GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:121
Tarih:02.08.2016

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Gazi Meclisimizin Saygıdeğer Başkanı ve gazi milletvekillerimiz, ben de yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Ben de 15 Temmuzda, bu toprakların görüp görebileceği en alçakça, en şerefsizce yapılmış bir darbe girişimini ve alçakça yapılmış işgal girişimini yapanları kınıyorum ve o gün hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize acil şifalar diliyorum. O gün büyük bir direniş gösteren, hiçbir siyasi parti farkı gözetmeksizin, gerçekten millet olmanın şuuruyla o gün sokaklara inen, meydanlara inen tüm milletimizi, tüm partileri ve partilerin üzerindeki tüm milletimizi gerçekten yürekten kutluyorum. Böyle bir milletin ferdi olmaktan dolayı da Allah'a hamdediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, o günden bugüne kadar tüm meydanlarda, Türkiye'nin tüm meydanlarında demokrasi nöbetleri tutuluyor; milletimizin gençleri, kadınları, çocukları, beyefendileri sabahlara kadar demokrasi nöbeti tutuyor, meydanları terk etmiyor, âdeta Okçular Tepesi'ndeki nöbetleri gibi kutsal bir şekilde bekliyorlar. Bu nöbeti tutan yüce milletimizin her bir ferdini buradan yürekten selamlıyorum, Allah hepsinden razı olsun. Millet olmanın, bayrak sevgisinin, vatan sevgisinin, toprak sevgisinin ne olduğunu sadece Türkiye'ye değil, dünyadaki tüm milletlere gösteren ve bu konuda okul olan Türk milletini gerçekten yürekten tebrik ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bu nöbetlerin, Sayın Başkomutanımız Cumhurbaşkanımızın da daveti üzerine 7 Ağustosta Yenikapı mitingiyle taçlandırılması artık kararlaştırılmıştır. İnşallah, Türkiye'de yakalanan bu kardeşlik iklimi, millet olma iklimini orada da taçlandırmak istiyoruz. Tüm siyasi partilerin liderleriyle de inşallah orada, siyasi parti farkı gözetmeksizin, sadece Türk bayraklarının dalgalandığı ve sadece sloganda "Türkiye"nin haykırılacağı bir mitingi beraberce yapacağız. Buradan da Meclisin kürsüsünden de Cumhurbaşkanımızın bu davetini yenilemek istiyorum.

Önergeye gelince, HDP grup önerisini okudum. Gerçekten güzel tespitler yapmışlar grup önerisini hazırlayan arkadaşlar. Birçoğuna katılmakla birlikte, katılmadığım yerler var. Katılmadığımız yerler, Osmanlı Dönemi'nden bugüne kadar asimilasyondan bahsediliyor. Bizim ecdadımızın kültüründe... Asimilasyonu tanımlamamız gerekiyor. Bizim ecdadımızda, bizim medeniyetimizde asimilasyon diye bir şey yoktur. Osmanlı'nın cihan imparatorluğu olduğu dönemde bile hiçbir yerde bir asimilasyonun izini görmezsiniz, göremezsiniz, dönüştürmeyi göremezsiniz. Gerçekten, düşünün o koca Osmanlı cihan haritasını, oralarda hangi iz var, nereyi asimile etmişiz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Herkesin kendi dinini, mezhebini, meşrebini, mal varlığını korumak üzere altı yüz yıl adaletle yönetmişiz ve biz onun torunları olarak şimdi dönüp bakıyoruz Ezidilerin uğradığı zulme, gerçekten, bu coğrafyada yaşayan zulme uğramayan hiç kimse yok maalesef. Emperyalizmin kuşatması altında olan bu coğrafyada, Ezidiler de Kürtler de Türkler de Türkmenler de Araplar da Şiiler de, herkes sistematik bir şekilde tahkir ediliyor, herkes sırayla zulme uğruyor, bunda mutabıkız. Ancak bizim mücadele etmemiz gereken en önemli alan, bu emperyalizm kuşatmasıyla ilgili mücadele etmektir.

Bakın, emperyalizm kuşatmasının bölgemize getirdiği her türlü tezgâhla karşılaşıyoruz. Bugün, karşı çıkmamız gereken emperyalizmin kuşatmasında olan ve bir proje olan PYD'ye karşı çıkmamız lazım, PKK'ya karşı çıkmamız lazım, FETÖ'yle mücadeleyi beraberce yapmamız lazım; IŞİD'e, DEAŞ'a karşı çıkıp onlarla mücadeleyi beraber yapmamız lazım ki bölgede halkların, dinî azınlıkların, ırkların her biri kardeşçe yaşasın. Bizim mücadele edeceğimiz alan burası, bizim bakmamız gereken alan burası.

Onun için, bakın, Suriye'deki, Irak'taki zulümden kaçan Ezidiler için, Türkiye her zaman olduğu gibi kucağını açmıştır. Biz yardım yaparken hiçbir şekilde, efendim, Kürt'tür, Türk'tür, Ezidi'dir, Hristiyan'dır, Müslüman'dır ayrımı yapmadık, yapmıyoruz. Bunun en önemli göstergesi, şu an AFAD kamplarına gidin, Mardin'de, Midyat'ta 3 bin, Nusaybin'de 15 bin Ezidi yaşıyor ve onları misafir ediyoruz. Onlar gene Türkiye'ye sığındılar. Onları iyi ki de misafir ediyoruz. Nerede bir zulüm varsa, nerede bir haksızlık varsa bu aziz millet onlara sahip çıkmıştır, geçmişinde de çıkmıştır, bundan sonra da sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Onun için, değerli milletvekilleri, önergeyle ilgili zaten aleyhinde olarak söz aldım. Önergeye ben ihtiyaç duymuyorum ama önergeden daha önemli bir şeye ihtiyaç duyuyorum. Bakın, ülkemizin de zor zamanlardan geçtiği bu dönemde bu kuşatmanın, bölgeyi tahkim eden güçlerle mücadele etmenin bütün önergelerin üzerinde olduğu ve Türkiye'nin şu an bir uzlaşma zemininde olduğu ve artık ayrımın çok net olduğu, siya ile beyaz kadar ayrıldığı, vatan hainleri ile vatanseverlerin artık ayrıldığı, arada gri tonların kalmaması gerektiği bir dönemi yaşıyoruz. Onun için gri ton yok. Burada Ezidiler de Kürtler de Türkler de Müslümanlar da Araplar da Şiiler de bu bölgenin halkları, bu bölgenin medeniyetinin renklerinin her biri topyekûn uyanmak zorunda, mücadelelerini birleştirmek zorunda. Bu konuda, inşallah, bu günleri bu yüce Meclisin çatısı altında olan her bir milletvekilimizin sağlayacağına, bu süreci beraberce yöneteceğimize inancım tamdır.

Bu şekliyle sözlerimi tamamlarken yüce Meclisimizi yeniden saygıyla selamlıyorum.

Bugünler gelip geçecek. Bu millet çok zor günler atlattı, bugünleri de atlatacağız ama hafızamızda şu kalacak: Bugünlerde kimin ne yaptığı, kimin nerede durduğu, kimin hangi mücadeleyi verdiği çok net, ayan beyan ortada olacak. Onun için bugün Meclisimizin birlik beraberlik içerisinde 15 Temmuzdan beri verdiği mücadeleyi de gerçekten önemsiyorum. Bütün siyasi partilerin milletvekillerinin her birini gazi görüyorum, her birine tek tek saygılarımı ve hürmetlerimi iletiyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)