| Konu: | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 30.06.2016 |
AYHAN BİLGEN (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 31'inci maddede bir geçici düzenleme var ve bazı suçlarla ilgili yetkisizlik kararının verilemeyeceğine dair bir düzenleme. Tabii, neredeyse son maddelere geldik. Dolayısıyla artık teknik konuşmanın, tartışmanın çok bir önemi de yok.
İki net soru sormak istiyorum. Birisi, kendimi, partimizi sizin yerinize koyuyorum ve diyorum ki, acaba biz iktidarda olsaydık ya da diğer muhalefet partileri iktidarda olsaydı böyle bir düzenlemenin altına imza atmak isterler miydi? Bunu içimize sindirir miydik, böyle bir düzenlemeyi? Aynı soruyu sizin de kendinize sormanızı istiyorum: Siz muhalefette olsaydınız, birisi iktidarda yargıyla ilgili böyle bir düzenleme yapıyor olsaydı siz nasıl davranırdınız? Bu düzenlemenin geçmesi için çaba mı sarf ederdiniz, yoksa -bunun ileride doğuracağı riskleri, tehlikeleri siz de pekâlâ biliyorsunuz, görüyorsunuz- karşı mı dururdunuz?
Değerli milletvekilleri, eleştirilmekten kimse hoşlanmaz ama galiba iktidar olmanın ağır sorumluluğu tam da eleştirilmeyi hazmetmekle başlıyor. Yaptığınız 10 işten 9'u doğru bile olsa, bu çatıda çıkan 10 kanundan 9'u çok iyi bile olsa, bu ülkedeki uygulamalardan 10 tanesinden 9'u mükemmel bile olsa eğer 1 tanesiyle ilgili ciddi bir itiraz varsa siz de bir kere daha düşünmeyi, bir kere daha sorgulamayı... Acaba biz de yanlış yapabilir miyiz? Hani hepimiz beşeriz ya, olabilir şaşarız, yanlış yapabilir miyiz diye bir kez olsun sormanın kimseyi küçültmeyeceğini, kimsenin itibarından, saygınlığından bir şey kaybettirmeyeceğini görmemiz gerekiyor.
Şimdiki Kültür Bakanı, eski Millî Eğitim Bakanının -muhtemelen aranızda çok kişi okumuştur- eski bir kitabı, biliyorsunuz "Enformatik Cehalet" yani toplumun algısının, toplumun düşünme biçiminin egemen yaygın medya eliyle aslında kendine göre doğru gibi gösterip kabul ettirdiği ama biraz sorguladığınızda çok vahim yanlışlar içeren tablolar karşısında sizin nasıl düşündüğünüz. Yani akıntıya mı uyduğunuz, yoksa gerçekten sorgulayıp ona göre bir tavır mı aldığınızla ilgilidir.
Birkaç gün sonra bayram yapacağız ve bu ülkenin bir ilçesinde dağ taş her yer yakılıyor.
Değerli milletvekilleri, narkotik bir operasyonda Hint kenevirlerinin nasıl imha edileceğini az çok hepimiz biliyoruz, bu işin uzmanı değiliz ama biliyoruz. Bunların toplandığı, bir yerde imha edildiğine dair de daha önce defalarca zaten böyle operasyonlarla ilgili haberler çıkmıştı. Şimdi, bayram birilerinin acısını kendi içinizde hissetmektir. Elbette, hani "Komşusu açken tok yatan." ifadesi sadece kursaklarımızda bir şey olup olmamasıyla ilgili bir mesele değildir, dünyanın herhangi bir yerinde birisinin ayağına bir diken battığında bunun acısını içinizde hissediyor musunuz? Bırakın dünyanın bir yerini, sizin yönettiğiniz bir ülkede, bir ilçede eğer oradaki 10 bin güvenlik görevlisinin 9.999'u mükemmel insan olsa, sivillere hiçbir zarar vermemiş olsalar bile, bir tanesinin yaptığı yanlışların vebalini, sorumluluğunu siz kaldırabilir misiniz, biz kaldırabilir miyiz? Bu Meclis bu ağır vebali taşıyabilir mi? Orada bir kişi, bir masum haksız yere ölüyorsa, öldürülüyorsa bunun vebali kaldırılabilir mi? "Bunlar bu ülkede hiç olmadı." diyorsanız söylenecek söz yok ama başka yere bakmaya gerek yok. Geçmişte JİTEM'in kurucusu güvenlik görevlileri bile halka, sivillere "güvenlik politikaları" adı altında ne kadar büyük haksızlıklar yapıldığını, ne kadar büyük baskılar, zulümler yapıldığını, tam da devleti bunun yıprattığını, kurumları bunun yıprattığını, toplumu bunun kırdığını, toplumu bunun kendi ülkesinden soğuttuğunu defalarca yazdılar, kitapları basıldı bunun. Ama galiba bunu görmezlikten gelerek bir bayramı daha birlikte geçireceğiz.
Evet, biz bir iddiada bulunuyoruz, biz iddia makamıyız; araştırmak, sorgulamak, eğer iddialarımız yanlışsa, buraya taşıdığımız şeyler doğru değilse doğrusunu buraya aktarmak, kamuoyunu aydınlatmak sizin göreviniz. Ama örtmek çürütür değerli milletvekilleri, örtmek kokuşturur, bozar. Yanlışsa, yalan söylüyorsak bunu çıkar kamuoyunun önünde hep birlikte ispatlarız, biz özür dileriz ama eğer bir tanesi bile doğruysa, bir kişi bile haksız yere hayatını kaybetmişse bütün bir insanlığı öldürmenin vebalini üzerimizde taşırız.
Herkesi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)