GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:119
Tarih:27.07.2016

BERDAN ÖZTÜRK (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 403 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesinin (7)'nci fıkrasının tasarıdan çıkartılması üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.

İlgili fıkrada, Türkiye'de kurulmuş olan anonim şirketlerin yabancı ortaklarına verilen muafiyetle bir kişinin Türkiye'ye gelmeden çalışma izni almasına olanak verilmektedir. Haksız bir inisiyatifle verilen bu hak, eşitlik ilkesine aykırı olmakla birlikte kanunun ruhuna da aykırılık teşkil etmektedir. Başka ülkelerin teknik elemanları ve mühendisleri hiçbir denetim ve kontrole tabi olmaksızın ülkemizde meslek icra edeceklerdir. Üstelik Türkiye'ye gelmeden, uzaktan ve vergi ödemeden çalışabilecek; ülkeye gelenler ise çalışma ve ikamet izni almaktan muaf tutulacaktır.

Ülkemizde her yıl 51 bin kişi mühendis, mimar ve şehir planlama bölümlerinden mezun olmaktadır. 100 binin üzerinde mühendis, mimar ve şehir planlamacı işsizdir. Bu nedenle bu maddenin tasarı metninden çıkarılmasının gerekli olduğunun altını çizmek istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kürsüye çıkmışken Nusaybin'den söz etmemek Nusaybin'e ve Nusaybinlilere büyük bir haksızlık olacaktı. Mezopotamya'nın en eski kentlerinden biri olan ve dünyanın ilk üniversitesinin kurulduğu bu kadim kent şu anda virane bir hâlde. Devletin tankıyla topuyla 6 mahallesini yerle bir ettiği Nusaybin'de abluka bugün itibarıyla 135'inci gününe girmiş bulunmaktadır. Yasağın kısmi olarak kalktığı bu kentin her tarafı tel örgülerle çevrilmiş durumda. Zaten üç tarafı dikenli tellerle çevrili olan Nusaybin'in içi de 2 metrelik çelik tel örgülerle çevrelenmiş durumdadır. Gazze'ye ağlayanların Gazze'ye rahmet okutan görüntülerden rahatsız olmamaları en hafif tabiriyle tam bir samimiyetsizliktir. Bir ilçeyi yüz otuz beş gün boyunca kuşatın; yetmedi, bir de içini tel örgülerle çevreleyerek tam bir düşman hukuku uygulayın.

15 mahalleden 6 mahalle yüksek tel örgülerle kaplatılarak girişler yasaklanmış durumda. Söz konusu 6 mahalle nerdeyse Nusaybin'in yarısına tekabül etmektedir. Ablukadan önce bu mahallelerde yaklaşık 40 bin insanın yaşadığı ve abluka nedeniyle kenti terk ettiği herkes tarafından bilmektedir. Bu insanların tamamı yakınlarının olduğu köylere; Kızıltepe, Midyat ve Mardin başta olmak üzere başka illere de göç etmişlerdir. Bir nevi kendi topraklarında mülteci muamelesi görmüşlerdir. Bu utancı nasıl taşıyacaksınız?

Dönmek isteyen insanlar mahalleleri yasaklı olduğundan ve Nusaybin'de kiralık ev olmadığından dönemiyorlar. Zaten Nusaybin'deki konut sayısı mevcut durumu karşılayacak imkâna sahip değildir, valilik çadır kurulmasına da izin vermemektedir. 6 yasaklı mahallede iş makinaları şu anda harıl harıl yıkım için çalışmaktadırlar.

Yakılıp yıkılan mahallelerde enkaz temizleme işlemlerini kimler yapmaktadır? İhale hangi şirketlere verilmiştir? Sağlam evler neden yıkılmaktadır ve en önemlisi tel örgülerle çevrelediğiniz mahalleleri ne zaman açmayı düşünüyorsunuz?

Nusaybin'de şu anda yaklaşık 9 bin ailenin evsiz olduğu tahmin ediliyor. Esnafların dükkânları yıkılmış durumda. Tel örgü çekilen mahallelerin arasında kalan iş yerlerini de hesapladığımızda Nusaybin esnafının büyük çoğunluğunun iş yerlerini kaybetmiş olduklarını biliyoruz.

Hükûmete soruyoruz: Bu esnaflarımız için ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Nusaybin'de tel örgülerle çevrelenmiş mahallelerde yaşayan insanların durumuna geçici çözüm bulmak için şu anda orada bulunan milletvekili arkadaşlarımızın konteyner getirilmesi noktasında kaymakamla görüşmeleri olmuş ve sayın kaymakam da buna sıcak baktığını ancak durumu valiye ileteceğini söylemiştir. Konteynerler 6 yasaklı mahallede yaşayan insanlarımız için ilk etapta geçici bir çözüm olacaktır. Bu konuda Hükûmeti acilen göreve davet ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)