| Konu: | Türkiye'de düzenlenen bazı uluslararası etkinliklerin elçilikler aracılığıyla iptal edilmesine, Gürbulak Sınır Kapısı'nın kapatılmasına ve Başbakan Binali Yıldırım'ın BBC'ye verdiği röportaja ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 14.07.2016 |
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Efendim, 4 Temmuz Amerika'nın kurtuluş yıl dönümü, aynı şekilde 14 Temmuz Fransa'nın, ama Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'deki bu kurtuluş törenlerini biraz gecikmeli, geçen gün yaptı, Fransa ise iptal etti.
Şimdi, bu tür uluslararası etkinlikler Türkiye'de elçilikler aracılığıyla iptal edildiğinde, güvenlik endişesiyle kaydırıldığında gerçekten büyük bir endişeye kapılıyoruz, çünkü -Allah korusun- İstanbul ve Ankara'daki terör patlamaları böyle uyarıların ve bu tür etkinliklerin iptaliyle, iptallerinin akabinde oldu, vuku buldu.
Dolayısıyla, Fransa'nın bugün yapması gereken bu etkinlik kutlamasının iptali de -Allah korusun- acaba yine bir metropol kentimizde büyük bir patlamanın ön haberi mi, acaba yine böyle bir güvenlik zafiyeti olacak mı olmayacak mı... Biraz önce sıcak bir haber ulaştı elimize. Gürbulak Sınır Kapısı'nın, İran'la olan tek sınır kapımızın -geçici olarak- kapatıldığını bilgi olarak aldık; teröristlerin, işte birtakım bombalar yerleştirdiği, kablolar döşediği şeklinde. Allah korusun, acaba yine böyle bir endişe duymaya bir mahal var mı? Burada, gerçekten, İçişleri Bakanı başta olmak üzere istihbarat yetkililerinden de böyle bir bilgi almak istiyoruz.
Diğer bir konu da: Dün Başbakanın BBC'ye verdiği bir röportajı izledik. Zeinab Badawi'yle yaptığı röportajda, yine dış işleriyle ilgili, çok da uzman olmadığı bir alanla ilgili, efendim, har vurup harman savruldu yine. Daha önceleri de bunları mütemadiyen yaşadık. "Ey İsrail", "Ey Amerika", "Ey Fransa", "Ey Rusya"ya, bir de şimdi, sanki "Ey İngiltere" gibi bir şey ekleniyor. "Efendim, biz Suriye'de barışı istiyoruz ama hem Esed'e hem IŞİD'e, ikisine aynı derecede karşıyız. Esed'i de istemiyoruz, IŞİD'i de istemiyoruz." Şimdi, böyle uluslararası bir bakış olabilir mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Ek sürenizi veriyorum Sayın Aydın, buyurun.
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Teşekkür ederim.
Yani, böyle romantik bir tavır dış işlerinde geçerli değil. Ta Churchill'den bu yana gerçekten uluslararası ilişkilerde az konuşulup çok iş yapılır. Böyle ebedi dostluklardan, ebedi düşmanlıklardan falan bahsedilemez. Çünkü, bunu en iyi, bu on dört yıldır iktidarda olan AKP Hükûmeti yaşattı Türkiye'ye. Ne oldu? Bir gün protesto ettik, kızdık, öfkelendik, "diktatör" dedik; ertesi günü, birkaç yıl sonra heyetler gönderdik, el altından görüşmelere çalıştık. Bugün Mısır ve Rusya'yla yapmaya çalıştığımız budur.
Şimdi, yarın Suriye'yle de aynı duruma düşmemek için Sayın Başbakanı uyarıyoruz buradan. Yani, kişiler üzerinden değil de uluslararası menfaatler üzerinden, Türk milletinin menfaatlerini, ali menfaatlerini dikkate alarak birtakım şeyleri söylemekte yarar var. Belki de o hafife aldığınız, diğerlerine dediğiniz gibi "diktatör" dediğiniz, o Esed'le yarın görüşme zorunluluğu doğabilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Böyle bir şeyi yaşatmamak için gerçekten iki düşünüp bir konuşmak lazım.
Teşekkür ederim.