GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:108
Tarih:28.06.2016

BERDAN ÖZTÜRK (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 400 sıra sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, sonda söyleyeceğim sözü en başta belirteyim: Yapılması amaçlanan Anayasa değişikliğinin Anayasa'ya aykırılık teşkil ediyor olması sebebiyle söz konusu madde tasarıdan tamamıyla çıkartılmalıdır. Aslında sadece 3'üncü madde değil, tasarının tamamı yargıyı araçsallaştırma ve "iktidarın sopası" olarak kullanmak için hazırlanmış bir tasarı olarak önümüzde durmaktadır.

Önceki değişikliklerin tamamına baktığımızda amaçlanmak istenen Danıştayda hakim güç olma çabasıdır. AKP Hükûmeti kendisine yüklenen misyon gereği vesayet rejiminin dayanaklarından olan yüksek yargı kurumlarında daha çağdaş, çoğulcu ve hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı olması gerekçeleriyle yüksek yargı organının üye ve daire sayısını artırmışken şimdi aynı gerekçelerle bu sefer de azaltma çabaları vardır. AKP Hükûmetinin, en çok eleştirdiği tek parti dönemini bu kadar taklit etmesi, mevcut dönemin uygulamalarına bu kadar öykünüyor olması aynı zamanda en büyük talihsizliğidirde. Cumhuriyetin ilk yıllarında kurucu gücün sopası olarak işlev gören istiklal mahkemelerinin sözde modern versiyonlarını oluşturma çabalarınız da sizleri kurtarmaya yetmeyecektir. İstiklal mahkemeleri nasıl ki bütün muhalifleri etkisizleştiren, tasfiye eden ve bütün bir toplumu kanun zoruyla yukarıdan aşağıya biçimlendirmeye çalışan devletin zor aygıtları olarak bugün iktidarınız sayesinde yeniden güncellenmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti devleti, kuruluşundan beri yargı sistemini oturtamamış, herkese adalet anlayışını bir türlü benimseyememiş, devletin bekası söz konusu olunca demokratik parlamenter sistem darbeler yoluyla feshedilerek kendine göre bir yargı sistemi oluşturma sıradan bir durum olarak topluma yedirilmiştir. Bütün partilerin iktidara geldiklerinde yaptıkları ilk iş yargı sistemiyle oynamak olmuştur. Objektif kriterlerin ortadan kaldırılıp subjektif kriterleri esas alan ve aslında sivil darbe olarak da nitelenebilecek olan bu girişimler neredeyse bu ülkenin kaderi hâline gelmiştir.

Söz konusu Kürtler olunca, söz konusu demokratlar, devrimciler, muhalifler olunca özel mahkemeler devreye sokulmuş ve türlü türlü isimler verilerek yapılan kötülükler perdelenmiştir. Adı ister istiklal mahkemeleri olsun ister Devlet Güvenlik Mahkemesi olsun isterse özel yetkili mahkemeler olsun, hepsinin ortak yanı ve amacı devletin bekası adına adaleti törpülemek ve muhalifleri tasfiye etme amacı gütmüştür. İktidarların yargı eliyle kendilerine sağlamaya çalıştığı bu devasa avantaj alanının yeniden ve yeniden bu denli deforme edilmesi boşuna değildir: Kendilerini korumaya almak... Ama unutulan bir şey var: Toplumda en büyük güveni eninde sonunda adil bir mahkemenin bulunabileceği inancı sağlar. İktidarınız boyunca siz bu inancı dinamitlediniz. İktidarınız boyunca vesayetle mücadele altında oynadığınız mağdur rolüyle yargıyı yamalı bir bohçaya çevirme uğraşlarınız bugün de türlü adlarla kendini tekrar etmeye devam etmektedir. Kendinize yeni "Üç Aliler" mahkemesi ya da divanı oluşturma çabalarınız, yaşadığınız korkularla yakından ilgilidir. Yaptıklarınız, işlediğiniz suçlar, kirli ittifaklarınız o kadar çok ki, daha dün yargıda kendi yaptığınız değişikliklere bile güvenemez bir hâle dönüştürdünüz. O kadar çok batağın içine batmışlığınızı yargıyı kendinize bağlayarak kurtulmaya çalışıyorsunuz. Yargıyı iktidarınızın bir sopası hâline getirerek bütün bir toplumu zapturapt altına almaya çalışıyorsunuz. Karşınızda size siyaseten muhalefet edecek muhaliflerinizi yargı sopası eliyle tasfiye etmek, yandaşlarınıza peşkeş çekeceğiniz ekonomik kaynakları sorunsuz, kılçıksız bir şekilde servis etmek için yaptığınız bu hazırlık sizin de başınızı yiyecektir bilesiniz. Kant'ın dediği gibi "Adalet dünyadan kalkarsa, insan hayatına değer verecek bir şey kalmaz."

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)