GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu adına Srebrenitsa soykırımının 21'inci yıl dönümü ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:111
Tarih:12.07.2016

HDP GRUBU ADINA CELAL DOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugünkü, Meclisteki usul tartışması açısından üzüntülerimi belirtmek istiyorum açıkçası. Bütün grupların, bütün partilerin yüzde yüz hemfikir olduğu bir konuda, Parlamentonun sesinin gür çıkacağı ve bütün dünyaya taşınabileceği bir noktada beş dakikalık, on dakikalık bir konuşma meselesi esas alınarak maalesef, hepimizin Parlamento olarak hemfikir olduğu bir konuyu bile sulandırma noktasına getirebildik; ondan dolayı üzüntülerimi bildirmek istiyorum. Usul tartışması, daha doğrusu İç Tüzük uygulamasının şu veya bu noktada tartışılması mümkün olabilir, hatta bakanlar zaman zaman buraya geldiği zaman cevap da verebilirler gündem dışı konuşmalara, direkt de konuşabilirler ama bu mesele, Türkiye için, Balkanlar için, şu anda da bizim ülkemizde yaşanan bazı sorunlar için de ibretiâlem bir olaydır. O nedenle, bunun çok daha hassas ve titiz ele alınması gerekirdi.

1990'larda ben Gaziantep'te kulüp başkanıydım, Haris diye bir futbolcum vardı; bu, Bosna Hersekliydi ve 17 yaşındaydı. Galatasaray Kulübünde bu futbolcu topa vuracak gücü bulamamıştı, sonra uluslararası bir şöhrete geldi biliyorsunuz. Sebebi şuydu: Annesi ve babası savaşın ortasında kalmıştı. O genç çocuğun kendisine gelebilmesi açısından, dönemin Dışişleri Bakanı Hikmet Bey'i devreye soktuk o zaman, özel uçak bulduk, alıp getirebildik, hem çocuk kendisine geldi hem de Gaziantep'teki kazancının büyük bir kısmını Bosna halkına taşıdı ve oradaki savaşan güçlere yardımda bulundu. Bunu şunun için söylüyorum: Hangi ülke olursa olsun, insanların vatansız kalması, savaşta bulunması gerçekten çekilecek bir olay değil.

Buradan şuna gelmek istiyorum: Açıkçası bu olayın dramatik tarafı Birleşmiş Milletlerin gözetimi altındaki bir yerde vuku bulmasıdır. İnsanlar sığınacak yer arıyorlar, gittikleri kamp Birleşmiş Milletlere mensup Hollandalı askerlerin elinde bulunan bir kamp. Kampa 8 bin kişi gidiyor "ancak 5 bin kişi alırız." diye takdirde bulunuyorlar. Gelen Sırp ordusunun ne yapacağını bilmelerine karşın maalesef, o insanları kampa almıyorlar, o Hollandalı askerlerin gözü önünde Bosnalı insanlar katlediliyor. Bundan çıkarmamız gereken ders şu: Değerli arkadaşlarım, ülkemizin etrafında gerçekten alevler gökyüzüne çıktı. Bu kıvılcımların ülkeye sıçrama ihtimalinin olmaması mümkün değil. Bütün gayretimizle, sıçramaması konusunda çaba sarf etmeyi istiyoruz.

AK PARTİ'nin, Adalet ve Kalkınma Partisinin son günlerde İsrail'le, Rusya'yla yapmış olduğu barış, daha doğrusu normalleşme ilişkileri konusunda pek fazla söyleyecek bir şey bulamıyorum ama şu cümleyi de eklemek istiyorum: Altı ay önce, dört yıldan beri İsrail'le olan ilişkilerin ne noktada olduğunu biliyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu tam dört yıl boyunca o politikayı savundu, şimdi, hiçbir şey olmamış gibi, bugün değişen politikayı savunuyor. İki yıl önce Sovyet Rusya'yla olan ilişkiler, daha doğrusu uçağın düşmesinden sonra Rusya'yla olan münasebetlerimiz gerçekten incir çekirdeğini doldurmayacak noktada iken tam milyarlarca dolar, 40-50 milyar dolarlık bir paketle Türkiye zarara uğratıldı. Şimdi, yine dün bir şey olmamış gibi, Sovyetlere hiçbir laf söylenmemiş gibi, sebebinin, kusurun kimde olduğu araştırılmaksızın normalleşen bir süreçte tekrar bu siyaseti alkışlamaya başladık.

Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna sormak istiyorum: Dünkü politika yanlış idiyse niye o kadar açık savundunuz, bugünkü doğruysa niye dünü tenkit etmediniz? O da doğru olabilir, bu da doğru olabilir; o konuya da bir itirazım yok. Devletler arasında ebedî düşmanlık ve dostluk olmaz, ebedî düşmanlık hiç olmamalıdır ama bunun bir siyasi faturasının da olması gerekir.

Buradan şu cümleyle düşüncelerimi bitirmek istiyorum: Dışarıdaki alevin ülkeye sıçrama ihtimali çok yüksek. Meselenin uluslararası boyuta gelmemesi için kendi iç meselemizi, "Kürt sorunu" dediğimiz, "Alevi sorunu" dediğimiz meseleleri içeride çözmek zorundayız, başka eller karıştığı zaman nasıl girift hâle geldiğini görüyoruz.

Ben açıkça şu cümlelerle Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna seslenmek istiyorum: İsrail halkına gösterdiğiniz teveccühü, Rus halkına gösterdiğiniz teveccühü kendi ülkenizdeki Kürt halkına göstermeniz dileğiyle saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)