| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 122 |
| Tarih: | 03.08.2016 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben tasarı üzerinde değil, daha çok güncel meselelerle ilgili birkaç hususta görüşlerimi ifade edeceğim.
Evet, dün bir torba kanun Meclise sunuldu ve bu torba kanunda iki il deyim yerindeyse idam edildi: Şırnak ve Hakkâri. Bu kararı kim aldı, niye aldı? Bu torba kanunda niye bu iki ilimizin değiştirilmesi, Cizre ve Yüksekova'nın il yapılması kararı alındı? Bunu bilen yok. Ama biz biliyoruz, güvenlik ve politik kaygılarla bu karar alındı. Şu anda Şırnak'ta ve Hakkâri'de halk gerçekten büyük bir tepkiyle bu kararı karşıladığını ve bunu asla kabul etmeyeceğini ifade etti. Şırnak ve Hakkâri'de hâlâ yıkım devam ederken, hâlâ cenazeler morglarda beklerken, devletin onlara sadece asker ve güvenlik personeli gönderdiği bir il olma özelliğini korurken, sadece güvenlik sebebiyle ve siyasi hesaplarla bu kararın verilmiş olmasını kesinlikle kabul etmek mümkün değildir.
Bu karar, kentlerin, her iki kentin politik ve kültürel kimliğini doğrudan hedeflemektedir. Bu karar, gerçekten, devletin bugüne kadar baskısını ve zulmünü, asimilasyonunu, inkârını kabul etmemelerine yönelik verilen bir cezalandırma kararıdır aynı zamanda ve bu şekilde, gerçekten, bizim yerinden yönetimi savunduğumuz ve demokrasinin olmazsa olmazlarından olan, halkın kendisiyle ilgili verilen kararlara katılma hakkı yine yok sayılmıştır. Ankara'da bir torba kanuna "Cizre ve Yüksekova il olacak, Hakkâri ve Şırnak ilçe olacak." diye bir karar, emir buyuruluyor ve bu şekilde kendilerinin Şırnak ile Hakkâri'ye ve diğer Kürt illerine yaklaşımını da bir kez daha ortaya koyuyor. Merkeziyetçilik, tek elden yönetim ve siyasi kaygılar işte bu şekilde halkı cezalandırmaya dönüşüyor.
Ama biz Ankara'dan ve Meclisten şunu söylemek isteriz ki: Gerçekten, Şırnak ve Cizre torbalara sığmayacak kadar engindir. Siz bu konuda asla başarıya ulaşamayacaksınız. Cizre ve Yüksekova tabii ki il olmalı, önü açılmalı ama Şırnak ve Hakkâri'ye, hele de Colemerg'i değiştirerek -Kürtçe adını- "Çölemerik" diye trajikomik bir isimle bunu yutturmaya çalışmak gerçekten ne kadar büyük bir acizlik olduğunu da ortaya koymaktadır.
Son günlerde başka bir mesele var: Millî birlik, halk iradesi, Meclisin darbeye karşı duruşu her fırsatta siyasi partilerin dilinden düşürmediği bir sakıza dönüştü. Gerçekten öyle. Evet, Türkiye'de darbecilere karşı, bu korkunç darbe teşebbüsüne karşı Meclisin, hepimizin birlikte gösterdiği refleks olması gerekendi, demokrasiye sahip çıkmaktı. Bu darbe sadece iktidar partisine ve Cumhurbaşkanlığı makamına yönelik bir darbe değildi, bu darbe Türkiye yurttaşlarının tümüne karşı yapılmış bir darbeydi, bu darbe bütün siyasi partilere karşı yapılmış bir darbeydi ve bu darbeye karşı çıkmak için birinin iktidar partisinden yana olması ya da olmaması gibi bir tartışmayı biz zül kabul ederiz. Bizim bu konudaki duruşumuz net. Ama bu "millî birlik" adı altında sadece 3 partinin saraylarda buluşarak, 79 milyona Anayasa yapmak adına gizli kapaklı ve sonra basına partimizin adını söylemeden bunu servis etmeleri birlikten ne anladıklarını ortaya koyuyor.
Bugüne kadar tarihe bakacak olursanız Kürt düşmanlığı hiç kimseye kazandırmadı. Tarihte de ittifaklar her zaman ülkenin önünü açtı. Şu anda burada bu kararlar halka, Kürtlere, Kürt halkına, Kürt ortak düşmandır duygusunu bir kez daha güçlü bir şekilde veriyor ve gerçekten bu politikadan vazgeçilmesi gerekiyor. Biz burada kimse lütfettiği için oturmuyoruz, sizlerin iradesiyle ve lütfuyla buraya gelmedik. Biz, sizin gibi halkın iradesinin seçimi neticesinde buraya geldik. Anayasası masasında olmak da sizden talep edeceğimiz, dileneceğimiz bir mesele değil. Biz orada bir hak olarak oturuyoruz. Burada yasama faaliyetine hak olarak ve temsiliyet olarak bakıyoruz. Bu nedenle Kürt düşmanlığı size de, hiç kimseye de kazandırmayacak. 25 milyonu yok sayarsanız, emin olun, daha bir çok darbe teşebbüsüyle karşılaşmaya devam edeceğiz ve huzura erişemeyeceğiz diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)