GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Muhammed Ali Clay'ın vefatına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:99
Tarih:08.06.2016

MEHMET ALİ ASLAN (Batman) - Sayın Başkan, sayın Divan ve sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, tüm Türkiye'nin, tüm İslam âleminin rahmet ve bereket ayı olan ramazan ayını kutluyorum. İnşallah, rahmet ve bereket ayı olan ve içinde Kadir Gecesi'ni barındıran ve içinde Kur'an-ı Kerim nazil olan bu ayda akan bu kan durur; inşallah, kardeş kanı akıtılmaz ve bir an önce son bulur.

Az önceki hatip arkadaşın da dediğine katılıyorum, bu Meclis bu sorunu çözmeden buradan ayrılmamalıdır, çalışmalarına devam etmelidir. Bir bütçe kanunu için on üç gün Meclis kilitlenebiliyor ama yüzlerce vatandaşımızın öldüğü önemli bir mesele için, maalesef, Meclis, değil on üç gün henüz daha bir gününü tüketmiş değildir.

Filipinler'de bile ramazan dolayısıyla ateşkes ilan edilmiştir. İsrail-Filistin savaşının olduğu dönemlerde bile İsrail devleti ramazan ayı için, bayramlar için ateşkes ilan etmiştir. Bu yönüyle, kesinlikle bir an önce ellerin tetikten çekilmesi gerekiyor.

3 Haziran 2016'da vefat eden Muhammed Ali Clay'i de rahmetle anıyoruz. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Kendisi, evet, bir boksördü, şampiyondu ama şampiyonluğundan ziyade, onu Muhammed Ali Clay yapan, onun insanlığına o değeri katan, hiç şüphesiz, savaşa karşı olan, barış yanlısı tutumuydu; hiç şüphesiz, zamanın Amerikası'nın iktidarına, emperyalist ve savaşçı politikasına karşı dik duruşuydu; esas onu önemli kılan, Muhammed Ali Clay yapan buydu ve ne ilginçtir ki o dönemde kendisi vatan haini ve terörist ilan edilmiştir.

Kendisi de benim adaşımdır, bununla da ayrıca gurur duyuyorum. Aslında, benim ismim Mehmet Ali değil, Muhammed Ali'dir ama 1975'lerde doğduğumda Muhammed ismi yasaktı. Şu anda bölgede, doğuda olan bütün Mehmet isimleri aslında Muhammed ismidir, bunu da böylece belirteyim.

Ne ilginçtir ki beş yıl hapse çarptırılmıştı savaşa karşı olduğu için ve şampiyonluğu, lisansı elinden alınmıştı. Benim ve birçok arkadaşımızın da naçizane savaş karşıtı söylemlerimizden ve fiillerimizden dolayı, örneğin, Cudi ve Bagok Dağı'nda canlı kalkan eylemi yapmamızı ben Twitter hesabımda da... Kürt ve Türk çocuklar ölmesin, hiçbir insanımız ölmesin diye canımızı biz siper ettik, hedef ettik, risk aldık ve obüs topları altında da canlı kalkan olmamızı sürdürdük. Ne ilginç bir tevafuktur ki ben de bununla ilgili, yasak askerî bölgeye girmekten dolayı beş yılla yargılanıyorum. Yaptığımız eylem, tamamıyla, hiçbir insan ölmesin diyeydi ve ben o eylemimle de gurur duyuyorum, onur duyuyorum; belki bugüne kadar da yaptığım en şerefli, en haysiyetli, en onurlu davranış bu davranıştı. Ben ceza yesem de gam yemem çünkü insanlar ölmesin diye bunu yaptım. Nasıl ki Muhammed Ali'yi o dönemde o savaşçı zihniyet yargılamışsa, mahkûm etmeye çalışmışsa ve bugün tam tersi olmuşsa, kendisi beraat etmiş, onu yargılatanlar mahkûm olmuşsa günün birinde bizler de bu barışçı tutumumuz dolayısıyla elbette ki vicdanlarda beraat edeceğiz ve bizi yargılayanlar da mahkûm olacaktır. Kıyamete kadar savaş söylemine karşı da Kur'an-ı Azimüşşan'ın ebediyete kadar geçerli olan...

(Hatip tarafından Nisa Suresi'nin 128'inci ayetikerimesinin bir bölümünün okunması)

"Daima barışı tercih ediniz." emrini biz benimsiyoruz, yaşayacağız ve yaşatacağız. Bundan dolayı da bunu bir daha buradan ihtar etmek gereği duydum.

Yine, Muhammed Ali'nin ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum, Allah rahmet etsin diyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)