| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 14.07.2016 |
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
En son hatibimizi dinlerken, doğrusu bir iki konuya değinmeden bu konuya değinmek istemiyorum.
2002 yılından önce, yani AK PARTİ camiası henüz Türkiye'ye gelmeden önce çok ciddi bir şekilde sıkıntıların olduğunu kendisi çok iyi bilen bir hatibimiz ve fareden bahsederken benim başka bir örnek aklıma geldi, 2002'den önceki bir hadise fareyle bağlantılı nasıl bu hâle geldi?
Şimdi, çok samimi söylüyorum, benim küçüklüğümde rahmetli dedem Arapçayı bana öğretmek isterdi, bunun için de masal ve hikâye kitaplarıyla başlardık biz. Bir hikâyeyi hiç unutmuyorum. Kısaca Arapçasını da o zamanlar ezberlemiştim. Diyor ki: "..." (X) İki tane kedi bir parça peynir çalıyorlar ve bunu tilkiye götürüyorlar, "Bunu adil bir şekilde bize iki eşit parçaya bölüştür." diyorlar. Tilki "Başüstüne." deyip, iki parçayı, bir parça çok büyük, bir parça çok küçük teraziye koyuyor. Büyük parça hâliyle ağır geliyor, tilki bundan yiyor; öyle bir seviyeye geliyor ki diğeri bu sefer büyük kalınca bunu yiyor; bir ondan, bir ondan, kediler bakıyorlar ki bu peynir bitecek. Diyorlar ki: "Biz hakkımıza razıyız." Diyor ki: "Siz razı olsanız da adalet razı olmaz. Ben eşit bir şekilde size bölüştürmek mecburiyetindeyim." Bu, 2002'den önceki mantıktı. Halkın tümünün istifade etmediği, adaletin gerçekten tecelli etmediği bir ülke; bunu çok samimi bir şekilde söylüyorum.
Değerli arkadaşlar, Sakarya'da on yıl Çevre ve Orman Müdürlüğü yaptım. Bununla bağlantılı bir tek şey söyleyip konuya gireceğim. Bana siz "On yılda Sakarya'da en fazla ne iş yaptınız?" diye sorarsanız, ben hastane köşelerinde hastalığından dolayı iyileşip çıkamayan hastaları kurtarmak için giden, cenazelerini alamayan insanların imdadına giden bir görev ifa ettim. Hakikaten çok sıkıntılı bir süreç vardı Türkiye Cumhuriyetinde. Bunları hepimiz yaşadık. Zaman zaman hakikaten bu muhasebeyi beraber yapalım. Ne olursunuz, bu Meclisin içinde hepimizin birbirimizi anlayabileceği, biraz önceki saygıdeğer hatibin söylediği, efendim, bu gerginliklerin oluşmadığı, birbirimize doğru ve iyi bir şekilde bu ülkeyi yönetebilecek doğru mantıkların... Ben muhalefeti son derece önemsiyorum ve iktidarın yapacağı yanlışların önüne geçebilecek en önemli unsur olduğunu biliyorum ama biz aylardır bunu hakikaten görmemeye başladık. Ben bundan dolayı üzüntülerimi özellikle arz ediyorum.
Efendim, şimdi, konuya girelim. Gündemimiz, Niğde'de Akkaya Barajı'yla alakalı konu. Burada bizim grup başkan vekilimiz diğer grup başkan vekilleriyle beraber bir konuşma yapmışlar. Ben konuşma metnini kısaca okuyacağım, ondan sonra anlatacağım. Diyor ki AK PARTİ Grup Başkan Vekili Mehmet Muş: "Bizim grup önerimiz yok fakat şöyle bir şey yapabiliriz: Eğer buradaki arkadaşlar da bu yönde kanaat belirtirlerse... Az önce ben CHP'nin temsilcisiyle de görüştüm. Sizinle görüşemedik başladığı için toplantı. Hanımefendiyle bir kanaat paylaşalım. Yani, CHP'nin getirmiş olduğu, bu Akkaya Barajı'yla alakalı olan meselede bu noktada böyle bir komisyon kurulabilir. Bunun kurulması noktasında da düşüncemiz var." Biz bu komisyonu oluşturmuş olsaydık, çok daha samimi bir şekilde gidip alanda bu tespiti yapmış olsaydık, çok samimi söylüyorum değerli arkadaşlar, çok daha manalı olacaktı, bugün konuşabileceğimiz, ifade edebileceğimiz çok daha mantıklı şeyler ortaya çıkacaktı. Fakat biz bu yolu, maalesef, tatbik etmedik. Ne yapmışız? Niğde milletvekilimizin biraz önceki konuşmasını ben kısaca söyleyeyim: "2000 yılında burada balık ölümleri gerçekleşti." diyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 2000'li yıllarda, 2013'te.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - "2002 yılında da bu barajın tamamen kirli olduğu tespit edildi." Söylemler bu. Yani, AK PARTİ o dönem yok ve bu kirlilik, balık ölümleri gerçekleşmiş ve 2002 yılında da tamamen kirli olduğu net bir şekilde ortaya çıkmış.
