| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 23.06.2016 |
BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 387 sıra sayılı Yasa Tasarısı'nın 15'inci maddesi üzerinde grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Yalnız tasarıya geçmeden önce bu sabah Adıyaman'dan Malatya'ya giden -yakın köylerin- Besni'nin Sayören köyünden giden vatandaşların geçirdiği bir trafik kazasından bahsetmek istiyorum.
Adıyaman'ın kaderi hâline gelmiş mevsimlik işçi katliamları Malatya'da kayısı sezonunun açılmasıyla birlikte yine başlamış bulunmaktadır. Her yıl mevsimlik tarım işçileri güvenli olmayan araçlarla taşınıp sağlıksız ve kötü barınma koşullarında yaşamaktalar. Yasa dışı olarak çalışan çocuklar eğitimlerinden mahrum kalıp her sene mayıs-ekim ayları arasında çalışan işçiler kapasite üstü yükle eski araçlarla taşındıkları için trafik kazalarında hayatlarını kaybetmektedirler. Bu şekilde çalışabileceği yere ulaşan, zaman zaman ulaşamayan bu işçilerimiz öncelikle konaklama, sağlık problemleri, çocuklarının eğitim problemleri, ücret ve sosyal güvenceye ilişkin sorunlar yaşamaktadır. Maalesef Adıyaman'ın kaderi bu. İşsizlikte birinciyiz, kara yollarının kötü olmasında birinciyiz, uçak bilet ücretlerinin fazla olmasında birinciyiz, IŞİD'le anılmakta yine birinciyiz.
Şimdi, bugün Adıyaman'dan Malatya'ya kayısı bahçelerinde çalışmak üzere giden mevsimlik işçilerimiz Sürgü'de minibüsün devrilmesi sonucu Cemile Aydın adında bir vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 28 kişi yaralanmıştır. Bu iş cinayetinde yaşamını yitiren Aydın ailesine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Mevsimlik tarım işçiliğinin başlamasıyla iş cinayetlerinin artacağını belirtelim. Mevsimlik gezici işçiler özelinde, kamyon kasalarına, traktör römorklarına ve -yaşanan katliamda görüldüğü gibi- minibüslere balık istifi çoluk çocuk, yaşlısıyla, genciyle bindirildiklerinden tam da bu nedenle feci kazaların yani cinayetlerin sıkça yaşanacağını peşinen uyarıyoruz ve gerekli önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini belirtiyoruz.
Değerli milletvekilli arkadaşlarım, bu tasarı Hükûmetin niyetini ortaya koyuyor. Bu devlet, meşruluğunu hukuktan alır, yasayla hukuk dışına çıkmaktan alamaz. Bu açıkça yargısız infazın önünü açacak, yargısız infazları teşvik edecek bir düzenlemedir. Bu yasanın kendisi de açıkça yaşam hakkının ihlalidir. Bu tür bir korumanın hukukta yeri yoktur. Hukukta suç teşkil eden her eylem için yargı yolunun açık olması gerekir. Bu, işlenen bütün hukuksuzlukları, katliamları örtmek için gündeme getirilen bir yasa tasarısıdır. Mevcut durumda bile iç güvenlik paketine dayanılarak 81 il Emniyet müdürlüğüne gönderilen genelgelerde vur emri veriliyorsa ve bunca hukuksuzluk, hak ihlali yaşanmışken, bir de bu tür suçlara yasal koruma getirdiğimiz zaman ortada yaşanan tamamen bir vahşet olacaktır. Terörle mücadele bile hukuk sınırları içerisinde olur, "Siz vurun, ben saklarım" mantığıyla olmaz. Açıkçası suç işlemeye teşvik eden bir yasa tasarısıdır.
Yargıdan bakanlarınızı kaçırdınız, çocuklarınızı kaçırdınız, size biat etmiş iş adamlarını kaçırdınız; yetmedi, bakın, gelecek hafta Genel Kurula gelecek yasa tasarısıyla tümden yargıyı kaçıracaksınız, adaleti kaçıracaksınız. Her şeyi ama her şeyi yargıdan kaçırmaya çalışan bir iktidar kendi yargısına güvenmeyen iktidardır. Siz bu şekilde işlenen bütün suçları yargıdan kaçırırken, neredeyse "Hiçbir kamu görevlisi yargılanmasın" derken vatandaş, halk niye yargıya güvensin. Hukuk devletinde hiçbir suç yargı kapsamı dışında bırakılamaz ve işlenen suçlar idari makamların korunmasına alınamaz.
Yine bugünlerde insanları Taksim'e davet eden, Gezi'yi kaşıyan zihniyetin yapmak istedikleri Meclise getirilen bu yasa tasarısıyla anlaşılmaktadır. Toplumsal muhalefeti, demokratik işleyiş ve kurallarla yönetemeyen iktidar bütün toplumsal muhalefetin alanlarını açıkça palet ve postallarla ezmeye, sindirmeye çalışacağını göstermektedir. Biz 7 Haziran sonrası sürecin açıkça bir darbe süreci olduğunu hep söyledik, işte, bugünlerde de Meclise gelen yasa teklifleriyle bu daha net anlaşılmış olmaktadır.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)