Konu: | Kadınlar üzerinde toplumsal ve siyasal baskılara ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 100 |
Tarih: | 09.06.2016 |
MİZGİN IRGAT (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, aslında konuşmamın özünü oluşturan konuları az önce bu Mecliste tekrar yaşadık. Toplumun, Meclisin, siyasetin erilleşmesi ve bu zihniyetin aslında eril sisteme doğru makbul vatandaş yaratılması noktasında geliştirilen politikaları eleştirmek üzere söz almıştım. Bu sözümü yinelerken burada, Mecliste her gün tarafımızca eleştirilen, şiddetle eleştirilen eril zihniyetin, eril dilin ve tarzın bu Meclisin çatısı altında artık olmaması gerektiğini dile getiriyor ve söz konusu manzaralardan dolayı bu sistemi kınıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP iktidarının sisteme geldiği, iktidara geldiği günden bugüne aslında bizler yavaş yavaş yasalarla, topluma verilen mesajlarla makbul vatandaşın oluşturulmaya çalışıldığını, makbul kadının, makbul gençliğin ve emekçinin oluşturulmaya çalışıldığını çok net görüyoruz ve en vahim açıklamaların bir tanesi bu ülkenin Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bir açılışta dile getirilmiştir. Ben ve benim gibi evli olmayan ve çocuk sahibi olmayan kadınlara "yarım kadın" ithafıyla aslında hakaret silsilesinin bir yenisi tekrar Türkiye gündemine düşmüştür. O günden bugüne aslında medya, yargı... Tek taraflı çalışan medyada bu haberler her ne kadar tarafınızca tam olarak takip edilmese de kadınlar nezdinde çok ciddi tepkilere neden olan bu açıklamayı bizler asla kabul etmiyoruz.
2008 yılından bu yana Sayın Cumhurbaşkanı 3 çocuktan başlayarak kadının kürtaj sorununa, nasıl evleneceğine, toplumda nasıl yer alacağına, nasıl giyineceğine kadar her noktada kadına ilişkin, kadının toplumsal rolüne ilişkin açıklamalar yapmıştır. Bu açıklamalarla aslında istenen şeyi, toplumun tek tipleştirilmesi, otoriter sisteme doğru giden Türkiye'de makbul kadını yaratarak muhalefet olan, bu sistemde kendisini görmeyen ve itiraz eden herkesi tek tip altında toplamaya dönük bir hamle olarak görüyoruz.
Toplum mühendisliğinin en üst seviyesini yaşadığı AKP'nin, kadınların en mahremine uzanarak belki de toplumsal yaşayış içerisinde geleneksel rollerini tarihe gömdüğü, özelde kadının emeğiyle, çabasıyla ve mücadelesiyle tarih sahnesine gömdüğü, kadını yok sayan, kadını ötekileştiren sisteme karşı yeniden eski sistemi var etme, kadını eve hapsederek, ev işlerine hapsederek, ucuz iş gücü olarak görerek, belki de kadını toplumun en gerisine iterek toplumu tek tipleştirmeye yönelik çalıştığı bir sisteme doğru gidiyoruz. Bu sisteme doğru giderken kadınlar aslında her yerde, tarihten bugüne, bütün kıtalarda buna dur demeyi becermiştir. Dolayısıyla da emekçilere, kadınlara toplumun en dinamik varlıkları olan kadınlara ve gençlere yöneltilen bu tür politikaların biz Türkiye'de yaşam bulmayacağını düşünüyoruz ve biz kadınlar olarak, HDP'liler olarak ve aslında AKP'li kadınlar olarak da buna dur demek durumundayız. Çünkü Türkiye'de yaratılan şey tek tipleştirilen, gerçeği, özü yok edilen bir sistemdir. Medeni Kanun kişiliğin tam ve sağ doğmakla başladığına, ölümle ve ölüm karinesiyle sonlandığına işaret eder. Dolayısıyla da orada "yarım, tam" bir tanım bulunmamaktadır. Yeni suç ihdasları, yeni şiddet kanalları yaratılmaktadır. Yani bugün kadın üzerindeki şiddete yeni bir gerekçe eklenmiştir. Bugüne kadar olan gerekçelere, anne olmayı reddeden ya da var olan sistemde kendi tipiyle, kendi görüşüyle, kendi iradesiyle yer etmek isteyen...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MİZGİN IRGAT (Devamla) - ...kadının şiddetle karşılaşması ve belki de hayatının sonlanması için bir suç ihdası, yeni bir şiddet ortamı yaratılmaya çalışılmaktadır.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)