GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:112
Tarih:13.07.2016

HDP GRUBU ADINA ZİYA PİR (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benden önceki sayın hatip konuşurken CHP sıralarından bir laf atıldı, "O Bayburtlu, bütün yatırımlar Bayburt'a gidiyor." dedi. İnanın öyle değil, bir Gümüşhaneli olarak ben bunu bilirdim. Çünkü, Bayburt'a giden bütün yatırımlar bir şekilde Gümüşhane üzerinden gider, oraya da bazı şeyler takılıp kalırdı. Yok, Türkiye'de artık yatırım yapacak para kalmadı. Herhâlde bu yüzdendir ki üçüncü veya dördüncü defa böyle kanunlar çıkartılıyor.

Ben aslında farklı bir konuşma yapmak istiyordum ama ara vermeden önce Sayın Bakan ile muhalif gruplar arasında bazı polemikler yaşandı. Dolayısıyla, ben de konuşmamı biraz değiştirdim, biraz doğaçlama gidelim diyorum. Şimdi, orada haram para mı, helal para mı diye bir tartışma oldu. Hangi paradır, hangi sermayedir, kim getirecek, nereden getirecek; şöyle bir kurcaladım hafızamı yani yurt dışında kimlerin parası olabilir? Bir, daha önce MHP sıralarından bir hatip dedi ki: "Körfez'den gelecek olan sermayelerle ilgili husus zaten bellidir, orada bir düzenleme yapmaya gerek yok." doğrudur. İki, yurt dışında iş yapan iş adamlarımız vardır, bunların da Türkiye'ye sermayeyi nasıl getireceği bellidir. Üçüncü bir nokta, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız vardır, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Batı Avrupa'da, Amerika'da yaşayan ama holdingler sayesinde ve AK PARTİ'nin ilk dönem Sanayi Bakanı ve bazı milletvekilleri sayesinde oralarda yaşayan insanlarımızda artık birikim yok. Geriye ne kaldı? Kara para kaldı, vergi kaçakçıları kaldı, bunların dışında da başka bir opsiyon ben görmüyorum.

Şimdi, kara para deyince, yurt dışında kara para deyince tabii ki dünyada 175 tane, bugün bilinen 175 tane offshore merkezi vardır. Eskiden, 1950'lere kadar bunlar 55 taneydi, şimdi 175'e çıkmış. 1987'ye kadar buradaki para miktarı bin milyar dolardı. 1987'lerde biliyorsunuz Türkiye de dünyaya açıldı, daha sonra, 1989'dan sonra Çin, Hindistan, Güney Amerika'daki bazı ülkeler Güney Afrika'da açılınca... Bu offshore merkezlerinde onlarca trilyon dolar para var. Bunların üçte 2'si, sayın milletvekilleri, kara paradır, illegal işlerden kazanılmış kara paralardır; üçte 1'i legaldir yani offshore'ların tamamı illegal diyemeyiz, oradaki paraların da tamamı değildir ama üçte 2'si kara paradır.

Bu kara paralar nasıl oluşuyor orada? Önce, 7 tane çok bilinmiş offshore merkezi vardır. Bunlar, hepimiz son haftalarda duyduk: Panama, Hong Kong, Liberya, Bahamalar, Antiller, Cayman Adaları ve Bermuda Adaları. Bu paralar oralara nasıl gidiyor? Buradan nasıl gidebilir? Ben bilmiyorum ama önümde İngilizce yazılmış bir rapor var konuyla ilgili ve orada yani bir ülkeye mal gelir, bu mallar genelde gemiyle gelir, gemiciklerle gelir ve o ülkeden, malın geldiği ülkeden bir kara deliğe, "no man's land"e para transfer edilir, kime gittiği belli olmaz. Burada eğer sistem iyi işliyorsa kayıt altına alabilirsiniz ama işlemiyorsa Türkiye'deki gibi, bunu kayıt altına alamazsınız, offshore merkezlerine giren paraların da herhangi bir kaydı yoktur.

Yakın bölgelerde de offshore merkezleri vardır, demin saydığım 7 ülkeden biraz daha yumuşaktır; Andorra, kumar merkezi olan Bulgaristan, Isle of Man, yine yakınlarda Lihtenştayn, Lüksemburg, işte İsviçre'nin bazı kantonları, Malta, Panama'yı dedim ve şaşırmayın sakın Singapur. Panama'yı daha önce duymuştuk, Singapur'u da daha önce duymuştuk burada, birileri oralarda bazı faaliyetlerdeydi. İki hafta önce de birileri bu gelecek olan tasarı için "müjde" demişti, şimdi Singapur ismini görünce daha da bir anlam yükleyebiliyorum ben buna.

