GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:111
Tarih:12.07.2016

MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili kardeşlerim; tabii, Suriyelilerle ilgili konu gündemimizin büyük bir kısmını işgal ediyor, etmeye devam edecektir çünkü çok önemli bir olay.

Suriye'de bir despot, bir lider çıkıyor, halkın üzerine varil bombaları atıyor, sarin gazları atıyor, oradaki insanları betona yapıştırıyor, yok ediyor ve şu ana kadar 500 binin üzerindeki insan çoluğuyla çocuğuyla, yaşlısıyla ihtiyarıyla katledilmiş durumda. Tıpkı İsrail'in 1976'da Tel al-Zaatar'da; tıpkı yine İsrail'in 1982'de Sabra'da ve Şatilla'da yaptığı gibi. Yine tıpkı Jivkov'un 1990'lı yıllarda Bulgaristan Türklerine yaptığı gibi. Çin'in Doğu Türkistan Türklerine, Uygurlara yaptığı gibi. Saddam'ın Halepçe'de 5 bin Kürt halkına vatandaşına yaptığı gibi.

Türkiye, adı gibi bir Anadolu oldu, zulümlerle buluşan tüm mazlum milletlerin de kucaklayıcısı oldu. Bu halkların, bu milletlerin inancına bakmadan, ırkına bakmadan, milliyetine bakmadan hepsine ev sahipliği yaptı, kucak açtı ve tarih boyunca da bu kucak açmaya nasıl devam ettiyse bundan sonra edecektir. Dünya ne yaptı? Dünyaya baktığımızda biraz önceki tüm konuşmacıların ve yine tüm parti gruplarının yakasına taktığı Srebrenitsa'da açılan çiçeğin sembolü olan 11 Temmuz 1995'te 8.372 Boşnak'ın Birleşmiş Milletlerin Hollandalı askerlerinin gözü önünde kurşunlanarak, hem de yaşları 12'den büyük olan tüm insanların orada katledilerek ve ardından pazar yerine domates, patates almaya giden halkı Sniper'larla kurşuna dizerken... Bunların kanının üzerinden yirmi bir yıl geçmesine rağmen ve Lahey'in bunu bir soykırım kabul etmesine rağmen Karadzic'in, Miloseviç'in ceza almalarına rağmen Hollanda bir özür dilemedi ve Almanya çıktı, Türkiye'yi soykırımla suçlayan kararı çıkardı.

Tabii, biz politikalarımızı maalesef içe dönük yapıyoruz ve dışarıya dönüp millî şuur ve millî mefkûrelerimizi geliştireceğimize kendi iç hezeyanlarımızı birincil amaçmış gibi en ön noktaya koyuyoruz, onun üzerine tartışmalarımızı yapıyoruz. Zaten Avrupa'nın istediği bu değil mi? Zaten bu katliamcı güçlerin istediği de bu değil mi? Tarihlerine bakın; Fas, Cezayir, Tunus'ta Fransızları görürsünüz, Orta Doğu'da Avrupa'nın tamamını görürsünüz. Hani kimse diline doluyor mu? Amerikalılar Kızılderilileri tek tek katletti, yok etti, milyonları yok etti, ağzını açıp konuşan var mı? Stalin milyonlarca Türk'ü sürdü Sibirya'nın derinliklerine, hani Kırım'dan bahseden var mı? Çok değerli kardeşlerim, biz iç hezeyanlarımızı birinci öncelik yaparken bir şeyi kaçırıyoruz, birilerine malzeme veriyoruz. O birileri de canları istediği gibi kanunlarını çıkarıyor, uluslararası kararlarını çıkarıyor ve birileri bu kürsüde de ileride AİHM'e malzeme olacak doneler oluşturmaya çalışıyor, bunları yapmayalım. Bunun yerine dönüp biraz kendi geçmişimizi ve gelecek hedeflerimizi konuşalım.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Erdoğan, ne alakası var?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Değerli Arkadaşım, onların iş birliğini yapma lütfen. Benim kimleri suçladığım ortada. Niye cevap veriyorsun?

CEYHUN İRGİL (Bursa) - O zaman Kırım'ı da eleştir, Rusya'ya karşı Kırım'ı da eleştir!

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Sevgili Kardeşim, sen Kırım Türklerine karşı mısın? Utanıyor musun onlardan?

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Hayır.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - E, niye Stalin'in yanında yer alıyorsun? Ben Stalin'i kastederken sen rahatsız oluyorsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kimse Hitlerden, bakın, Hitler...

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - İsrail, sizin dostunuz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Anıta gidip ben çiçek koymadım ki orada. Anıta gidip ben çiçek koymadım.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakın, Hitler milyonlarca İsrailliyi katletti ama kimse çıkıp bu kürsüde "Almanya senin yüzün kara, bak, sen bunu yaptın." dedi mi? İsrail'i sevmeyebiliriz, hayır, sevmeyebiliriz de...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Herkes dedi, demeyen mi var?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Ama, o zaman, bakın, benim verdiğim noktaları yakalarken yanımda lütfen yer alın. Çünkü kimleri kastettiğim belli. O kastettiklerim içinde lütfen yer almayın, sizden rica ediyorum sevgili vekillerim.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz yer alıyorsunuz ya, bizim yer aldığımız falan yok.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Yok, şov yapma, hiç gerek yok.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz yer alıyorsunuz, siz. Anıta karanfil koyan sizsiniz. Bursa'da Türk bayraklarını stada sokmayan sizsiniz.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Ben deminden beri ne söylediğimi çok iyi biliyorum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne bize dönüp söylüyorsun, arkadaşlarına söyle!

