GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:120
Tarih:28.07.2016

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte alan 403 sıra sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı'nın 28'inci maddesi üzerine partim ve grubum adına söz almış bulunmaktayım, sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, 15 Temmuz akşamı milletin egemenliğini hedef alan darbe girişimini kınıyor ve lanetliyorum. Bu saldırı her şeyden önce halkın kararlı duruşu ve siyasi partilerin, medyanın ve sivil toplum örgütlerinin ortak tavrıyla engellenmiştir. Darbe girişiminde yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Bu darbe girişimi, bütün çıplaklığıyla, demokrasiye olan ihtiyacımızı bir kez daha ortaya koymuştur. Bu ülkede darbelerin ve benzeri durumların bir daha yaşanmamasını iç ve dış barışımızı sağlayarak, bütün farklılıkların özgürce bir arada yaşadığı bir ortamı tahsis ederek, demokrasimizi güçlendirerek ve hukukun üstünlüğünü sağlayarak gerçekleştirebiliriz. Aksi her türlü uygulamanın ülkemizi ve bizleri daha büyük felaketlere sürükleyeceği maalesef ki aşikârdır. Şu an yaşanan tutuklama, gözaltı, açığa alma, görevden uzaklaştırma ve benzeri uygulamalar hayata geçirilirken adli ve idari yürütülen tüm soruşturmaların da olması gerektiği gibi adalet ve hukuk ilkeleri çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, Uluslararası İşgücü Kanunu'yla ilgili olarak da şunu net bir biçimde belirtmeliyiz ki tasarının gerekçesinde her ne kadar sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin alındığı söylense de hiçbir öneri ve eleştiri kabul edilmeden, Hükûmetten geldiği şekilde kabul edilmiştir. Sonra yapılan müzakerelerde bu tutum değişse de genel itibarıyla her türlü çalışmada aynı problem devam etmekte, iktidar tüm eleştiri ve önerilere kulaklarını tıkamaktadır. Amaç, yalın boyutuyla yapılan işleri niteliksizleştirmek değil, aksine, fikirlerimizi ve katkılarımızı sunarak daha nitelikli ve daha kapsayıcı bir yasa çıkarma gayretidir. Demokrasiye ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde çoğulcu bir katılımla yasaların düzenlenmesi ve her türlü eleştiri ile öneriye kulak verilmesi gerekmektedir.

Sayın Bakanımız konuşmasında "Biz önce kaynak ülkeydik, geçiş ülkesi olduk, daha sonra hedef ülke..." Nasıl hedefse onu anlayamadım. Çalışmak için zemin aranan ülke grubuna girmişiz, nitelikli iş gücünün cazibe merkezi... Ben bunların hiçbirine katılmıyorum.

Tabii, tecrübenin okulu yoktur. Tecrübe yaşanılarak elde edilir. Ben de çok uluslu şirketlerde çalışmış bir mühendis olarak bazı deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye'de çalıştığım sırada bana 2 İngiliz mühendisi kakalamaya çalıştılar; biri üniversite bile görmemiş bir gemici makinistti, diğeri de iki senedir işsizlik parasından maaş alan bir İngiliz elektrik mühendisiydi. Ben ikisiyle de çalışmayı kabul etmedim. Daha sonraki yıllarda Umman Sultanlığı'nda, makinist olan İngiliz'le karşılaştık. Makinist olan İngiliz'in oradaki görevi bir kampta kanalizasyon arıtma sistemlerinin makinelerinden sorumlu makinistlikti sadece ve adam orada da zaten kabul etti, "Sen gerektiğin yerdesin, ben gerektiğim yerdeyim." dedi. Ben orada proje müdürü olarak çalışıyordum.

Çok uluslu şirketlerin ücret politikası da bir enteresandır, onu da size aktarayım: Yabancılar her zaman yerlilerin 2 misli ücret alırlar ve bir de milliyetlerine göre maaş skalası uygularlar. Umman'da çalıştığım zaman benim ekibimin içinde Amerikalı, İngiliz, Hollandalı, Avustralyalı, Pakistanlı mühendisler vardı. Ben bu grubun amiri olarak çalışıyordum. Amerikalı mühendis sadece Amerikalı olmasından dolayı benden yüzde 10 daha fazla maaş alıyordu, Pakistanlıya ise bizim aldığımız maaşın yarısı ödeniyordu. Size diyebilirim ki ekibin içindeki en kaliteli elaman da Pakistanlı olan makine mühendisiydi.

Biz yine iktidarı buradan bir kez daha uyararak, geliştirilecek olan yöntemlerin dış çözümlü değil, iç çözümlü olarak hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)