| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 107 |
| Tarih: | 27.06.2016 |
AHMET GÜNDOĞDU (Ankara) - Saygıdeğer Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
HDP grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum.
Kamu sendikacılığını birkaç cümleyle özetlemekte fayda var.
1990'lı yıllar: Başbakanlık genelgesiyle sendikacılık yapılıyor.
Yıl 2001: 4688 sayılı Yasa çıkıyor. Yasa, toplu görüşmeli bir yasa ve yasayı çıkaranlar örgütlenmenin önüne yüzde 5 baraj kuruyorlar ki o gün var olanların dışında kimse örgütlenemesin diye. O sürecin sonrasında, işçi sendikacılığında var olan toplu sözleşme ikramiyesini memur sendikacılığına taşıyabilir miyiz diye... Önce toplu görüşme primiydi -o gün 5 TL'ydi, şimdi 30 TL civarında- sonra toplu sözleşme ikramiyesi oldu. KESK'in CHP'ye, CHP'nin de Anayasa Mahkemesine taşımasıyla ilk kez bir ülkede, çalışanların geliri ana muhalefet eliyle engellenmiş oldu.
Yıl 2010: Referandum... Referandumda, Türkiye'nin ileri demokrasiyle buluşması için var olan maddelerden birisi de memurlara toplu sözleşme hakkıydı. Bu, iş güvencesiyle birlikte toplu sözleşmenin geliyor olması çok önemli bir fırsattı ama o gün bu referanduma "hayır" diyen siyasi partiler gibi diğer kamu sendikaları da bu referanduma "hayır" dediler.
Burada üye sayılarının çok tartışıldığını görüyoruz. Uyanık esnafa "2 kere 2 kaç eder?" demişler, "Alırken mi, satarken mi?" demiş. Ben şimdi size soruyorum: 4688 sayılı Yasa'dan önce hem MEMUR-SEN'in hem KAMU-SEN'in hem KESK'in yüz binlerce üyesi varken, yasa çıkarılır çıkarılmaz Anasol-M Hükûmeti iktidarında MEMUR-SEN 41 bine bile ulaşamazken bu konfederasyonların sekiz ayda bu kadar üye kaydetmesini neye bağlıyorsunuz? 329 bin, 262 bin... Sonucuna geldiğimiz 2015'te KESK 236 bin -kendisinden Birleşik Kamu-İş çıkıp 57 bin de onun üyesi olmasına rağmen- KAMU-SEN de 445 bin...
Bir diğer konu örgütlenme oranı ve çalışanların sendikalı olması. 2002'de 1 milyon 357 bin çalışan var, şimdi 2 milyon 354 bin; toplam üye 650 bin o gün, şimdi 1 milyon 679 bin; oran yüzde 47,94 o yıl, şimdi 71,32. Bunu niçin söylüyorum? Bu kürsüde zaman zaman diğer muhalefet partilerimiz de sendikacılık ve başkaca konularda bu tür mühendislikler yapıyorlar. O doğruymuş gibi yansıtılan yanlışlara bir örnek de işçi sendikacılığının örgütlenmesi. HAK-İŞ'in, TÜRK-İŞ'in ve DİSK'in ortak çalışmasıyla baraj sorunundan dolayı, barajı aşmış göstermek için mezardakilerin de üye sayıldığı o durumdan uzlaşıyla güncellemeye gidildi, düzenleme yapıldı ve bu konfederasyonların da hiçbirisi "Benim bir üyem kayboldu." demedi. Mesela imam-hatip lisesi öğrencileriyle ilgili de -o, alırken mi satarken mi- bir hatip burada "2001 yılında 96 bin imam-hatip lisesi öğrencisi vardı, şimdi milyonu buldu." dedi ama bazı zihniyetler, bazı vesayetçiler, ikna odacılar 28 Şubatı yaşatmazdan önce yüz binlerce, 600 binin üzerinde imam-hatip öğrencisinin varlığını görmezden geldiler.
Onun için "baskı" ve "sendikacılık" kavramlarını burada birlikte konuşalım. Sayın Musa Çam'ın kendi itirafıyla "üfürmesine" ben girmeyeceğim, Cenab-ı Hak doğruları söyletir insanlara ama bir şey söylemek istiyorum; mahalle baskısı, sendikal baskı... Bakanlıklarda hem KAMU-SEN hem KESK hiç üye kaybetmemiş, büyümüşken, Diyarbakır Belediyesinde bir tek MEMUR-SEN ve KAMU-SEN üyesinin olmaması, CHP'li Çanakkale Belediyesinde olmaması; Kırklareli, Sinop, Zonguldak, Bartın, Kars, Siirt, Şırnak, Tunceli... Şimdi, baskı diyorsunuz; ya, bu belediyelerde baskıdan söz edemeyiz. Çünkü buralarda bir tek MEMUR-SEN üyesi yok ki baskıya muhatap olsun.
MUSA ÇAM (İzmir) - Referandum... Referandum yapalım, orada da referandum yapalım.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Üye kaydetmeme baskısını burada net görmek lazım. 51 tane de AK PARTİ'li belediyede KAMU-SEN ve KESK'in yetkili oluşuna dair bilgileri getirdim, onları paylaşmaya gerek duymuyorum vaktimin darlığı dolayısıyla.
