GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:109
Tarih:29.06.2016

BURCU ÇELİK ÖZKAN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün tasarı üzerine yaptığımız konuşmada Adalet Bakanının bu tasarı için ayıklama operasyonu olarak değerlendirmesini tekrar etmiştik, bugün de bunu tekrarlamakta aslında sakınca görmüyorum. Fakat şunu tekrardan sormak gerekiyor, Adalet Bakanı bugün Hükûmet tarafında oturmuyor ama şu anda iktidar partisinin arasında olduğunu gördüğüm için kendisine yönelik sorularım olacak, lütfen cevaplayın Sayın Bakan. Neyi amaçlıyoruz? Neyi ayıklıyoruz? Gerçekten bunların kendisi tarafından açıklanması gerekiyor.

Şimdi, ayıkladığımız şey neticesinde ulaşmaya çalıştığımız şey ne aslında? Yani iktidar partisinin adaletine mi artık sığınmamız gerekiyor. Eğer AKP'nin, iktidar partisinin adaletine sığınacaksak e, yargının durumu ortada; her gün avukatların, gazetecilerin, bütün değerli, bizler açısından değerli profesörlerin, hocaların apar topar tutuklandığı bir süreçte AKP'nin yargısına, siyasallaşan yargıya hangi sebeple nasıl güvenmemizi bekliyorsunuz? Öncelikle bunun cevabının verilmesi gerekiyor.

İkincisi: Yargının en üstünde olan bir kişi tarafından yargıya güven sorununa ilişkin bir değerlendirme yapıldı. Ne dendi? "Yargıya güven yüzde 30'larda." Peki, neden? Karıştırmayın arkadaşlar, halk her zaman yargıya, adalete güvenir, halkın güvenmediği -tekrar, az önce belirttim- AKP'nin yargısıdır, AKP'nin tüm kurumlarda -ben bir hukukçu olarak söylüyorum- hem hâkimler bazında hem savcılar bazında hem de savunma ayağında her şeye, her kesime, her kuruma müdahalesi sebebiyle aslında bu güven sorunu. Aksi takdirde, halk ve bizler, hepimiz esasen yargıya güvenmek zorundayız ama bizim güvenmediğimiz AKP Hükûmetidir, AKP Hükûmeti sebebiyle siyasallaşan yargıdır. Hep birlikte aslında bunun önüne geçmeliyiz. Bunun önüne geçmeye çalışırken neyle karşılaşıyoruz? Bütün yargı mensuplarının çay toplamaya gittiğini görüyoruz. E, şimdi bu kadar bizler için trajikomik bir ortamda yargıya güvenin mümkün olmadığını herhâlde çok kolay bir şekilde anlarız.

Bunun yanı sıra Danıştayın, Yargıtayın -bilmiyorum- arşivlerine hiç gittiniz mi? Ben avukatlık mesleğimi icra ederken gittim ve orada arşivlerde bir dosya bulabilmek için saatlerimizi veriyoruz biz, verdik. Şimdi hem dairelerin hem de hâkim sayılarının azaltılmak istendiği bir tasarı bu.

Şunu sormak istiyorum: Bir avukat olarak aylarca, yıllarca, biz Yargıtaydan ve Danıştaydan dosyaların dönmesini bekliyorduk. Peki, bu sayıların bu kadar azaltılmasından sonra gerçekten halk, gerçekten adalet bekleyen insanlarımız kaç yıl bekleyecek? Türkiye gerçekliklerini düşünmeden apar topar hazırlanan bu tasarıların, bu yasaların ne yazık ki uygulamada karşılık bulmayacağına ilişkin hiçbir şüphenizin olmadığını düşünüyorum.

Bu tasarıda özellikle şunu belirtmek gerekiyor: DGM'ler tekrardan hayata geçirilmek isteniyor. Bakın, cezaevlerini ziyaret ederken DGM'ler yüzünden sorgusuz sualsiz bir gecede ömürlerini şu anda cezaevlerinde, zindanlarda geçiren insanlarımızın gerçekliğinin bilmiyorum farkında mısınız?

Peki, Sayın Bakan, cezaevlerindeki sorunların farkında mısınız? Hiç bu konuda açıklama yaptınız mı? Ya da bu açıklamaları sizin elinizden çıkan -dün söyledim, bakın, bugün tekrar hatırlatıyorum- gizli genelge sebebiyle açıklama yapamayacak durumda mısınız? Lütfen buna cevap verin.

Bakın, eğer biz bu ülkede adalet istiyorsak, eğer gerçekten hep birlikte adaletin tesisi için çalışıyorsak, yirmi iki yıldır tutuklu olan İlhan Çomak -13 Temmuzda duruşması var- eğer adalet varsa o gün serbest kalır.

Eğer bu ülkede adalet aranıyorsa, iki kolu olmayan Ergin Aktaş, tek kişilik hücreden derhâl, ivedilikle serbest bırakılır.

6'sı ölüm seviyesinde olan 60 tane hasta tutuklu -bunlar en ağırları- ve yaklaşık 300'ü aşmış bir sayıdan bahsediyoruz, derhâl, ivedilikle, hiçbir siyasi düşünce, politika göz önüne alınmadan, insani değerler göz önüne alınarak derhâl serbest bırakılır. Bu ülkede, sadece düşündüğü için, sadece düşüncesini dışarıya yansıttığı için ömrünü, hayatını, yıllarını cezaevlerinde geçiren insanları düşündüğümüzde ve onlar bir gün tahliye olduğunda, evet, bu ülkeye adalet gelir diyorum.

Sizleri tekrardan saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)