinde devam edecektir. FETÖ terör örgütünün katil, hırsız, sinsi bir örgüt olduğunu hep beraber gördük, apaçık ortaya çıkmıştır. Katil bir terör örgütüdür çünkü sokaktaki, bayrağından başka silahı olmayan masum insanları öldürmesiyle birlikte katil bir örgüt olduğunu gördük. Sinsi bir örgüttür çünkü çok gizli bir yapılanmayla beraber devletin stratejik kurumlarında nüfuz sahibi olmuşlardır. Hırsız bir örgüttür çünkü devletin kurumlarına KPSS ve diğer sınav sorularını çalarak yerleşmeyi amaç edinmişlerdi. Hain bir örgüttür çünkü ülkemizi, Türkiye'yi dışarıda karalama çalışması, karalamak amacıyla lobi çalışması yaparak ülkemizi zor durumda bırakmaya çalışmıştır.

Bu vesileyle ben 15 Temmuzdaki bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum, gazilerimize de sağlık ve acil şifalar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, HDP grup önerisinde, hükümlülerin cezaevlerinde darp edildiği, hakaret ve tehditlere maruz kaldığı ve işkenceye maruz kaldığı hususunda bir önerge verilmiştir. Bu önerge içerisinde bahsedilen birçok husus aslında PKK terör örgütünün kara propagandasından başka bir şey değildir.

NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Ya ya, öyle tabi(!)

SALİH CORA (Devamla) - Asla cezaevlerinde kolektif olarak sistematik bir şekilde bir cezalandırma söz konusu olmamıştır.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Nereden biliyorsun?

SALİH CORA (Devamla) - Cezaevlerinde, cezaevi incelemelerinde ve cezaevi komisyon başkanlığımızın kayıt altına aldığı bir gerçektir.

PKK, cezaevlerini örgüt evlerine dönüştürmek istemektedir. Buna izin verilmediği için bu tür asılsız iddialar sürdürülmekte ve her defasında aynı cümlelerle beraber Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündeme getirilmek istenmektedir. PKK'yı alenen desteklediği bilinen bir televizyon kanalının cezaevlerinde yasaklanmasından daha doğal ne olabilir ki? Cezaevlerinde hiç kimse, dininden, ırkından, aidiyet duyduğu örgütünden dolayı hiçbir baskı altında kalmamıştır. Ama terör örgütleri, cezaevlerini kendi hâkimiyetleri altına sokmak amacıyla oraları ideolojik hücrelerine dönüştürmek istemektedir. Cezaevi idarelerinin buna müsaade etmemesini hak ihlali olarak değerlendirmek mümkün değildir. Herkes için uygulanan kurallar vardır. Bunların yasal dayanağı, bunların tamamının, her birinin yasal dayanağı da mevcuttur. Ancak PKK'nın kendi kurallarının geçerli olduğu bir cezaevi ortaya çıkarılmak istenmektedir ve bizim buna hiçbir şekilde müsaade etmediğimiz gibi, hiçbir demokratik hukuk devletinin de buna müsaade etmesi mümkün değildir.

Ben, bu vesileyle verilen önergenin aleyhinde sözlerimi tamamlıyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)