BAŞKAN - Sayın Akar...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, Genel Kurulda bir uğultu var.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Evet, değerli arkadaşlar, Esad'ın yanında yer almayın lütfen diyorum. Hitlerin yanında yer almayın diyorum. Türkiye'yi mahkûm eden kararların yanında yer almayın diyorum.

ZİHNİ AÇBA (Sakarya) - Esad'la koyun koyuna olan sizdiniz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ya siz yer alıyorsunuz, siz, biz yer almıyoruz.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Kim alıyorsa o kendini çok iyi biliyor.

BAŞKAN - Sayın Hatip, siz de Genel Kurula hitap edin.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz yer alıyorsunuz.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Hiç boşuna gerilim yapmayın.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Karanfil koydunuz, gittiniz anıta.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Bakın, işiniz gücünüz bu olmasın, doğruya "doğru" deyin.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Türk bayraklarını sokmadınız, Azeri bayraklarını sokmadınız oraya. Ne anlatıyorsunuz burada şimdi?

BAŞKAN - Sayın Akar...

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Bunu demezseniz kaybederseniz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne anlatıyorsun şimdi? Milleti suçlamayı bırak.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Deminden beri anlattığım sizin işinize gelmiyorsa siz kimin yanındasınız onu söyleyin.

BAŞKAN - Sayın Erdoğan, lütfen Genel Kurula hitap ediniz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sen neredesin? Siz neredesiniz? Dün böyle, bugün böyle.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Ben işte bu kürsüdeyim. Ben Türkiye Cumhuriyeti devletinin millî bütünlüğünün yanındayım, millî birliğinin yanındayım.

ZİHNİ AÇBA (Sakarya) - Pardon...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yapma ya! Bravo, seni alkışlıyorum(!) [CHP sıralarından alkışlar (!)]

BAŞKAN - Sayın Akar...

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - İşte sizler bu akılla kaybetmeye daha çok mahkûmsunuz. Sabah başka, akşam başka konuşuyorsunuz.

Değerli arkadaşlarım...

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Allah'tan korkun!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Anca mı aklınıza geldi?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Evet, bugün sabahleyin lideriniz Suriyelilerle ilgili çok başka konuşuyordu, siz şimdi başka konuşuyorsunuz.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bugün itibarıyla İsrail'in dostu musun, düşmanı mısın?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Evet, değerli arkadaşlarım, Suriyelilerle ilgili yapmış olduğumuz çalışmalarda hep bir ev sahibi olarak davrandık, onlara hep bir misafir olarak baktık ve bundan sonra da tabii ki vatandaşlık gündeme gelir, bunların barınma meselesi gündeme gelir, eğitim meselesi gelir, sağlık gelir, sosyal ihtiyaçlar gelir. 3 milyon insan bu topraklara keyfinden gelmedi ama birinci önceliğimiz tabii ki bu insanların yurtlarına dönmesi olmalı. Bu coğrafya, aldığı insanlara, ekmek verdiği insanlara hiçbir zaman eziyet de etmedi ama bir Batı, bakın bir Batı, 3 mülteci almak için 3 bin mültecinin Akdeniz'in sularında ölmesine razı oldu, orada azap çekmesine razı oldu. Kimleri seçti aldı? Kalibrasyonu yüksek olan ve şey olan...

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Onları kim gönderdi?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Sizin iş birliği yaptığınız Esad gönderdi. Değerli kardeşlerim, "Kim gönderdi?" diye sormayın, biliyorsunuz, bunu bana sormayın.

ZİHNİ AÇBA (Sakarya) - 6 milyarı göndermezlerse oraya göndeririz adamları diyen sizsiniz.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Sevgili Kardeşim, sen yerinde rahat dur, sen rahat dur yerinde.

ZİHNİ AÇBA (Sakarya) - 6 milyarı göndermezlerse sizi göndeririz diyen kim?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Bu davanın içinde sen yoksun. Bak, benim konuşmamım içinde hedef kitlede sen yoksun, kendini niye katıyorsun? Gözünü seveyim senin.

ZİHNİ AÇBA (Sakarya) - Ya, ne olur, hedef kitlede olsam ne olur, olmasam ne olur?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - O zaman, bilemem yani onu siz parti içi düşünün.

BAŞKAN - Sayın Erdoğan, lütfen karşılıklı konuşmayalım.

ZİHNİ AÇBA (Sakarya) - Ben bir soru soruyorum.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Evet, sevgili kardeşlerim, gördüğünüz gibi biz hedeflerimizi koyduk.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - İsrail dostunuz mu düşmanınız mı, onu açıklayın.

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Hedef, büyük Türkiye, yeni Türkiye, güçlü Türkiye.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - BOB'un neresindesin, BOB'un?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Bu noktada adım atmaya devam edeceğiz.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - İsrail'le dost musun, düşman mısın?

MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Batı insanları tek tek seçerken, alacağı yabancıların bile ırkına değil, parasına, puluna, kültürüne bakarken biz 3 milyon insana kapı açtık. Niye açtık? Katledildiği için açtık, sevgili kardeşlerim.

Çok değerli arkadaşlar, önergenin aleyhinde olduğumuzu AK PARTİ Grubu adına belirtiyorum, saygı ve muhabbetle hepinizi selamlıyorum.

Sağ olun, var olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)