| Konu: | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 28.06.2016 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.
Bugün burada konuştuğumuz, yüksek yargıyı tamamen tasfiye eden yasa tasarısının bir görünen gerekçesi var. Görünen gerekçesi, istinaf mahkemelerinin açılacak olması nedeniyle yüksek yargıya mensup üyelerin boş yere koltuk işgal etmemesi. Bir de görünmeyen, açıklanamayan, dile getirilemeyen, izah edilemeyen gerekçe var, o da şu: Geçmişte, yakın zaman içerisinde, bugüne kadar yapmış olduğunuz değişikliklerle birlikte yargının hedeflemediğiniz noktada, şu an çatıştığınız grupların eline geçtiği düşüncesi ve bununla birlikte yargıyı tamamen ele geçirme.
Bu yasa tasarısı AKP iktidarı döneminde yargıya ilişkin dördüncü önemli değişiklik olarak değerlendirilebilir. Bunun ilk ayağı 12 Eylül 2010 referandumunda Anayasa'nın 26 maddesinde değişiklik öngören referandum ve sonucu. Orada da asıl amaç yargıyı ele geçirmekti. Hatta orada 26 maddeden ibaret ama ne sizin ne Türkiye'nin gündeminde esas itibarıyla, işte diğer maddelerden biri vergi borcu olanların yurt dışı çıkış yasaklarının kaldırılmasına yönelik madde. Bunlar pragmatik bir şekilde, yasanın referandumdan geçmesi düşüncesiyle peşine ilave edilen değişikliklerdi. 12 Eylül referandumuna giderken burada ilk adımları atıldığı zaman AKP Grubunun grup toplantısında darbe mağduru insanların acıları sömürülerek gözyaşları içerisinde başlayan bir süreçti, sonunda ise balkon konuşmasında okyanus ötesine şükranlar sunularak tamamlandı. Daha sonra iki değişiklik daha yapıldı Yargıtay ve Danıştay üyeliklerinin sayısını artırmaya yönelik. O zamanki görünen gerekçe de iş yükünün fazlalığı idi. Şimdi iş yükünün azlığı nedeniyle tüm üyelikler düşürülüyor, o zaman da tam tersiydi.
Değerli milletvekilleri, dünyada acaba böyle bir örnek var mıdır diye baktığımızda yani yüksek yargıyı tamamen ortadan kaldıran bir kanunla hepsinin işine son veren bir düzenlemeye bizden başka imza atan ülke var mı dediğimizde, çok yakın zaman içerisinde yok. En son 1942 Nazi Almanyası'nda, Hitler döneminde olmuş, çıkarılan bir yasayla birlikte tüm yüksek yargıçların görevlerine son verilmiş.
Değerli milletvekilleri, Washington merkezli Dünya Adalet Projesi'nin yargıya ilişkin bir araştırmasında Türkiye 102 ülke arasında 80'inci sırada, 2014 yılında 59'uncu sıradayken şimdi 80'inci sıradayız; inanın, orada bizim üzerimizde yer alan ülkeleri sıralasam tüm Meclis bu durumdan utanç duyar. Yine, Avrupa Birliği 2015 İlerleme Raporu'nun yargı bağımsızlığı başlığı altında yapılan tespitine göre Türkiye'de hâkim ve savcılara güçlü bir siyasi baskı uygulanmakta.
Bugün burada görüşülen yasa tasarısının hukukun genel prensiplerine, Anayasa'ya, hâkimlik teminatına aykırılık teşkil ettiğini hepimiz biliyoruz. Ben, bu konu o kadar açık ki sizin bunu görmemenize imkân olmadığını düşünüyorum. O nedenle, işin özüne ilişkin daha fazla noktaya temas etmeden son olarak tüm Türkiye'ye şunu ifade etmek istiyorum: Önümüzdeki aylar belli ki sadece iklimsel açıdan sıcak geçmeyecek, siyasi atmosfer de sıcak olacak. Böylesine önemli bir yasa tasarısını bu denli büyük bir süratle yasalaştırma çabası manidardır. Belli ki Yüksek Seçim Kurulunun tamamen yandaş hâle getirilme çabası ve bununla birlikte siyasi partilerin kararlarını hukuka uygunluk açısından denetleyen Yargıtayın ilgili dairesinin de bir an evvel yandaş hâle getirilmesiyle birlikte diktatörlüğe giden yolların taşları da bir bir dizilmeye devam edecektir.
Değerli arkadaşlar, bu yasayla birlikte Yargıtay ve Danıştayın işte 517 olan Yargıtayın üye sayısı 300'e düşecek, Yargıtayın da yine sayısı çok önemli bir oranda azalacak. Geriye atanacak üyelerin tespiti nasıl olacak, kim bunu tespit edecek; kimin gerçekten objektif karar verdiğini, kimin bir yerlerden talimatla karar verdiğini kim tespit edecek? İstihbarat örgütlerinin verdiği raporlar doğrultusunda olacak. Yani işin özü, bu yasanın çıkmasıyla birlikte hoşa gidilmeyen, beğenilmeyen kararları veren hâkimler tamamen tasfiye olacak.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)