GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:109
Tarih:29.06.2016

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun tasarısı üzerinde, doğrusu, çok geniş değerlendirmeler yapıldı hukuki boyutuyla, sonuçları boyutuyla. Bu yüzden, oranın aslında bir doyuma ulaştığı kanaatiyle, biraz da bu kanun tasarısının arka planında ne var, aslında bunu değerlendirmekte fayda var.

Gerçekten, Türkiye'nin gündemi ile Türkiye vatandaşlarının şu anda siyasete bakışı, yaşanan olaylar, dünkü patlama, katliam, şu anda çok sıcak bir gündemken biz, burada Danıştay tasarısını, "iktidar partisinin gündemi" diye iki gündür, sabahlara kadar tartışıyoruz. Neden? Çünkü bunu iktidar partisi böyle istiyor. Şu anda bu, Türkiye'nin gündemi mi, bir ihtiyaç mı? Hayır.

Şu anda, Danıştay ya da Yargıtay üyeliklerinin sona ermesi ya da gösterilen ama asla inandırıcılığı olmayan bir gerekçe olarak takdim edilen istinaf mahkemelerinin kuruluşuyla boşalacak üyelikler, işte orada fazlalık olacak, aktarılacak... Bunların hepsi, gerçekten, hiçbir karşılığı olmayan, sadece yasa tasarısının geçmesi için, daha doğrusu -geçmesi için bu gerekçelere ihtiyaç yok- kamuoyunu farklı bir şekilde yönlendirmek ve algısını şekillendirmek, inşa etmek açısından oluşturulan gerekçelerdir.

Ne kadar süslerseniz süsleyin, bu yasa tasarısının tek anlamı var: AKP'den yana olmayan, iktidardan yana olmayan hâkim ve savcıların Yargıtaydan ve Danıştaydan ayıklanması. En sade hâliyle bu, budur, Türkçesi budur. Bunu, diğer hukuki gerekçeleri, onları bunları geçiyorum.

Peki, bunun sebebi nedir, niye böyle bir ihtiyaç var? Çünkü, şu anda iktidar partisi bu yargıya güvenmiyor. Bu kadar ameliyat yaptı, bu kadar operasyon yaptı, binlerce hâkimin, savcının yerini değiştirdi. Hâkim ve savcılar, bu ülkede, aldıkları kararlar sebebiyle, yaptıkları soruşturmalar sebebiyle Türkiye tarihinde ilkleri yaşadı bu ülke, tutuklandılar. Bir hâkimin kararından dolayı tutuklanması hukuk devletinde, yargının bağımsız olduğu bir ülkede asla rastlanılır bir durum değildir. Peki, ne oldu? Bütün bu tutuklamalara, görev değişikliklerine, işten atılmalara, kademe durdurmalara, cezalandırılmalara rağmen, iktidar partisi hâlâ kendilerince adını koydukları FETÖ terör örgütünün -ki onu da ayrıca tartışacağız- üyelerinin bu yargıda görev aldıklarına ilişkin subjektif değerlendirmeler ya da bilgiler... Peki, nedir? Bu hâkim, savcılar gerçekten hangi suçu işlediler, var mı bu örgüt üyeliği? Diyelim ki gerçekten bunlar örgüt üyeliği, yasa dışı işler yapıyor fakat elinizde hiçbir delil yok, teki bir soruşturma geçirmiş mi, haklarında bir ceza kovuşturması var mı, bir mahkûmiyet kararı var mı, hâkimliklerini uygulayacak, icra edecek bir engel var mı yasal olarak? Hayır, yok. Bunlar, Yargıtay üyeliğine kadar, Danıştay üyeliğine kadar bütün o kademeleri geçerek, seçimle atanarak HSYK'nin kararıyla ve ilgili yasal düzenlemelerle oraya kadar yükselmişler. Fakat o kadar titiz CV'leri var ki o yargıçların, haklarında aslında hiçbir şey yapamıyorlar, ne disiplin işlemi yapabiliyorlar ne ceza soruşturması açabiliyorlar ne kovuşturmaya yükseltebiliyorlar savcılık iddianamesiyle. Fakat "Biz, size güvenmiyoruz -yarın öbür gün sanık olacaklarından eminler ya, o mahkeme önüne çıkacaklar ya- bizi yargılayacağınızdan korkuyoruz. Biz, size güvenmiyoruz. Bu nedenle biz kendimiz yüzde yüz güvendiğimiz -gerçi ondan sonra da yüzde yüz güvenmediklerini görecekler- bir yüksek yargı dizaynı yapmak istiyoruz." diyorlar. Bunun hukukla, hukuk devleti olmakla, istinaf mahkemesiyle, HSYK yapısıyla hiçbir bağlantısı yoktur. Şu anda, iktidar partisi büyük bir panik ve korku içindedir, gerçekten yanlış üstüne yanlış yapıyor, öyle yanlışlar yapıyor ki artık kendisini hiçbir şekilde güvende hissetmiyor. Bu ülkede şu anda, bu kadar iktidar olanaklarına rağmen, en çok korkan siyasi yapı, parti kimdir diye sorarsanız hiç tereddütsüz AK PARTİ'dir ve bu korkuyla bu dönemde, böylesi kaotik bir dönemde, bu kadar ölümün yaşandığı bir dönemde biz Danıştay tasarısını konuşuyoruz.

22'nci maddede de söz alacağım, devamını orada anlatacağım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Ama bu korku bizi adım adım cehenneme götürüyor. (HDP sıralarından alkışlar)