| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 29.06.2016 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, dün ülkemizde İstanbul Atatürk Hava Meydanı'nda yaşanan bir patlama sonucu resmî açıklamalara göre 41 yurttaşımızı kaybettik, 239 yurttaşımız yaralandı. Ölen tüm insanlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum; yaralılara da acil şifa dileklerimi iletiyorum.
Değerli Başkan, aslında biz IŞİD'e dair eleştirilerimizi, önerilerimizi öteden beri burada dile getirmeye çalışıyoruz. Bu anlamda, IŞİD için Gaziantep'in özellikle bir üs olarak seçildiğini, Gaziantep'te aslında birçok IŞİD militanının tedavi edildiğini, yine birçok IŞİD militanına ait hücre evinin olduğunu ve gerekli önlemler alınmazsa ülkemizin Pakistanlaşacağı, Gaziantep'in de Peşaverleşeceği uyarısını öteden beri defaatle bu kürsüde dile getirmiştik. Maalesef, yeterli önlemler alınmadı, alınmadığı gibi, hâlâ daha biz Pakistanlaşma yolunda hızla ilerliyoruz.
Kaygımız odur ki bugün dile getirdiğimiz, önerdiğimiz araştırma önergemiz kabul edilip bir araştırma komisyonu kurulmazsa, önümüzdeki süreçte Azez-Cerablus hattının kesilmesiyle Suriye'deki çeteler ile Türkiye'deki çeteler arasındaki bağlantının kopmasıyla beraber bu patlamaların ve ülkemizdeki kan akışının daha artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Bu anlamda, verdiğimiz öneri son derece önemlidir.
Şimdi, Gaziantep'te meydana gelen birtakım olayları dikkatlerinize sunmak isterim.
Değerli arkadaşlar, IŞİD çeteleri, sınırda canlı bomba yeleklerinin yakalanmasıyla beraber bunları Suriye'den taşımak yerine Gaziantep'te bir atölye, canlı bomba yeleği üretim atölyesi kuruyor. Yine bunun yanında, Gaziantep'te sadece bir noktada 120 ton patlayıcı niteliğinde amonyum nitrat gübresi ele geçiriliyor. Şimdi, ortaya çıkan bilgi ve belgelere bakıyoruz ki, aslında bu olaylar yaşanmadan, bu olayların tamamını -fiziki, teknik takip altında- polis iki yıl boyunca izliyor, bunları kayıt altına alıyor ama maalesef, dün "öfkeli çocuklar" olarak tarif edilen bu kesimin üzerine gidilemediği için ülkemiz kan gölüne dönüşme yolunda hızla ilerliyor.
Dikkatinizi şuna çekmek isterim: Gaziantep öyle bir hâle gelmişti ki değerli arkadaşlar, dünyanın her ülkesinde çeteler rahatlıkla Atatürk Havalimanı'nı kullanarak, Gaziantep Havalimanı'nda ve Gaziantep-Kilis sınır hattını kullanarak karşıya geçmişler, orada savaşmışlar ve tekrar ülkeye dönerek maalesef, ülkemizi kan gönlüne çevirmişler. IŞİD'in sınır emiri olan, sözde sınır emiri olan "Ebubekir" kod adlı İlhami Balı'nın aslında bu sınır geçişlerinin tamamını yönlendirdiği ve tüm irtibat noktalarının bilindiği, şu anda Gaziantep'te yürüyen bir mahkemede, Gaziantep 2. ve 5. ağır ceza mahkemelerinde yürüyen bazı davarlarda bu "tape"lerin mevcut olduğu anlaşılıyor. Yine, hem Suruç patlamasını yapan hem Ankara Gar Meydanı'ndaki patlamanın tasarısını çizen Yunus Durmaz'ın da kayıt altında takip edildiği, tüm faaliyetlerinin izlendiği ortaya çıkıyor ama ne hikmetse bu kadar veriye rağmen, bu kadar istihbarata rağmen, bu kadar fiziki ve teknik takibe rağmen, bunların kendilerini patlatması ve ülkemizi kan gölüne çevirmesi engellenemiyor.
Değerli arkadaşlar, eski Başbakan Davutoğlu şunu söylemişti: "Elimizde listeler var ama kendilerini patlatmadıkları için, maalesef bir işlem yapamıyoruz."
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Nerede söyledi, nerede?
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Şimdi anlıyoruz ki gerçekten ellerinde bu listeler varmış, biliniyormuş ama gerekli işlem yapılmadığı için bu insanlar kendilerini patlatmışlar.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Kim demiş, kim demiş?
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bu insanlar ülkemizin, maalesef, bir kan gölüne çevrilmesini istemiş.
Yine, bu IŞİD çetelerinin Gaziantep'i Ezidi kadınlarının satıldığı bir köle pazarına çevirdiği de Alman radyo ve televizyonlarına, 2 kanala sızan bilgilerden açıkça ortaya çıkıyor.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Sur'u ne hâle getirdiğinizi söyleyin.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Sen oradan susarsan, dinlersen...
