| Konu: | Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 15.06.2016 |
ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Maarif Vakfı Kanunu Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Bugün iki konuşma daha yaptığım için bu konuşmamda özellikle bir hikâye daha anlatmak istiyorum sevgiyi bilenler ile sevgiyi bilmeyenlerin ayırt edilmesine yönelik. Özellikle, idrak ettiğimiz ramazan ayı münasebetiyle hepimizde belki bir öngörü oluşturacaktır. Ramazanda bir grup sevgiyi bilmeyenleri toplamışlar ve demişler ki: "Bu akşam size mükellef bir sofra kuracağız, hepiniz aç gelin lütfen." Ve sevgiyi bilmeyenleri almışlar, uzun bir masa kurmuşlar, karşılıklı oturtmuşlar bu sevgiyi bilmeyenleri. Çorbalar gelmiş, uzun derviş kaşıkları gelmiş. Sevgiyi bilmeyenler karşılıklı bakmışlar böyle; bir çorbaya bakmışlar, bir de uzun kaşıklara bakmışlar, kaşıkları almışlar çorbaya daldırmışlar, döke saça yiyemeden aç kalkmışlar. İkinci grup olan sevgiyi bilenler bu sefer gelmiş, onlar karşılıklı oturmuşlar uzun masalara, çorbalar gelmiş, kaşıklar gelmiş ve sevgiyi bilenler birbirlerine sevgiyle bakmışlar. Kaşıkları çorbalara daldırmışlar ve birbirlerine uzatmışlar ve her iki tarafta tok kalkmış. Yani, sevgiyi bilmek demek paylaşmak demek; ramazan ayı demek kardeşlik demek, ramazan ayı demek dostluk demek, ramazan ayı demek sevgi demek, ramazan ayı demek saygı demek.
Tekrar ramazan ayının Türk-İslam âlemine hayırlara vesile olmasını temenni ederim. Birlik ve beraberliğimizin de daim olmasını özel olarak da temenni ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanunla neler yapılmak isteniyor, Maarif Vakfıyla neler yapılacak? Ben bununla ilgili kısa bir özet çıkardım, bunu özetlemek istiyorum. Yurt dışında kamuya ait varlıklar Bakanlar Kurulu kararıyla bedelsiz olarak vakfa devredilebilecek yani vakıf aslında yurt dışındaki eğitim kurumlarına bir nevi el koyabilecek.
Vakıf, kendi eğitmenini kendisi yetiştirecek yani bugün Millî Eğitim Bakanlığının görevi olan öğretmen yetiştirme görevi bir vakfa devredilecek.
Vakfın okul açtığı şehirlerde başka bir kamu kurumu okul ve yurt açamayacak. Yani, aslında Millî Eğitim Bakanının görevinde olan yetkiler bu vakfa devredilerek okul açılacak, yurtlar açılacak.
Yurt dışında diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm eğitim birimleri kapatılabilecek. Yani burada görev yapan insanlar bu kararı verebilecek, okul kapatabilecekler.
Kuruluş için harcanacak 1 milyon lira Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden hemen vakfa aktarılacak.
Yönetim, iktidarın atadığı kişilerden oluşacak. Görevlilerin ücreti de mütevelli heyeti tarafından belirlenecektir.
Dikkat çekmek isterim ki bu model Millî Eğitim Bakanlığının alternatif bir modelidir. Millî Eğitim Bakanlığına alternatif bir model neden oluşturulmak istenmektedir? Bu, açıklanmaya muhtaç ve tehlikeli bir durumdur.
Başkent Öğretmenevinde yapılan toplantıda il millî eğitim müdürlerine hitap eden Millî Eğitim Bakanı Sayın Yılmaz, yani şahsınız şu ifadeyi kullandınız, bire bir tekrar ediyorum: "Her ne sorun varsa çözüm eğitimdedir; cehalet varsa çözüm eğitimde, yoksulluk varsa, terör varsa çözüm eğitimdedir. Irkçılık da cehaletten kaynaklanıyor, kavga da cehaletten kaynaklanıyor. Ama cehaleti gidermenin yolu eğitimdir, yoksulluğu da gidermenin yolu eğitimdir." dediniz. Eğitimle ilgili yapmış olduğunuz bu açıklamanın bu kez uygulamaya yansımasını temenni ederim ancak buradan anlıyorum ki siz de mevcut eğitim sisteminde yapılması gereken çok şeyin olduğunun farkındasınız.
Bir önceki Millî Eğitim Bakanının görevi sırasında Danıştay 16. Daire 2015/17164 sayılı Kararı'yla Mesleki ve Teknik Eğitim Sendikasının açtığı davada 1.709 şube müdürü ataması işleminin yürütmesini durdurmuştu. Bir önceki dönem Millî Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı, sadece Danıştay tarafından atamalara dayanarak hükümlerin iptal edildiğini, atamaların iptalinin gerekmediğini söylemiştir yani hukuka aykırı davranmıştır. Dün ve bugün burada milletvekili arkadaşlarımızın bu husustaki sorularına hukuka uygun davranacağınızı söylediğiniz için özel olarak da teşekkür etmek istiyorum. Bizleri dinleyenlere de bu konuda hukukun uygulanacağının taahhüdünün Sayın Millî Eğitim Bakanı tarafından verildiğini tekrar duyurmak istiyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)