| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 13.07.2016 |
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, HDP'nin grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum.
Lice'de, herkesin bildiği gibi, 22 Haziranda başlayan 3 Temmuzda sona eren bir operasyon yapıldı ve bu operasyon sonunda da Diyarbakır Valiliği basını bilgilendirerek orada olup biteni anlattı. Şimdi, Lice'de operasyon sonunda 67 milyon 605 bin kök Hint keneviri ele geçirilmiş, 15.414 kilogram kubar, 4.921 kilogram da toz esrar ele geçirilmiş. Yapılan aramalarda 44 silah ele geçirilmiş çeşitli çap ve ebatlarda; patlayıcı yapımında kullanılan 20 ton amonyum nitrat, 64 el yapımı bomba; yine, bu bombalama eylemlerinde kullanılmak üzere çalıntı 22 adet araç ele geçirilmiş ve bu çatışmalarda da 5 güvenlik görevlisi şehit olmuş, 6 örgüt mensubu öldürülmüş, 8'i de yakalanmış.
Şimdi, bu operasyon gerekli miydi, gereksiz miydi? Bu operasyonda neler oldu? Aslında sonuçlarını konuşuyoruz. Sonuç itibarıyla, son dönemlerde özellikle Dürümlü köyünde meydana gelen o patlama neticesinde 16 sivil vatandaşın hunharca öldürülmesi herkesin hafızalarında. Ardından, Diyarbakır'da patlatılan çeşitli bombalı araçlarla hem güvenlik güçlerinin hem sivil vatandaşların yaşamını yitirdiğini biliyoruz ve bütün bu istihbari bilgilere göre de bütün bu bombaların hazırlanmasının bu operasyon bölgesinde olduğu bu yakalanan araçlar ve bombalarla da teyit edildi. Ve orada yakalanan bunca esrardan dolayı da devlet açısından bu operasyonun gerekliliği sorgulanır mı? Bunlar sorgulanmaz.
Ortadaki bir yıldır süren şiddet ve bunun sebepleri sıkça burada konuşuldu, ama bugün verilen önerge şu aslında: Evet, orada operasyon yapıldı, ama o operasyonlarda köylüler yakılmak istendi, Lice'de ormanlar yakıldı, köyler boşaltılmaya çalışıldı, bir tehcir ve insansızlaştırma politikası var iddiası ve sivil insanlara, köylülere işkence yapıldığı, bunun da 1990'lı yıllardaki uygulamaları kat ve kat aşan bir durum olduğu ifade ediliyor. Aslında, bugün burada konuşmamız gereken bunlar. Yani, devlet nerede gerekli görürse operasyon yapar, ama bu operasyonları hukuk içinde yapmak zorundadır, bu operasyonları yasal güçleriyle yapmak zorundadır.
Şimdi, Diyarbakır'da Lice operasyonuyla başlayan çok ciddi bir bilgi kirliliği var. Sosyal medyaya baktığınız zaman, işte, aslında, polis, asker orada iyi davranıyor da -az önce hatibin de dediği gibi, "Köylülerin yakılmasını bir asker engelledi." dedi, ama- orada polis ve askerin kontrol edemediği, sakallı, hatta Arapça konuşan, Türkçe bilmeyen, saraya bağlı olan birtakım timler var, ölüm timleri var. Yani sosyal medyada sıkça konuşulan bunlar. Ve 1990'lı yıllardaki gibi, bilinçli olarak köyler yakılıyor, ormanlar yakılıyor.
Evet, bu operasyonlar sırasında, operasyonların devam ettiği yerde, ben, hem insan hakları dernekleriyle, MAZLUMDER'le, bölgeye gidenlerle, bölge halkıyla bayram boyunca da bölgeden gelen bütün insanlarla görüştüm, herkesle tek tek görüştüm, gerçekten bu iddialar nelerdir? Çünkü, bu sadece HDP'nin veyahut da CHP'nin meselesi değil, hepimizin meselesidir. Yani, eğer ortada bir hukuksuzluk varsa, bir yıldır devam eden bu şiddet olaylarından bugüne kadar, gerek Cizre'de gerek Şırnak'ta gerek Diyarbakır'da ve çeşitli yerlerde hukuk dışı davranan bütün güvenlik güçlerine gereken yasal işlem yapılmıştır. Böyle, bunun, devlet politikası olarak, Hükûmetinizin hoş gördüğü bir şey olarak anlatılması doğru değil. Bunların...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Vekilim, araştıralım, kuralım bir komisyon, araştıralım.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Mesele şudur... Komisyon kurulur, aslında bütün bunlar oturulur, konuşulur. Gerçekten Sur'u kim yıktı, gerçekten Cizre'yi kim yıktı...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Doğru.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Araştıralım.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - ...şiddeti sivil alana kim taşıdı, kim bunlara sebep oldu, bunları otururuz, hep beraber belki konuşuruz ama bugün burada yapıla veyahut da...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Araştıralım. Ya, bunda ne var, hep beraber anlaşalım...
