GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:110
Tarih:30.06.2016

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de, sona yaklaşırken, iki gündür üzerinde uzun uzun konuştuğumuz bu kanunun son maddeleri konuşulurken tekrar hatırlatmak istiyorum: Tarih tekerrür eder; tarih şimdidir, gelecektir.

Mevcut düzenlemelerin hepsi, dediğimiz gibi, daha önceki süreçlerde de yaşadığımız ve gördüğümüz düzenlemelerdi. Özellikle, şu anda mevcut dosyada yani bu tasarı içerisinde olan DGM'lerle ilgili olarak size kısaca DGM'lerin tarihçesini söylemek gerekiyor. Bu çerçevede, 1993 yılında DEP Genel Başkanı Ankara DGM tarafından tutuklandı. Yine, HADEP'in il, ilçe örgütleri basılarak, 270'i yönetici olmak üzere, 3.215 kişi gözaltına alındı. 1999 yılında yine HADEP Genel Başkanı ve birçok parti yöneticisine siyasi yasak getirildi. Yine, 2000 yılında HADEP Genel Başkanı konuşmalarından dolayı binlerce liralık para cezasına çarptırıldı. Yine, 1993 yılında Bozlak ve PM üyeleri devlet güvenlik mahkemesince tutuklanıp cezaevine konuldu. Yine, bildiğimiz gibi, çok yakın bir tarih olan KCK operasyonlarıyla binlerce yöneticimiz tutuklanıp cezaevine konuldu. İşte böyle tarihi olan bir yapının tekrar bu Meclis tarafından getirilmesinden söz ediyoruz. İşte o dönemde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından, bu yapının doğal hâkim ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Türkiye'ye ihlaller çıktığından devlet güvenlik mahkemeleri kaldırıldı ancak bugün, bunu göre göre, bile bile biz tekrar bu yapının oluşturulması için burada bir tasarıyla bu yapıları tekrar getiriyoruz. Yani, yakın bir zamanda -bugün de biliyorsunuz- Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliğine uyum çerçevesinde görüşmelerin tekrar başladığını söyledi ve bunun içerisinde de aslında Avrupa Birliğinin en önemsediği konu Terörle Mücadele Yasası'nın kaldırılması. Avrupa Birliği, Terörle Mücadele Yasası'nın kaldırılması üzerinden Türkiye'ye bir tavsiyede bulunurken, Avrupa Birliğinde vize muafiyetinin kaldırılması için bu şartın yerine getirilmesini söylerken, biz, bugün birazcık daha derinleştirip bu Terörle Mücadele Kanunu'nun yanında yine o DGM'leri kurmak için burada çalışmalar yapıyoruz. İşte, bu çelişkiler içerisinde maalesef yaşıyoruz ve dediğim gibi tarih tekerrür ediyor. Biz, birkaç gün sonra, vize muafiyetleri için burada kalkıp Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılması ve oluşturulan bu yapının kaldırılması için tekrar bir araya geleceğiz. Onun için, dediğimiz gibi -en başta söylediğimiz gibi- sadece önergeler değil -bir önerge üzerinden şu anda burada konuşmuyorum- bu tasarının bütünen esasında geri çekilmesi gerekiyor çünkü neresinden tutsanız elinizde kalan, neresinden tutsanız insan haklarına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, uluslararası sözleşmelere, iç hukuka aykırı olan bir düzenlemeyi onaylamak için şu anda burada duruyoruz ve maalesef ki bütün halkı temsil eden, halkın iradesini, vekâletini elinde bulunduran Meclisin, bu yönde bir düzenleme için iki gündür harıl harıl çalışması bizi hayretler içerisine düşürüyor çünkü bugün esasında daha önemli konuları konuşmamız gerekiyor. Bugün, yapılan insan hakları ihlallerini nasıl çözeceğimizi, adaletin tesisini daha uygun nasıl sağlayacağımızı -dediğimiz gibi- cezaevlerinin yine 1980 yılındaki 12 Eylül darbe dönemine dönen Diyarbakır cezaevlerini andıran uygulamalarını nasıl telafi edeceğimizi konuşmamız gerekirken, bütün insan hakları ihlallerinin altına bir yenisini daha ekleyip buna imza atmaya çalışıyoruz.

Bugün cezaevlerinde bir sürü ihlali buradan saydık ama gerçekten, en feci olan, belki fecaat olan, cezaevlerinde kitap sınırlaması getirilmesi. Bugün cezaevlerinde 20 kitaptan fazlasının tutulmasına izin verilmiyor. Peki, her şeyden korkunuzu anladık, oradaki plastikten de korktuğunuzu anladık, leğenden korktuğunuzu da anladık ama kitaptan, bilimden bu kadar korkunuzun nedenini gerçekten algılamak, anlamak mümkün değil. Biz asıl meseleleri konuşmak için umarım en kısa zamanda bir araya geliriz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)