GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:110
Tarih:30.06.2016

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi hakkında söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Grup önerisinde, 2 Temmuz 1993 yılında Sivas'ta meydana gelen Madımak katliamıyla ilgili bir araştırma önergesi var. Bu araştırma önergesinin bugünkü gündeme alınması talep ediliyor.

2 Temmuz 1993'te Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Kültür Şenlikleri'ne katılmak için dönemin Sivas Valisinin özel davetlileri olarak Sivas'a gelen yazar, sanatçı ve bilim adamlarının Madımak Oteli'nde hayatlarını kaybetmeleri ülkemiz açısından çok büyük bir üzüntü kaynağı olmuştur. Çıkan olaylarda 35 kişi hayatını kaybetmiş, aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi kurtarılmıştır. Olay sonrası 190 kişi gözaltına alınmış, 124 kişi hakkında dava açılmış. Ankara 1 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesinde devam eden davalarda 22 sanık hakkında on beşer yıl, 3 sanık hakkında onar yıl, 54 sanık hakkında üçer yıl, 6 sanık hakkında ikişer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında beraat kararı ve 33 sanık da idam cezasına çarptırılmış. Daha sonra, 2002'de idam cezasının kaldırılması nedeniyle de müebbet hapis cezasına çevrilmiştir. 5 sanık ise bulunamamış, firari sanıklarla ilgili de devam eden dava zamanaşımı nedeniyle düşmüş, müdahil avukatları da bu nedenle Anayasa Mahkemesine başvurmuşlardır. Dosya, şu anda Anayasa Mahkemesinin önündedir

Değerli milletvekilleri, Sivas olayları Alevi-Sünni çatışması çıkarmak isteyen karanlık odakların bir planıdır. Olayların çıkış şekline baktığımızda ve olaylar sırasında alınması gereken güvenlik önlemlerinin alınmaması, olay sonrasında delillerin yeterince toplanmaması, toplanan delillerin muhafazasında gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olması karşısında tartışmasız bir gerçek vardır ki, o da olayların önlenmesinde çok büyük bir yönetim ve devlet zafiyeti vardır.

Madımak Oteli acı hatırasıyla giderek sembolik bir değer kazanmış ve Aleviler arasında sürekli güncellenen bir yas merkezine dönüştürülmüştür ve bu durum Alevi-Sünni kardeşliğini bozmak için sürekli kullanılagelmektedir.

Sivas olaylarıyla ilgili olarak geçmişte, 1993 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir araştırma komisyonu kurulmuştur ve hazırlanan raporda olayın provokatif ögeler taşıdığı açıkça belirtilmiştir.

Yine AK PARTİ iktidarı döneminde bu konu araştırılmış, dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül tarafından Devlet Denetleme Kuruluna bu konunun araştırılmasıyla ilgili talimat verilmiş ve Devlet Denetleme Kurulu da ayrıntılı bir inceleme yapmıştır. Devlet Denetleme Kurulunun tespitleri vardır, bu raporu okumanızı tavsiye ederim.

Bu raporda, özellikle, mağdurların ifadeye gelmemesi; mağdurların, gerekli yazışmalar, telefonla davet etmeler olmasına rağmen Devlet Denetleme Kuruluna ifade vermek istememeleri de ayrı bir sorun olarak ortadadır.

Bu raporda neler vardır, raporu ben kısaca size özetleyeyim: Raporda kışkırtma ve provokasyon olduğu açıkça ortaya konulmaktadır. Olayların önlenmesine ilişkin yönetim zafiyetine vurgu yapılmaktadır. Aziz Nesin'in Sivas'a gelmeden önce, o günlerde tepki çeken, Salman Rüşdi'in Şeytan Ayetleri kitabını Aydınlık gazetesinde Türkçe tercümesini yayınlamasına ilişkin açıklamaları ve o gün Sivas Kültür Merkezinde yaptığı konuşmanın tepkilere yol açtığı, o dönem Sivas'ta yayın yapan mahallî basında da etkinliklerden günler önce etkinlikler aleyhinde haberler yapılmaya başlandığı, 2 Temmuz 1993 tarihinde ise bu olumsuz haberlerin dozunun artırılarak devam edildiği bilindiği hâlde meydana gelebilecek olayların önlenmesine ilişkin tedbirlerin alınmadığı bu raporda ayrıntılı olarak belirtilmektedir. Daha farklı sebepler de raporda ayrıntılı dile getirilmiştir.

Sivas olayları sırasında delillerin toplanması ve muhafazasında gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıyla Sivas olaylarının üzerinden yirmi yılı aşkın uzun bir sürenin geçmiş olması, bazı bilgi ve verilere ulaşılmasında güçlük yarattığı da yine Devlet Denetleme Kurulunun raporunda değinilen hususlardan bir tanesidir. Raporun sonuç bölümünde de yine soruna ilişkin çözüm önerileri sayılmıştır. Raporda tarihî tecrübemizin, farklılıklarımıza karşın toplumu beraber kılan unsurlar ile yürütülen siyasetlerin yarattığı sorunları ve çatışmayı görerek ve bunlardan dersler çıkararak gerçek anlamda çoğulcu bir yaklaşımın üretilmesini zorunlu kıldığı belirtilmiş, bunun ise bir yandan ortak bir tasavvurun oluşturulmasını, diğer yandan da gerçekleştirilen reformlara ve açılan demokratikleşme paketlerine devam edilmesi ve sistemin demokrasiye dönüştürülmesi çabalarının sürdürülmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu konuda çalışmalar yapmış, 1993'teki araştırma raporunun sonrasında, yine AK PARTİ iktidarı döneminde Darbeleri Araştırma Komisyonu kurulmuş ve Darbeleri Araştırma Komisyonunun raporunda da Sivas olaylarına yer verilmiştir. Sivas olayları bu raporda ayrıntılı bir şekilde işlenmiştir ve sebepleriyle ilgili birtakım sonuçlara varılmış ve bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine ve kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

Dönemin Sivas Valisi Türkiye Büyük Millet Meclisine davet edilmiş ve burada görüşleri alınmıştır. O olaylarla ilgili dönemin Sivas Valisinin de beyanları bu raporda mevcuttur ve dönemin Sivas Valisinin olayları neden önleyemediğini, güvenlik güçleri anlamında taleplerinin neden karşılanamadığını, nasıl karşılanmadığını Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan Komisyona sunmuştur ve bu da rapora geçmiştir.