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Her gün bütün partiler, muhalefet buradan soru önergesi ve çeşitli şeylerde bulunuyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Soru önergesi bu değil.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Eğer biz bunların hepsini kabul edersek Meclisin hiçbir iş yapmaması lazım. Ama, samimi olarak bu mesele hepimizin meselesidir, insanlık meselesidir.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Soru önergesi değil, araştırma ya.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Hükûmetimiz... Yani, ben kendim de Diyarbakır'da bu Lice operasyonları sürecinde arama ve yol kontrollerinde veyahut da köydeki aramalarda birtakım güvenlik güçlerinin vatandaşa hoş davranmadığı gibi birkaç söylem üzerine bütün yetkilileri aradım. Böyle bir şeyin asla kabul edilemez olduğunu, hiç kimsenin hukuk dışına çıkmaması gerektiğini söyledim. Ama, kalkıp da 1990'lı yılları aratan ve hatta aşan bir şey şeklinde bunlar sunulursa bunun amacı üzüm yemek değil, bunun amacı bağcıyı dövmek olur.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Daha fazlası var, daha fazlası var ya!
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - 1990'lı yıllarda 3.500 köy boşaltıldı, yakıldı. 1990'lı yıllarda doğu ve güneydoğuda tek bir yeşil ağaç bırakılmadı ve Lice Bahtiyar Aydın olayını örnek verdi sayın hatip. Evet, Bahtiyar Aydın olayının şüpheli olduğu ve soruşturma gerektirdiği... Yine bizim iktidarımız döneminde, son gününde davası açılarak bugün de Bahtiyar Aydın davası devam etmektedir. On yıllarca, Bahtiyar Aydın'ın nasıl öldürüldüğünün hesabını kimse sormazken bugün biz sorduk ve bugün bir devlet yetkilisi de ondan dolayı yargılanıyor. O dönemde alay komutanı olan eleman da bunun sorumlusu olarak bugün yargılanıyor. Bahtiyar Aydın döneminde, o gerekçe gösterilerek Lice yakılıp yıkılmış, 30'un üzerinde insan öldürülmüştür ve o gün devletin içinde var olan derin güçleri, çeteleşmeleri ortadan kaldıran AK PARTİ'nin bizatihi kendisidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kalkıp da AK PARTİ'yi bugün bu tür suçlamalarla suçlamak vicdana sığmaz. 1990'lı yılların izlerini süren, o günkü faili meçhullerin hesabını soran, Bahtiyar Aydın'ın da yargılanmasının önünü açan, Diyarbakır Cezaevindeki vahşetin hesabını...
LEZGİN BOTAN (Van) - Cemal Temizöz'ü de serbest bırakan AK PARTİ'dir.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Cemal Temizöz'ün yakalanması yine AK PARTİ dönemindedir. Cemal Temizöz'ün davasını açan AK PARTİ'dir, döneminde açılmıştır.
LEZGİN BOTAN (Van) - Ama, serbest bırakan da AK PARTİ'dir yani.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Cemal Temizöz davasında siciliniz bozuktur. Cemal Temizöz davası Diyarbakır'da beş yıl boyunca görüldüğü zaman, her türlü davada gidip adliye önünde duyarlılık gösterirken Cemal Temizöz davasını dört yıl görmezden geldiniz. Cemal Temizöz davasını açan da bizleriz, takip eden de bizleriz, hesabını soran da bizleriz.
LEZGİN BOTAN (Van) - Kapatan da sizlersiniz yani bunu da kabul edin.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Bu bahsettiğiniz Doğu Perinçek'ten Veli Küçük'e, Yalçın Küçük'e kadar, bunlar kimin döneminde yakalanıp hesap soruldu?
LEZGİN BOTAN (Van) - Şimdi protokollere alınıyorlar.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Bizim dönemde. Ama kalkıp da Doğu Perinçek'i, Veli Küçük'ü bizden sorarsanız, Doğu Perinçek'in, Yalçın Küçük'ün, Mihri Belli'nin yıllarca hangi televizyonda her gün mülakat verdiğini, gidip Bekaa'da kimi denetlediğini, kiminle sohbet ettiğini de buradan size sorarlar.
LEZGİN BOTAN (Van) - Ama, şu an kimin sözcülüğünü yaptığı belli.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Biz Yalçın Küçük'ten hesap soranız. Yalçın Küçük'le muhabbeti olanları veyahut da Doğu Perinçek'le muhabbeti olanları herkes çok iyi biliyor. O yüzden, burada bir şey söylerken gerçekten samimi, bir ihlal varsa, şüpheli bir durum varsa bunları paylaşalım, bunun hesabını soralım, üzerine de gidelim, bundan hiç gocunmayız ama bulabildiğimiz her fırsatta, her türlü bilgi kirliliği, her türlü yalan ve iftira üzerinden iktidarı ve devleti karalama girişimi ise o zaman biz de burada, bu Parlamentoda, gücümüz yeterse, buna müsaade etmeyiz, mesele budur yoksa herhangi bir insan hakları ihlalini bizim kabul etmememiz, üzerine gitmememiz, sorgulamamamız diye bir şey söz konusu olamaz. Hatta, ilk defa AK PARTİ Hükûmeti döneminde devlet mensuplarına devlet hesap sormuştur. AK PARTİ hükûmetlerine kadar tek bir askerî yetkiliye hesap sorulamamıştır ama bugün yüzlercesi gidip hesap vermiştir, hapis yatmıştır, ceza almıştır. Bu MİT mensubu da olsa, Emniyet mensubu da olsa, askerî yetkili de olsa hepsi hesabını bu Hükûmet döneminde verebilmiştir ve bu süreçte de onlarca Emniyet mensubu görevden el çektirilmiş...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - ...görevden uzaklaştırılmış ve çoğunun da şu anda mahkemesi devam etmektedir.
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Suçsuz olduğu anlaşılmıştır.
MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Devamla) - Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)