Şimdi, buna rağmen AK PARTİ'nin 2002'den bu yana çevreye duyarlılığını ben çok örnek vermek suretiyle anlatabilirim ama, değerli milletvekilleri, bütün samimiyetimle ifade edeyim: Bu dönem içinde çevreye verilen değerin daha önceki dönemlerde hiç verilmediğini de gören bir kardeşinizim burada, bunu çok samimi bir şekilde söylüyorum. Çevreye verilen tahribatın verilmeden önce önlenmesi en önemli mantıktır. Siz eğer çevre kirliliği oluşmadan önce tedbirlerinizi alırsanız, o Akkaya Barajı'nı daha önce kirletmemiş olsaydık, onun önlemleri alınmış olsaydı bugün bu maliyetler belki ortaya çıkmayacaktı.
Akkaya Barajı'yla ilgili olarak kısaca böyle birkaç bilgi arz edeyim.
Amacı: Sulama ve taşkın. Havzası: Konya Kapalı Havzası. İşletmeye açıldığı yıl: 1967. Sulama 1974'te başlamış. Su kaynağı: Tabakhane ve Uzandı Dereleri. Yağış alanı: 484,9 kilometrekarelik bir alan. Yıllık emniyetli verim: 40 milyon 400 bin. Tipi: Toprak dolgu şeklinde. Aktif hacmi: 5 milyon 200 bin metreküp. Göl yüzeyi 1,4 kilometrekare.
Şimdi, Devlet Su İşleri Müdürlüğü Raporu'na göre 2000-2009 yılları arasında Uzandı Deresi'nde yıllık su miktarının 2 milyon ile 3 milyon metreküp arasında değiştiği görülmekte olup bu suyun yaklaşık olarak 1,5 milyon metreküpünün kış aylarında Akkaya Barajı'na geldiği tahmin edilmektedir. Sulama mevsiminde Uzandı Deresi'nden baraja su gelmemektedir çünkü sulama suyu olarak kullanılmaktadır. İşletmeye alındıktan sonra tarımda yoğun su kullanımı ve son yıllardaki küresel ısınmanın etkileriyle baraja gelen temiz su miktarı önemli miktarda azalmış ve atık su miktarı ise artmıştır. Özellikle yaz aylarında Niğde Çayı'nın suyu iyice kurumakta ve baraja sadece Niğde şehrinin atık suyu gelmektedir. 2007-2012 yıllarında ilkbahar ayları haricinde, iklimsel nedenlerden dolayı, baraja gelen su miktarının çok azaldığı görülmektedir. Özellikle 2004 ile 2008 yılları arasında İç Anadolu'da yaşanan kuraklık nedeniyle temiz su kaynaklarında oldukça önemli miktarda daralma olduğu, bu yıllarda Akkaya Barajı'na neredeyse sadece Niğde şehrinin arıtılmamış atık sularının verildiği görülmektedir.
Akkaya Barajı gölünün su kalitesi 4'üncü sınıf olarak tespit edilmiştir. Burada bir kirlilik söz konusu. Niğde milletvekillerimizin, AK PARTİ milletvekillerimizin bu konuda yapmış oldukları tespitleri, gittiklerini, uğraşlarını, hepsini ben yakinen gördüm. Burada Devlet Su İşlerinin özellikle OSB ve evsel atıklardan kaynaklanan Niğde atık sularının bertarafı için bir çalışması devam ediyor. Zannediyorum 2017 yılında bu, ihaleye de çıkmış. Bu ihale neticesinde de...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yanlış yapıyorlar, yanlış. O yapılan çalışma da yanlış, o gene sorun yaratacak.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Yok, yok. Bak, ben bir şey arz edeyim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 2014'te de yapıldı, 2015'te de, 2016'da da; o da yanlış.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Bak, mekanik arıtma tesisi için 23 milyon liralık, tüm yerleşim yerlerinden kapalı sistemde döşenecek boru hattı için de 20 milyon liralık bir...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - O çözüm değil, gene o sorun devam edecek.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Yani "O çözüm değil." demek bu meseleyi çözmez. Bunu teknik elemanlar...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - On beş yılda hepsi denendi. Gelen her bakan orada açık biçimde "Burası bir an önce kurtulsun." dedi.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Ben bir şey daha söyleyeyim: Mevcut olarak, 2 milyon lira harcanarak dip suyu, dip çamuru temizlendi bunun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Geri doldu.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Evet, bunu biliyorsunuz. Bu dip çamurlarının gelmemesi için şimdi önlemler alınmaya çalışılmış. Bu projede benim gördüğüm kadarıyla, DSİ'yle yaptığım görüşmede bu proje kapsamında bundan sonra dip çamurlarının oluşmaması için ve kirli suların sadece arıtılması için bir sistem oluşturulmuş. Doğrusunu isterseniz, ben bunun başarılı olacağına inanıyorum. Kendim çevreciyim, bu konuyla alakalı olarak da hakikaten bunu önemsedim çünkü Niğde milletvekillerimiz de bunu çok önemsiyorlar, oradaki o sıkıntıyı onlara da söylüyorlar. Zaten grup başkan vekilimizin dünkü meselesi belki buydu, arkadaşlarla bir komisyon marifetiyle gidelim, oradaki tespitimizi irdeleyelim, DSİ'nin mi eksiği var, belediyenin mi eksiği var, kimin eksiği varsa tespit edelim...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - ...ondan sonra bu bütün meseleyi çözelim. Yani bu mesele doğrusu dün eğer çözülmüş olsaydı veya Mehmet Muş kardeşimizin söylemiyle çözülseydi çok daha mantıklı olacaktı.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)