GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:105
Tarih:22.06.2016

ZİYA PİR (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hurşit Külter nerede Sayın Bakan? Bugün, yirmi yedi gün önce kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Kolluk kuvvetlerinin bağlı olduğu Hükûmet burada. Soruyorum Sayın Bakan Hurşit Külter nerede? Ona ne yaptınız? Acaba infaz mı ettiler. 1990'lara geri mi dönüyorsunuz? Nerede Hurşit Külter? Biz Hurşit Külter'in akıbetini dahi, onu kaybedenlerden hesap dahi soramazken siz askerlere dokunulmazlık zırhı getiriyorsunuz ve bundan kısa bir süre önce, soru sorması gereken vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırıyorsunuz. Bu ne ironi? Bu nasıl bir demokrasi ve nasıl bir hukuk anlayışıdır?

ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Tam demokrasi...

ZİYA PİR (Devamla) - Ben bunu anlamıyorum. Hurşit Külter'in akıbetini soramıyorsak bu yasa tasarısıyla onu kaybedenlere getirilen dokunulmazlık zırhı niye ki, böyle bir şeye niye ihtiyaç duyuyorsunuz? Zaten soru soramıyoruz.

Geçen sene, Lice kırsalında şöyle bir olay oldu. Biliyorsunuz yangınlar olmuştu. Biz oraya gittik, helikopterler dolaşıyor, bizim orada olduğumuzu bilmiyorlar, bir komutanla konuşuyorum, dedi ki: "Teröristler buraları yakıyor; köylü elbisesi giymiş, yakıyorlar." O an helikopterlerin bizim orada olduğumuzdan haberi yok. Yanan cisimler helikopterlerden atıldı. Sorduk, "Hani köylüler yakıyordu? Siz yakıyorsunuz." Başını öne eğdi komutan, döndü, gitti. Biz o köylülerin hakkını savunamıyorsak, o köylüler o askerlerden hesap soramıyorsa bu zırha, bu dokunulmazlığa ne ihtiyaç kaldı?

1993'te Kulp'ta 11 kişi Yavuz Ertürk ve ekibi tarafından katledildi. 2005'te 9 kişinin kemiği bulanabildi, 2 kişininki hâlâ eksik. İki gün önce mahkeme vardı yine Ankara'da. Biz Yavuz Ertürk'e hesap soramıyorsak, kendisi mahkemede hesap vermiyorsa bu yasa tasarısına niye ihtiyaç var, neden korkuyorsunuz?

Bu sorulara cevap vermediğiniz için, hesap vermedikleri için Genelkurmayın son brifinginde şu ifadeler yer almaktadır: "Nusaybin gibi olmasa da Lice'de PKK'ye müzahir şahıs sayısı yüksektir." Ya, siz Kulp'ta insanları öldürürseniz, bunun hesabı sorulmazsa, Lice'de daha geçen seneye kadar suçsuz köylülerin bağını bahçesini yakıp yıkarsanız, elbette böyle brifingler vermek durumunda kalırsınız oysa hesap verseydi onlar, böyle bir brifing de almazdınız. Kaldı ki bu ifade, aynı zamanda, bugün Lice kırsalında bilinçli olarak sivilleri de topyekûn cezalandırmanın itirafıdır. Vekillerimizin...

HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Cezalandırılanlar insanlar değil, teröristler.

ZİYA PİR (Devamla) - Ben teröristlerden bahsetmiyorum, ben sivillerden bahsediyorum.

Vekillerimizin Diyarbakır Sur'da kafalarına silah dayanıp herhangi bir yasağın olmadığı bir parkta otururken oralar eğer taranıyorsa, biz bunların hesabını soramıyorsak ne gerek var böyle bir zırha? Yok öyle bir şey.

Hükûmet Sözcüsü Numan Kurtulmuş defalarca açıkladı, diyor ki: "Bütün operasyonlar hukuk çerçevesinde yapılmaktadır."

MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Aynen öyle.

ZİYA PİR (Devamla) - O zaman neden korkuyorsunuz hukuk çerçevesinde yapılıyorsa, neden bu zırh? Dün, şahsı adına konuşan bir AKP'li mealen şöyle dedi: "İleride buradan birileri askerlerimizi mahkeme önüne çekmesin diye..." Kardeşim, dokunulmazlık meselesinde siz demediniz mi "Hukuktan korkmayın, adaletten korkmayın, gidin." Ne oldu da birden döndünüz? Dün bizim dokunulmazlıklarımız konuşulurken tükürdüklerinizi bugünkü dokunulmazlıkta yalamak nasıl bir duygu, bunun cevabını verin. (HDP sıralarından alkışlar)