Şimdi, oralarda, offshore merkezlerinin bazılarında çok kolay bankalar satın alabiliyorsunuz. International Herald Tribune gazetesinde ilanlar var, diyor ki: "9.990 dolara ful lisanslı banka" ya da Moskova'da haftalık gazete Kommersant diyor ki: "300 bin dolara, 320 bin dolara bankanın yanında Belize'nin vatandaşlığını da sana veriyorum ki bütün dünyayı İngiliz vatandaşıymış gibi dolaşabilirsin."

Şimdi, bunları alıyorsunuz... Prosedüre çok fazla girmek istemiyorum, o bankalar üzerinden o paraların nasıl aklandığını da daha sonraki oturumlarda isterseniz anlatabiliriz, o konulara girebiliriz. Bu paralar offshore merkezlerinde ya hiç vergilendirilmiyor ya da çok cüzi bir miktarda vergilendiriliyor ve -daha önce de söylemiştim- offshore merkezlerinde bunların kayıtları tutulmuyor.

Şimdi, gelelim bu Yatırım Ortamının İyileştirilmesine Dair Kanun Tasarısı'na. Bir ülkede suç işlemek istiyorsanız, daha detaylı şekilde söylemek gerekirse hırsızlık yapmak isterseniz bunun için bir, fırsatın olması lazım; iki, o suçu işleyebilmek için belli bilgilere sahip olmanız gerekiyor ve üçüncüsü yakalanma ihtimalinizin düşük olması lazım. Normal ülkelerde bu üç noktayı ortadan kaldırırsınız. Burada hemen şu bilgi geliyor: Offshore merkezleriyle ilgili acaba Türkiye'deki bazı kamu bankaları müşterilerine, Türkiye'deki müşterilere offshore merkezlerine para nasıl aktarılabilir, bu konularda bilgi veriyor mu? Benim bu konuda bilgim yok, bu bir itham da değil, yanlış anlamayın ama Hükûmetin bunları araştırması -çünkü kulağıma bazı iddialar geliyor- doğru olur.

Bu tasarıyla ilgili, biz, diğer partiler gibi, Türkiye'ye yatırım gelmesini elbette istiyoruz. Elbette Türkiye kalkınsın, insanlar daha iyi iş yerlerinde çalışsın, inovasyon Türkiye'ye gelsin. Kimse buna karşı değil ama bunun yolu yordamları vardır. İstikrarı sağlarsınız, hukuk devleti denen bir şey varsa onu yerleştirirsiniz, demokrasiyi yerleştirirsiniz ki Batı Avrupalı bir ülkenin büyükelçiliğine sizin Hükûmetinizden bir bakan gidip, öğle yemeğinde o ülkenin 6 büyük holdinginin karşısında oturup, onların problemlerini teker teker telefonla çözmez. Eğer hukuk olsaydı Türkiye'de ve bu hukuk herkes için geçerli olsaydı, o holdinglerin karşısına bizim bakanımız oturup küçük düşürtülemezdi.

Bu tasarıyla ne yapılıyor? Suç işleyenleri, vergi kaçakçılarını... Biraz önce saydım, 3'ü söz konusu olmadığına göre 4'üncü; aynı, nasıl Putin'e mektup gönderdiyseniz, onlara da böyle çiçekli, böcekli, kırmızı kurdeleli davetiye gönderiyorsunuz, diyorsunuz ki: "Paranızı getirin, ben size hiçbir şekilde soru sormuyorum, hiçbir şekilde cezası olmayacak, takibi olmayacak." Biraz önce bunlar söylendi, hatta "Türk Ceza Kanunu'nun 282'nci maddesi sizin için uygulanmayacak." diye konuşuldu. 2008, 2011, 2013'te bunlar geldi. Ben olsam iş adamlarının yerinde ve param olsa, derim ki: "Ya, Türkiye'de istikrar yok, nasıl olsa 2018'de yine gelir böyle bir şey, o zamanı beklerim."

Almanya'yla ilgili, Sayın Bakan "Almanya da bunu yaptı." dediniz. Almanya bunu bir kere yaptı, 5 milyon euro verdi, CD satın aldı ama vergileri aldı; ondan sonraki süreçte bu tür vakalarda vergi aldı, cezasını aldı ve futboldan anlayanlar bilir, Bayern Münih'in menajeri Uli Hoeness, bu cezaları ödedikten sonra iki buçuk yıl da cezaevinde yattı, daha yeni çıktı.

Ya, bu bilgileri de bu şekilde vermek lazım. Bizim gibi, iki senede, üç senede bir, böyle bir şey getirmek... Bir kere getirirsiniz bunu. İki sene de doğru olmuş bana göre, getirmişsiniz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZİYA PİR (Devamla) - ...ama bugün yapılanlar pek doğru değil.

Söylenecek çok şey var ama 80-90 madde var herhâlde, daha bu konuları konuşacağız.

Teşekkür ederim, hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)