GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:103
Tarih:16.06.2016

LEZGİN BOTAN (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle şunu ifade etmekte fayda var: Demokratik çözüm süreci, Türkiye'nin birliği, beraberliği, geleceği, yeni yüzyıldaki siyasi, askerî, ekonomik rotasını çizecek ve yeni dünyada sürdürülebilir bir ülke konumuna getirecek bir projeydi. Bunu ikide bir burada farklı saiklerle, farklı tartışmalara malzeme yapmak ülkemizin geleceği açısından, ülkemizin iç barışı açısından talihsiz bir yaklaşımdı. Bunu ifade etmekte fayda var.

Diğer taraftan, Sayın Bakanıma burada özellikle arz etmek istiyorum. Ablukalar nedeniyle, ablukaların uygulandığı bölgelerde yüz binlerce öğrenci mağdur oldu ve bu öğrencilerin hızlandırılmış, sıklaştırılmış on beş günlük eğitimlerle o süreci telafi etmeleri mümkün değildir. Dolayısıyla bu öğrencilerimize TEOG sınavlarında fırsat eşitliği bakımından mutlaka ek puan desteği sağlanması şarttır çünkü bu öğrencilerin sadece, takdir edersiniz ki on beş günlük sıklaştırılmış eğitimle, hızlandırılmış eğitimle o açığı kapatmaları mümkün değildir, bu öğrencilerimizin hakkını vermek lazım. Bakan da dile getiriyor, bölgedeki çocuklarımız gerçekten çok zeki. Onlarca örnek verdi; o çocukların zekâsı ve kabiliyeti, becerileriyle alakalıdır. Eğer imkân sağlanırsa bu öğrencilerimizin uluslararası arenada da birçok mucizeye imza atacağını burada belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, burada günlerdir, defalarca dile getiriyoruz. Cemaatten âdeta kopyalanmış bir vakıf sistemiyle devleti vakıflaştıran, devleti gerçekten piyasa ekonomisine eklemleyen... Daha önce de hatırlarsınız Sayın Cumhurbaşkanı şöyle bir laf etmişti: "Ülkeyi, devleti aslında bir şirket gibi yönetmek lazım." Kazan-kazan politikasının, mantığının, devleti şirketleştiren, bütün değerleri piyasalaştıran bir mantığın ne kadar sakat olduğunu bugün Maarif Vakfı gerçeğinde görüyoruz. Yani düşünebiliyor musunuz, aslında burada AKP bir itirafta bulunuyor. AKP diyor ki: "On dört yıllık pratiğim sonucu biz, bütün Millî Eğitim bakanlarımız başarısız olduk; kaliteli, nitelikli, kamusal, bilimsel, demokratik, laik eğitimi yürütemedik. Dolayısıyla şimdi tek çare oturduk, düşündük, aklımıza bir mucize geldi, böyle bir vakıf fikri geldi ve bu vakıfla biz bütün problemlerimizi, sorunlarımızı bir çırpıda çözeceğiz." Bunun doğru olmadığını hepimiz de biliyoruz ve emin olun ki seneye bu vakitler, buralarda gene bu vakıftan doğan problemleri, sorunları, sıkıntıları tartışacağız. Bunun için, bu vakfın temel amacı yasa tasarısının gerekçesinde belirtildiği gibi farklı olarak cemaat okullarıyla rekabet etmek, neoliberal politikalar temelinde şirket gibi çalışan bir eğitim kurumu kurmak ve AKP iktidarının kendi siyasal İslam algısı üzerinden eğitime yaptığı müdahalelerle kendi resmî ideolojisini topluma yedirme ve yayma stratejisinin bir tezahürü olarak yeni bir paralel bakanlık kurmaktadır. Bu nedenle biz bu vakıf fikrinden vazgeçilmesi, Bakanlığın yetkilerinin bu vakfa devredilmemesi gerektiğini... Paralel bir bakanlığa gerek yoktur. Millî Eğitim Bakanlığının etkinleştirilmesi, reformize edilmesi; eğitimin kalitesini, niteliğini; demokratik, bilimsel, eşitlikçi, özgürlükçü, kamusal, anadilde eğitim için, Millî Eğitimin bizzat kendisinin reforme edilmesi lazımdır. Üniversitelerin reforme edilmesi lazımdır.

Ben, gene, burada Sayın Bakana şunu da ifade edeyim: Genelde muhalif öğrenciler, üniversitelerde her sınav döneminde operasyonlara maruz kalmakta ve çeşitli yalan beyanlarla, polisiye beyanlarla bu öğrenciler eğitim haklarından mahrum bırakılmakta, cezaevlerine atılmakta, okullarından uzaklaştırılmaktadırlar. Sayın Bakanın bu konuda da umarım -iyi niyetine de güveniyoruz- öğrencilerin bu mağduriyetini... Ailelerinin yüzlerce cefaya katlanarak büyüttüğü, üniversitelere bin umutla gönderdiği bu çocukların sadece demokratik birtakım eylem ve etkinliklere katıldıkları için mağduriyetlerine de artık son verilmesi gerektiğini söylüyorum.

Selam ve saygılarımı bildiriyorum, teşekkür ediyorum, sağ olun. (HDP sıralarından alkışlar)