Önlem alırsak... Bakın, buna çözüm olun.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Cizre'yi, Sur'u ne hâle getirdiğinizi söyleyin, onun hesabını verin.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Senin orada konuşmanın bir faydası yok. Siz bu konuşmalarla bu ülkenin kan gölüne dönüşmesinin bir aracı oluyorsunuz. Sizi ciddiye bile almıyorum
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, müdahale etmeyelim lütfen.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu belgeler, 1.786 sayfalık veriler -maalesef- polisin elinde; irtibat bürosu biliniyor, basılıyor ve bu pazarlamayı yapan ofise baskın yapılıyor, gözaltına alınıyorlar ama birkaç gün sonra, on beş günlük bir mahkemeyle tekrar serbest bırakılıyorlar.
Bugün, yine, bu çetelerin, özellikle, bu, İstanbul'daki patlamanın kaynağında, aslında, Hatay Geri Gönderme Merkezinden firar eden, içinde 5 tane üst düzey IŞİD yetkilisinin bulunduğu bir grubun olma ihtimalinden bahsediliyor basında.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - İstihbarat komiseri yapalım seni ya! Bu kadar çok şeyi biliyorsun ya!
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, evet, istihbarat var ama bunda sorumluluğu bulunanlar, niye bu istihbaratlar kullanılarak bu engellenememiş, bunu sorgulamıyorlar. Bunda sorumluluğu olanlar bugün İstanbul'un kan gölüne dönmesinin başlıca sorumlularıdırlar.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Ya beraber çalışıyorsunuz ya da bu kadar istihbaratı alamazsınız.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - IŞİD'e sizin nasıl yaklaştığınız biliniyor. IŞİD'le; maalesef, sadece, Suriye'de, size bir çakıl taşı atılmamış olan Rojava'da...
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Çiçek mi suluyorlar, ne yapıyorlar, söyle bakayım.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - ...Kürtlerin bir statüye sahip olmasını engellemek adına nasıl bir yılanla, nasıl bir çuvala girdiğiniz ve beraber iş tuttuğunuz dünya kamuoyunda.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Zaten kökünüz dışarıda, kökünüz dışarıda.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bugün dış basında, yine, aynı şekilde bizim söylediklerimiz bir kez daha ifade ediliyor, deniyor ki: "Türkiye'nin elindeki silah bumerang gibi kendisine döndü."
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Kökünüz dışarıda...
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Evet, dolayısıyla, bugün bu araştırma komisyonlarının kurulmaması maalesef, önümüzdeki sürecin daha da tehlikeli bir hâl alacağının açık işaretidir.
Yine, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kayıtlarında geçiyor, fotoğraflarla belgeli; Gaziantep'te Burç ormanlık alanındaki IŞİD çeteleri, isimleri isim isim biliniyor. Orada silahlı eğitim aldıkları, orada eğitim çalışması yaptıkları ve tüm kayıtlarının iki yıl boyunca polis tarafından izlendiği yine mahkeme kayıtlarında sabittir.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Beraber gidelim, bakalım; var mıymış, yok muymuş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Dilipak, müdahale etmeyelim lütfen.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Siz gerçekten bu halkın bir vekili misiniz? Siz bu akan kandan memnun musunuz ki oradan ikide bir bana laf yetiştiriyorsunuz? Size yakışmıyor.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Antep öyle bir yer değildir, beraber gidelim.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Antep'in vekili olarak Antep'in imajı birinci derecede benim sorumluluğumdadır ama Gaziantep Valisi tüm yerel basını toplayarak, önlem olarak bu kadar elinde bilgi, belge olmasına rağmen bunu kullanmıyor, basına sansür uygulayarak şunu söylüyor...
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Ormanlara beraber kampa gidelim, yürüyelim.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - "Gaziantep'le ilgili bu olumsuz haberleri yapmayalım. Örneğin 'Gaziantep Havaalanı'na bomba düştü.' demeyelim, 'Havaalanına bomba düştü.' diyelim." Kenardan, etrafından dolanarak Antep'in ismini kurtaracağını düşünen mülki idare amirleri var maalesef. Mülki idare amirleri IŞİD'i, "öfkeli çocuklar"ı hâlâ bugün itibarıyla bile terör örgütü gibi algılamıyorlar, IŞİD çetelerini de birer terörist gibi görmüyorlar. Onun için bizim buradaki çağrımız, acil bir şekilde bu konunun araştırılması, Antep'in gelecekte Peşaverleşmesinin önüne geçilmesi açısından bizim verdiğimiz önergeye desteklerinizi bekliyoruz. Yurtseverlik kendi ülkesinde muhtemel olayları önlemeye katkı sunmaktır, orada oturup akşama kadar laf yetiştirmek değildir.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)