Yine, değerli milletvekilleri, Sivas olayları 1993 yılında meydana gelmiştir.

ZEYNEP ALTIOK (İzmir) - Katliamı...

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Sivas katliamı, evet, katliam, Madımak katliamı.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - "Olay" diyorsun.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - O dönemde AK PARTİ iktidarda yoktur, AK PARTİ yoktur zaten o dönemde. O dönemde iktidarda DYP-SHP koalisyonu vardır.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Niye üzerinize alınıyorsunuz? Katliamı kabul etmek için AK PARTİ'nin olması mı gerekiyor?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Biz bunu savunmuyoruz bakın.

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Bir yılda 11 bombalama oldu.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Yönetim ve devlet zafiyeti var, Hükûmet zafiyeti var. Hükûmette kim var? SHP koalisyonu var. Adalet Bakanı kim? Sayın Seyfi Oktay. İçişleri Bakanı kim, kim? Dönemin Valisini kim atadı? Hepsi, işte, sorumluları, ben buradan...

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Şimdiden bahsedin. Şimdi ne var?

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Bu, senin "katliam" demeni engelliyor mu? Biz onu eleştiriyoruz.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Katliamdır, evet. Bu olayların önlenmesindeki sorumluluk dönemin Hükûmetinde ve dönemin kamu yöneticilerindedir. Bunu da buradan ifade etmek gerekir.

Madımak olayından hemen üç gün sonra, 5 Temmuz 1993 yılında PKK terör örgütü, Madımak operasyonunu fırsat bilerek Erzincan Başbağlar'da bir katliam yapmıştır. Akşamüzeri 100'e yakın PKK mensubu köyü basmış, ezanın okunduğu sırada camiye giren örgüt mensupları cemaati zorla dışarı çıkarmış, bir buçuk saat örgüt propagandası yaptıktan sonra tüm erkekler kurşuna dizilmiştir.

MURAT BAYBATUR (Manisa) - Sor bakalım, katliam mı o?

İSMAİL BİLEN (Manisa) - Katliam mı o? Katliam mı?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Burada 29 kişi ölmüş, daha sonra evler basılmış ve evlerde de yaşlı, kadın, çocuk demeden katledilmiştir. 33 kişi, 33 vatandaşımız Başbağlar'da katledilmiştir ve PKK terör örgütü de bıraktığı notlarda ve yaptığı açıklamalarda "Sivas'ın öcü alınmıştır." diye mesajlar bırakmıştır.

İSMAİL (BİLEN (Manisa) - O katliam değil miymiş!

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Sivas, Madımak ve hemen iki gün sonra Başbağlar katliamları yakın tarihimize bir kara leke olarak geçmiştir değerli milletvekilleri. Bu olaylar ülkemizin birlik ve beraberliğine, milletimizin huzuruna kasteden olaylardır. Türkiye'nin gücünü zayıflatmak isteyen, içimizdeki ve dışarıdaki şer odaklarının karanlık planlarıdır. Bu olaylar karşısında uyanık olmak gerekir, milletimiz bu tür oyunların arka planını artık çok net olarak görmektedir. Bu tür karanlık planlar içerisinde olanlar artık milletimizin bu oyunlar karşısında uyanık olduğunu ve bu şer şebekelerine hiçbir zaman fırsat vermeyeceğini bilmeleri gerekir.

Sivas, Madımak olaylarının meydana geldiği 1993 yılı, PKK terör örgütü nedeniyle en çok şehit verdiğimiz yıl olmuştur. 1990'lı yıllar siyasi istikrarsızlığın bir sonucu olarak hem ekonomik krizlere hem de güvenlik sorunlarına yol açmış; terörün, faili meçhullerin en çok olduğu yıllar olarak tarihe geçmiştir. AK PARTİ'nin iktidar olduğu son on dört yılda da Türkiye düşmanları boş durmamış, siyasi istikrarı bozmak için elinden geleni yapmış; Türkiye'nin yürüyüşünü kesmek, dış politikada aktif olmasını engellemek, ekonomide güçlü olmasının önüne geçmek için provokasyonlar yapmıştır ama bu provokasyonların arka planı deşifre edildiğinden milletimiz bu kışkırtmalara kanmamıştır.

Sivas Madımak'ı unutmamamız gerekir. Başbağlar'ı unutmamamız gerekir. Bu olaylardan ders çıkarmak gerekir. Bu olayları aynı dine mensup Alevi-Sünni kardeşliğine, Türk-Kürt kardeşliğine zarar verici unsur olarak kullananlara fırsat vermemek gerekir. Sivas olaylarından çıkarılacak dersler çoktur. Bu konuda, bu tür olaylar öncesinde alınması gereken tedbirler, olay sırasında alınması gereken tedbirlerle ilgili zaten gerekli raporlar, başta Devlet Denetleme Kurulu olmak üzere tüm kurumlar tarafından, Meclis tarafından ortaya konulmuştur. Bu nedenle yeni bir araştırmaya gerek yoktur.

Önerinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)