GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:106
Tarih:23.06.2016

ERDAL ATAŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; haftalardır tartışılan askere dokunulmazlık ve askerî vesayet temelinde kamuoyunda dile getirilen bu yasa tasarısının yani 387 sayılı Yasa Tasarısı'nın bütün bu saymış olduğumuz, karşı çıkmış olduğumuz, kamuoyunda da tartışılan hemen hemen bütün maddelerinin tümünün içerdiği ana madde 12'nci madde. Yani bu maddede, aslında bu tasarının yani bizim askerî vesayet olarak eleştirdiğimiz, sivil vesayetin bir tarafa bırakılarak askerî yetkililere tüm yetkilerin devredildiği biçimde ifade ettiğimiz bu yasa tasarısı 12'nci maddede ifade edilmiş oluyor. Ne var 12'nci maddede? 12'nci maddede, operasyonlarda birliğin çapı, teşkilatların konumlandırılması, kapsayıcı alanı -yani kaç ili kapsayacağı- bunun ne kadar süreceği ve benzeri noktalardaki bütün bu yetkilerin tümü Genelkurmaya devredilmiş durumda. İstihbarat yürütme, istihbarat birimlerinden bütün istihbari birimleri isteme ve bu doğrultuda operasyon yapma hakkının tümü askerî yetkililere, Genelkurmaya devredilmiş durumda. Ortak operasyonlarda yetki, bütün kolluk güçleri içerisinde en etkin ya da en yetkili komutana devredilmiş durumda. Hâkim ve savcıların tümü devre dışı bırakılmış durumda. Komutanın kendi yetkisiyle istediği eve operasyon yapma, istediği evde arama yapma izni ve kararı da yine askerî yetkililere verilmiş durumda. O operasyonlar süreci içerisinde, olası, ortaya çıkacak olan bütün zararların tümü devlet tarafından karşılanacak.

Yine aynı şekilde, Anayasa ve ceza hukukunun tümü rafa kaldırılmış durumda. Yani Genelkurmay ve kuvvet komutanlarının tümünün yargılanması Başbakanın izniyle sürdürülmüş oluyor. Yani Anayasa'da herhangi bir suçun, nasıl hepimiz için eşit çerçevede dile getirilmesi ve hukuk mercilerince ele alınması gerektiği ifade edilmesine rağmen maalesef, bu getirilen yasayla kuvvet komutanları da dâhil olmak üzere askerî yetkililerin tümünün yargılanması, Anayasa ve ceza hukuku da bir tarafa bırakılarak Başbakana, bakanlara, valiye ve kaymakama devredilmiş durumda.

Yine aynı şekilde, harcamalar Millî Savunma Bakanlığının bütçesinden harcanmış olacak. Suçlar, eğer herhangi bir meselede bakan ya da diğer yetkililer yargılama onayı verirlerse bunların bir bütünü de askerî mahkemelerde yargılanmış olacak ve askerî suçlar çerçevesinde ele alınmış olacak.

Sayın Bakan dün konuşmasında şöyle diyordu: "Yani, biz yetkileri kimseye devretmedik. Biz de zaten böyle bir problemden kaynaklı bu meseleye karşı çıkıyoruz." Yani, Anayasa ve ceza hukukuyla bir şekilde sınırlandırılmış olan bütün kolluk kuvvetleri, bütün Meclis ve vatandaşların tümü bu mesele içerisinde eşit temelde durması gerekirken, maalesef bu mesele bakanın yetkisine devredilmiş durumda. Yani, hangi partiden olursa olsun, herhangi bir bakan Anayasa'da çok açık bir şekilde işlenmiş bir suçu herhangi bir komutanın işlemesi hâlinde ona "hayır" diyebilecek ve Anayasa'nın tümünü reddederek askerin istediği biçimde istediği suçu işlemesini onun eline devretmiş oluyor.

Bütün bunların tümü dokunulmazlıklar çerçevesinde garanti altına alındığı için görülen mesele şudur: Yani, bu ülkede siyasetçilerin tümüne dokunulmazlık getirilmiş durumda, bu ülkede bütün halkın, bütün sivil toplum örgütlerinin, demokratik kuruluşların tümünün yargılanması serbest ama Cumhurbaşkanı, bakanlar, askerî yetkililer, bunların tümü, Anayasa'da hangi suç olursa olsun, bunların herhangi birini işlemeleri hâlinde hiçbir şekilde cezayla karşı karşıya kalmamış olacaklar.

Biz biliyoruz ki bütün bu meselelerin yani alınan bu önlemlerin hepsi belki de kırk defa uygulandı yani bir sürü askerî darbeleri biliyoruz, muhtıraları biliyoruz, bu tür yasaları biliyoruz, EMASYA'yı biliyoruz; bunların hiçbir tanesi bu ülkedeki sorunları çözmedi. Bu sorun, Kürt sorununun çözümünün askerî vesayetle çözülmesi üzerine atılmış yeni bir projeden başka bir şey değil, bununla asla bir yere gidemeyiz. Meclis bir an önce bu politikadan vazgeçerek sivil vesayetle bu sorunları çözme anlayışını ön plana çıkarmalıdır diyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.