| Konu: | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 30.06.2016 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir kez daha hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sanırım, artık, son sözleri söylerken çok teknik değerlendirme yapmaya gerek yok diye düşünüyorum çünkü söylenecek sözlerin hepsi bu kürsüde ifade edildi, tarihe geçecek şekilde Meclis tutanaklarına geçildi, kayıtlar tutuldu. O nedenle belki son yapacağımız konuşmada hâlâ belli yanlışlardan dönmenizle ilgili çağrılarımızı tekrarlayabiliriz.
Burada konuşan her muhalefet partisinden milletvekili eğer bu yasa tasarısının yargıda siyasallaşma ve yargı kurumunun bir bütün olarak yandaşlaşması üzerine kaygılarını dile getirmişse bu kaygıları dikkate almamakla tarihe geçecek bir yanlış ve bir hata yapıyorsunuz demek durumundayız. Çünkü sizin adınıza konuşan hatiplerin de ifade ettiği gibi, yargı, uzun yıllardır, belki de cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar devleti ele geçirmenin, iktidarı, hegemonyayı sağlamanın bir aracı olarak maalesef bugünlere kadar kullanıldı. Ulusalcılar, milliyetçiler, cemaatçiler, işte, en son getirdiğiniz düzenlemeyle birlikte şimdi AKP'lilerin yargıyı devleti ele geçirmenin bir aracı olarak kullanması, kendi iktidarlaşmasının bir basamağı olarak kullanması bu ülkeye maalesef herhangi bir hayır getirmeyecektir. Geçmiş deneyimler ortadayken çok uzaklara gitmeye gerek yok. Bakın, yakın dönemde yargıda bugün terör örgütü olarak ifade ettiğiniz cemaat yapılanmasıyla birlikte iş tuttunuz. Cemaat yapılanması ne zaman ki MİT Müsteşarı aleyhinde bir dava açtı ve ne zaman ki 17-25 Aralık dosyalarını gündeme getirdi, o günden itibaren yargının aslında devleti ele geçirme adına nasıl tehlikeli bir silaha dönüşebileceğini sizler kendiniz yakın dönemde müşahede ettiniz. Bunun tespitlerini burada da yaptınız ama şimdi o yaptığınız tespitlerin tam aksi yönünde, toplumun geri kalanını ikna etmeden, hiçbirimizin rızasını almadan, bizim temsil etmiş olduğumuz toplumsal kesimlerin itirazlarını dikkate almadan bir düzenleme yapıyorsunuz ve burada da maalesef dediğim gibi sadece ve sadece devleti ele geçirmenin, yeni bir rejim tahkim etmenin bir arayışı içerisindesiniz. Bu, doğru bir yaklaşım değil. Zaman zaman milletvekilleriniz de dile getirdi, yürütmenin, yasamanın tamamen sizin elinizde olduğu bir düzende aslında toplumun diğer kesimlerini koruyan, sigorta görevi yapan en önemli şey yargının kendisiydi. Medya için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Yani Türkiye'de hukuk devletiyle ilgili kaygılar eğer toplumda oluşmuşsa, kuvvetler ayrılığıyla ilgili birtakım kaygılar oluşmuşsa bunu giderecek en önemli şey yargı mekanizması ve medya özgürlüğünün kendisiydi. Ama bugün yaptığınız düzenlemeyle birlikte siz bu sigortanın kendisini de maalesef toplumun elinden alıyorsunuz. Kendi tabanınızda bile eğer bugün yargıya, adalete güven yüzde 10'lar, 20'ler seviyesine inmişse bunu tekrar gözden geçirmeniz gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Bu ülkenin temel sorunlarını burada çözmek zorundayız. Her birimizin ağzından çıkan cümlelere kulak kabartmak, dikkate almak, ortak aklı, rasyonel aklı aramak durumundayız. Ön yargılarla muhalefetten gelenleri reddetmekle ancak yönetilemez bir ülke gerçekliğine hızla savrulmayı yaşarız.
Diyarbakır milletvekilimiz konuşurken ifade etti, 44 cenazenin yerde olduğu bir zaman dilimi içerisinde eğer bu ülkenin Başbakanı bir bayram havasından bahsediyorsa ya da Lice'de yaşamını yitiren insanlar için Türkiye'nin dört bir yanındaki ocağa ateşler düşerken birileri bayram havasından bahsediyorsa orada yönetilebilir bir devlet işleyişi yok demektir. Bunu gidermek, dediğim gibi hepimizin boynunun borcudur. Bir Suudi diktatörüne bile üç gün yas ilan eden bir Hükûmetin, kendi vatandaşları için bir günlük bir yası bile bir bayram çelişkisiyle birlikte çok görmesi izaha muhtaç bir durumdur. Korkarım ki yapmış olduğunuz bu yasal düzenlemeler de ortaya çıkan bu derin kutuplaşmanın acı bir faturası olarak önümüzdeki dönemde yine karşımıza gelecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Ben bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha yanlış yaptığınızı, yanlıştan vazgeçmeniz gerektiğini, bütün toplumsal kesimlerin yükseltmiş olduğu itirazları dikkate almanız gerektiğini ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)