Değerli arkadaşlarım, MHP'li milletvekili arkadaşımız idareci atamadan bahsetti. 2007'ye kadar hepsi Danıştaydan döndü, hiç atama yapılamadı. İki ay önce 17 bin öğretmen -bütün sendikalara üye- müdür yardımcılığı sınavını yazılıyla kazandı, yargıya götürüp iptal ettiren sendika CHP'nin sendikası, EĞİTİM-İŞ, BİRLEŞİK KAMU-İŞ'e bağlı sendika. Bu sendikalarınıza "Ya, bu 17 bin KAMU-SEN'li, KESK'li, KAMU-İŞ'li, MEMUR-SEN'li arkadaş alın teriyle, merkezî sınavla kazanmış; bu çocukları niye engelliyorsunuz, bu gençleri niye engelliyorsunuz?" niye demiyorsunuz?
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Niye CHP'nin sendikası olsun?
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - TÜRK EĞİTİM-SEN de başka maddelerini yargıya taşımış.
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sınav sistemini niye değiştiriyorsun? Sen yolu açıyorsun.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Elbette burada 2001'den sonra MEMUR-SEN'in bu kadar büyüyüşünü...
KAMİL AYDIN (Erzurum) - "Alırken mi, satarken mi?" Başta söyledin zaten.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - ...ana muhalefetin anlamamasını çok iyi anlıyorum. Atmış altı yıldır iktidara gelemeyen bir partinin 2001 yılında kurulup da on dört yıldır destan yazan AK PARTİ'yi anlamadığı gibi MEMUR-SEN'i de anlamasını beklemiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
KAMİL AYDIN (Erzurum) - İmza atmasını bilmiyor ya.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, terör ve sendikalar kavramını terör ve siyasi partilerde olduğu gibi kurmamız lazım. Dün bir tek Mehmetçiğin burnu kanamasın, bir tek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kendini öteki hissetmesin diye çözüm sürecini başlattığımızda, MHP "hayır" demişti, HDP "evet" demişti, CHP kararsızdı; bugün yüzde 13 oy aldıktan sonra çözüme ihanet edip sırtını PKK'ya dayayanlar üzerine operasyonları başlatınca, bu sefer MHP "evet" diyor, HDP "hayır" diyor, CHP yine kararsız, hâlâ "havet" diyor, "hayır-evet."
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Doğru değil, bunlar doğru değil.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Burada dokunulmazlıkların kaldırılmasında şekilden şekle girildiği gibi...
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Ya, sen anlamazsın bu işlerden.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - ...Anayasa Komisyonunda "evet" dediniz, burada "hayır" dediniz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ya, akil adam var. Bak, sen akillik yapma.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şimdi de İsrail'i anlat, İsrail'i. Bir de İsrail'i anlat.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Onun için, MEMUR-SEN, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ ve KAMU-SEN bu ülkede onlarca kez bir araya gelip bütün terör örgütlerini, IŞİD ve PKK'yı kınıyorken IŞİD'e lanet okuyup PKK'ya tek kelime edemeyen KESK'in de bu huyunu HDP'den aldığını biliyoruz.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Silah, silah...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sen memurları nasıl sattın, onu anlat.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Eylemle sendikacılar, üyeler bu ülkenin sorunları için, özlük hakları için mücadele eder.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - IŞİD'e silah gönderdiniz, silah. Silah gönderdiniz, silah. İlaç bahanesiyle silah gönderdiniz.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Devlet ve millet düşmanlığını sendikacılık olarak yansıtanların, PKK'nın avukatlığını yapanların yaptığı iş ne kadar sendikacılıktır sorusunu da ayrıca sormak lazım.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Memurları sata sata geldin buraya, sata sata. Sata sata geldin, sata sata.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, rahat olun, MEMUR-SEN'in döneminde en düşük maaş 250 TL'ydi memurlarda, şimdi en düşüğü 2.500 TL.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Memurları sata sata geldin buraya.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Eğer siz ve avaneleriniz paralel, dikey, yatay yapılanmalara destek vererek engel olmasa, bu ülkenin ekmeğinin çok daha iyi büyüyeceğini hepimiz biliyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sendin onlarla kol kola olan ya.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Memurları sata sata geldin buraya, sata sata. Seni herkes tanıyor. Memurları sata sata geldin.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bugün burada terörü konuşuyorken, zaman zaman Cumhurbaşkanımıza da atıfta bulunup terörle cumhuriyet tarihinin en güçlü mücadelesini veren bir liderin sözünü sağa sola çekmeye çalışıyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği söz size yabancı değil, şereflilerin şerefsizlerden daha cesur olma sözüdür.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sata sata geldin.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Siz söylersiniz, biz yaparız, Cumhurbaşkanımız yapar; aradaki fark budur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ATİLA SERTEL (İzmir) - Satmadık memur bırakmadın.
MUSA ÇAM (İzmir) - Cumhurbaşkanı "Özür dile." diyor, özür diliyor.
AHMET GÜNDOĞDU (Devamla) - Yine, İsrail'i tanımakla ilgili eleştirileriniz var. Evet, Türkiye Cumhuriyeti devleti İsrail'i ilk tanıyan devlet olmuştur, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'dür; ilk özür dileten ülke Türkiye'dir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)