| Konu: | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 28.06.2016 |
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün burada 400 sıra sayılı Danıştay Kanunu'yla ilgili olarak 6'ncı maddede verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Öncelikle sizleri saygıyla selamlıyorum ancak şunu da dile getirmeliyim ki şu anda yaşadığımız acı, bugün yaşadığımız üzücü olay şu anda konuşacağımız teknik konuyu ve bu konuyla ilgili söyleyeceğimiz her sözü kifayetsiz bırakıyor. Öyle bir gece yaşadık ki bu gece bize acı verdi ama bizden daha fazla ateşin düştüğü evlere, ocaklara zarar verdi. Bugün acısı aziz Türk milletinin çok büyük, bizlerin de tabii ki büyük -böyle olduğuna inanıyorum- ama bazı şeyleri de dikkate almamız gerekiyor, bazı şeyleri belki şu anda sorgulamak çok da uygun gelmiyor, bazı şeyleri bir kenara bırakıyoruz. Ancak şunu da unutmamalıyız ki -hiçbirimiz unutmamalıyız, sizler de unutmamalısınız- şu ana kadar yapılan hatalar, sürdürülen süreçler, her türlü konuda ihmaller, kusurlar hafızamızda saklı tutulmakta ve yeri, günü geldiği zaman bunlar tekrar masaya yatırılmakta olacak, bunu da bilginize sunmak istiyorum.
Terör, bir ülkeye, bir millete zarar vermenin yanı sıra, sadece fiziksel zarar değil, can kaybı değil, korku kültürü yaratma, ülkenin psikolojisini bozma, toplumu kilitleyip psikolojik olarak çökertme üzerine yapılan bir eylem. Ancak bu eylem sonucunda bizim verdiğimiz tepkiler milletimizin bundan sonraki süreçte yaşayacağı psikoloji için de çok önemli. Bugün herkes mesaj atıyor, hepimiz mesaj attık. Vali mesaj yolluyor veya çıkıyor konuşuyor, diyor ki: "Terörü kınıyoruz, lanetliyoruz." Vali çıkıyor bunu söylüyor, milletvekili mesaj atıyor "Kınıyoruz.", bakanlar çıkıyor "Lanetliyoruz, kınıyoruz." Peki, millet ne yapıyor biliyor musunuz? Artık bıktı, artık kınayanları kınıyor çünkü kınamak artık hiçbir işe yaramıyor. Eğer bu terör bitecekse bizim vatanımızın ve milletimizin güvenliği sağlanacaksa bu sadece kınayarak değil bir şeyler yaparak, yaptığı işi düzgün yaparak ve milletin huzurunu, güven ortamını tekrar sağlayarak mümkün. Şu ana kadar, belki şunu, bunu şu anda masaya yatırmıyoruz ama ihmal ve kusuru olanlar kimlerse Hükûmet bunları ortaya çıkarıp veya bunların bir şekilde kabullenmesi gereken yerleri, noktaları varsa kabullenip gereğini yapmak zorunda. Ve yine bundan sonra alınacak olan tedbirlerde neler yapılması gerekiyorsa bunları da en iyi şekilde, ihmalsiz, kusursuz yapmak durumunda.
Ne yazık ki Milliyetçi Hareket Partisinin bugüne kadar burada söylediği, sarf ettiği sözler, size gösterdiği, gelecekte yaşayacağımıza dair size ışık tuttuğu noktalar hep yaşandı. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin öngördüğü her şey çıktı. Keşke çıkmasaydı. Keşke bizler yanılsaydık da sizler bugüne kadar yürüttüğünüz politikayla terörün de önüne geçseydiniz, adaleti de en iyi şekilde sağlasaydınız, dış politikada da iç politikada da iyi olsaydık, her şey mükemmel olsaydı ama ne yazık ki böyle olmadı. Bugün de geldiğimiz nokta bunu göstermekte. Ama bundan sonrası çok önemli. Bundan sonra, sadece her şeyi tekelinize alarak başaramayacağınızı görmeniz gerekiyor. Yargıyı tekelinize alarak başaramazsınız. Yürütme, yasama her şey sizin tekelinizdeyken bu iş iyiye gitmiyor. Bu noktada, bizlerden gelen önerileri de dikkate alarak, bundan sonraki süreçte önceden düştüğünüz hataları tekrar etmeyerek, hani bazı süreçleri buzluğa kaldırmıştınız ya, onların da fişini çekerek, teröristle masaya oturmanın hiçbir anlamının olmadığını, bunun daha çok zarar verdiğini kabullenerek bundan sonraki terörle mücadelenizde daha istikrarlı gitmenizi diliyoruz, iç politikada da dış politikada da. Ve bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi olarak, teröre karşı verdiğiniz her mücadelede aldığınız doğru kararlara her zaman destekçi olduğumuzu hatırlatıyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)