GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:102
Tarih:15.06.2016

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Verdiğimiz önergeye destek isteyeceğiz ama önce Sayın Bakanın yurt dışında yaşayan Türkiyeli yurttaşların çocuklarının Türkçeyi unutmamasının önemine yapmış olduğu atfı bir kez daha bu kürsüde önemsediğimi ifade etmek istiyorum. Evet yani o duyarlılığı göstermeniz doğrudur ancak Sayın Bakan, yurt dışındaki Türk çocuklarının kendi ana diliyle ilgili göstermiş olduğunuz hassasiyeti bu topraklarda yaşayan kadim halkların çocuklarının kendi ana dilleri için de savunmanızı, insanlığın ve samimiyetin bir göstergesi olarak burada ifade etmenizi bekleriz. Doğrusu uzun süredir yani ben...

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Özel okul...

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Özel okul yetmez, özel okul hakarettir, seçmeli ders yetmez, hakarettir. Siz bir Türk olarak yurt dışında kendi çocuklarınıza sadece seçmeli dil olarak Türkçe dersinin verilmesini asimilasyona karşı kabul edilebilecek bir kriter olarak görür müsünüz? Görmezseniz, o zaman empati kuracaksınız. Buradaki halkların tamamının dillerini bu şekilde kabul etmek, onu anayasal güvence altına almak bu ülkeyi zayıflatacak değil tam tersine güçlendirecek bir unsur olarak ele alınmadığı sürece hiçbir meselemizi çözmemiz mümkün değildir. Yani bakın, şuraya geliyoruz Sayın Bakan, siz, inkâr etseniz de etmeseniz de Kürt'ün ve Kürt'ün dilinin kendisini resmî olarak bir statüyle birlikte herkese kabul ettirdiği bir sürecin içinden geçiyoruz. Yani bugün Türkiye sınırında 900 kilometrelik bir alanda eğer Kürt'ün statüsü ya da dili resmî olarak tanınır bir duruma gelmişse Türkiye niye hâlâ bu inkârda ısrar etsin? Sen bunu inkâr ettiğinde ortadan yok mu olacak? Yani Suruç'un karşısında Kobani var, arada 50 metre var; Nusaybin'in karşısında Kamışlı var, arada 100 metre var. Sen burada "Ana dilini ben inkâr ediyorum, anayasal güvenceye almıyorum, ülkeyi böler olarak görüyorum." dediğin zaman karşı taraftaki statü kazanmış dili nasıl inkâr edeceksin? Buradaki Kürt, oradaki resmî dil olarak kabul edilen ana dilinde eğitim hakkını kazanmış olan ülkenin durumuna baktığı zaman buradaki durumu sorgulamayacak mı sanıyorsunuz? Bu inkârdan dolayı yanlış üstene yanlış yapıyoruz. Bundan vazgeçilmesi gerekiyor. Dış politikada da iç politikada da bu inkâr siyasetinden vazgeçtiğimiz anda Türkiye Orta Doğu'da sözü dinlenen, belki de bütün bu yangın süreçlerinde öncülük yapabilecek, bir barış modeli sunabilecek bir ülke konumuna gelebilir. Ama bakıyoruz, ısrarla yanlış üstüne yanlış.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - İnkâr siyaseti diye bir şey yok.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bakın, Suriye ve Rojava politikasındaki yanlışlar en son Rusya'yla büyük bir kriz ortaya çıkardı. Şimdi, Rusya'ya o dönem eş başkanımız beraberindeki bir heyetle ziyarete gitti ve bu krizin Türkiye halklarının ve Rus halklarının çıkarına olmadığını ifade etti ama bu sıralardan, bu kürsüden neredeyse vatana ihanetle, hainlikle suçlandı. E, bakın, bugün nereye geldiniz? Rusya'ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan, işte, Putin'e mektup yazıyor, Rusya gününü kutluyor; Binali Yıldırım, Sayın Başbakan Medvedev'e mektup yazıyor.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Buna diplomasi denir Beyefendi.

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Yani bırakın Moskova'ya gitmeyi bir mektuba cevap almak için âdeta on takla atar bir pozisyona getiriyorsunuz bu ülkeyi. Buna ne gerek var.

HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Bırak ya!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Kıskandınız mı?

İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bu yanlışların içerisine girmezseniz bu tarz süreçlerle de karşı karşıya kalmazsanız.

Bakın, bugün uluslararası medyayı takip eden arkadaşlarımız bilir. Neredeyse bütün uluslararası medyada Türkiye ile Esad rejimi arasında Kürtlerin statü elde etmemesi üzerine yeni bir yakınlaşma döneminin başlandığı söyleniyor. Esad... Burada 300 bin insanı katleden sizlerdiniz ama önümüzdeki günlerde, önümüzdeki haftalarda tıpkı İsrail'le nasıl bir yakınlaşmayı burada sorduğumuzda burada oturan Sayın Bakan inkâr etmişti ama şimdi ortaya çıktı ki İsrail'le yeni ilişkiler geliştiriliyor.

Yarın öbür gün sırf Kürt karşıtlığı üzerinden Esad'la yan yana gelmeniz durumunda nasıl izah edeceksiniz? Bütün bu yanlışları yapmaya gerek yok. Gelin, içeride de dışarıda Kürt'ü, Kürt'ün dilini, ana dilde eğitim hakkını tıpkı evrensel kriterlerle Türk çocuklarına savunduğunuz gibi savunun, anayasal, yasal güvence altına alın. Bu ülkeyi de uluslararası zeminde daha fazla kötü duruma, küçük duruma düşürmeyin diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)