GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:98
Tarih:03.06.2016

HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, netameli bir kanun teklifinin ikinci bölümünü görüşüyoruz. Aslında bu süreçte teklifin ne kadar eksikliklerle dolu olduğunu, nasıl sıkıntılı olduğunu hep beraber görüyoruz. Grup başkan vekilleri zaman zaman diğer grup başkan vekilleriyle diyaloğa geçiyorlar ya da Sayın Bakanla diyaloğa geçiyorlar ve üzerinde alelacele birtakım değişiklikler yapıyorlar. Hâlbuki biz bu hukuksuz düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olan birçok yönünün tartışılması için -daha önce de belirtmiştim- bir toplantı yapmıştık ve bunun alelacele geçmemesi, hukuka aykırı yönlerinin telafi edilmesi için ya Anayasa Komisyonuna ya da alt komisyona gönderilerek eksikliklerinin giderilmesi şeklinde konunun tekrar etraflıca ele alınması ve eksikliklerinin giderilmesi konusunda görüş belirtmemize rağmen, maalesef, siyasi iktidar bunu bu şekliyle buraya getirdi.

Kanun teklifine baktığımızda, aslında üç temel noktada çok sıkıntılı olduğunu ve Anayasa'ya aykırı olduğunu ifade etmiştik. Bunlardan bir tanesi, gerçekten daha önceki konuşmalarımda da değindiğim gibi, birçok araziyi, askerî alanı, zeytinlik alanlarını, özel güvenlik alanlarını Sayın Bakan, özel yetkiyle, rafineri vesaire gibi amaçlarla ya da nükleer amaçla hiç kimseye sormadan verebilecek. Bu, son derece sakıncalıdır diye düşünüyoruz.

İkincisi: Bu tür yapıların yapı denetiminin normal mevzuatın dışına çıkarılmasının sakıncalı olduğunu tekrar tekrar ifade ediyoruz.

Bakın, biraz önce Mersin milletvekilimiz, Akkuyu'da kurulacak nükleer santralin dibinin bataklık olduğunu ve sonradan orada bir fay hattı tespit edildiğini ifade etti ve buna rağmen, biz, bu binaları, bu santralleri kuracağız ama yapı denetimi için hiç alanı olmayan bir kuruluşu görevlendiriyoruz; Türkiye Atom Enerjisi Kurumunu görevlendiriyoruz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını tamamen devre dışı bırakıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının katkısı sadece görüş düzeyinde olacak yani aslında, özelde yok hükmünde olacak.

Değerli arkadaşlar, asıl önemli bir nokta, kayıp kaçaklarla ilgili. Biliyorsunuz, Türkiye'de 21 tane dağıtım şirketi var ve bu dağıtım şirketleri TETAŞ'tan satın aldığı elektriği tüketiciye ulaştırana kadar yüksek kayıplarla karşı karşıya kalıyor ve kayıpları şu anda doğrudan tüketiciye yüklüyor yani yurttaşa yüklüyor; yoksula, emekçiye yüklüyor. Bu kayıp kaçakların oranı yüzde 50'leri aşıyor. Şimdi, bir dağıtım şirketi düşünün ki kayıp kaçağın oranının yüzde 50'nin üzerinde olduğu bir durumda "Nasıl olsa ben bunu vatandaştan alıyorum." diyeceği için, hiçbir şekilde iletim hatlarında yenilemeye gitmeyecektir çünkü buna ihtiyaç duymayacaktır, nasıl olsa vatandaşın cebinden kendi payını alıyor, vatandaş umurunda değil. Vatandaşı düşünmesi gereken Hükûmet ve AKP iktidarı, maalesef, 21 dağıtım şirketini kurtarmakla meşgul. Şimdi, kendisine sorumluluk getirmeyen bir noktada nasıl olsa alacağını alan 21 dağıtım şirketi peki, bu hatları nasıl yenileyecektir, kayıp kaçak oranını nasıl düşürecektir? Dolasıyla, gerçekten bu kayıp kaçak oranının daha da düşürülme ihtimali bir hayalden ibarettir.

Bu kayıp kaçak bedelleri, biliyorsunuz, 2013 yılında EPDK kanunu bu Meclisten çıktığından beri sorunlu olmuştur ve bu kayıp kaçak bedelleri vatandaşa yüklenmiştir. Bunun üzerine vatandaş mahkemeye başvurmuştur ya da il hakem heyetlerine başvurmuştur. Bu konu çeşitli aşamalardan geçmiş, Yargıtaya gitmiş ve Yargıtay son noktayı koymuştur; kayıp kaçak bedelinin vatandaştan alınamayacağını yasaya değil, Anayasa'ya dayandırarak reddetmiştir, "Bunu vatandaştan alamazsınız." demiştir. Şimdi, peki, biz ne yapıyoruz? Anayasal bir değişiklik yapmıyoruz, yasalarla mevcut kararın arkasından dolanarak kararı boşa çıkarmaya çalışıyoruz. Bu kararın alınması üzerine, dağıtım şirketleri 1 Ocak 2016'dan bu yana bu kayıp kaçak bedellerini önce faturalarda görünmez hâle getirdiler. Görünmez hâle getirilince... Şimdi biz bu yasayı çıkardığımızda peki, bu yasayla ne olmuş olacak? Bu görünmez hâle getirilmiş olan fatura bedelleri aslında vatandaştan alınmaya devam edilmiş, aslında vatandaşın hakkını aramasının önüne de engel konulmuştur.

Değerli arkadaşlar, kayıp kaçak bu kez yasa yoluyla vatandaştan alınmak isteniyor. Kayıp kaçak, aynı şekilde, yasa yoluyla alınırken 1 Ocaktan itibaren gizlenen kayıp kaçak bedelleri yasal güvenceye kavuşturulmuş olacaktır, Yargıtayın verdiği karar yok hükmünde bir karara dönüştürülecektir. Yargıtayın kararının yok hükmünde olmasının ötesinde, vatandaşın hakkını arayacağı yasal yollar tıkanıyor, vatandaşın hakkını aramasının önüne geçiliyor. Vatandaş, bundan sonra, faturasındaki ayrıntıları mahkemeye taşıyamayacak, bunun önü kapatılıyor. Ancak fatura bedelinin toplamının yüksekliğine itiraz edebilecek ve bu ayrıntılarda gizli olan soygunun mahkemelere taşınması bir şekilde engellenmiş olacak.

Değerli arkadaşlar, aslında bu ülke enerjiden, dışarıya bağımlılıktan ya da büyük şirketlere bağımlılıktan geçmişte büyük acılar çekti. Hatırlayın, büyük şirketlerce bir gün, bir bütün olarak tüm Türkiye genelinde -yanılmıyorsam 26 Ocak 2014 veya 2015 tarihiydi- elektrikler kesilebildi. Yani büyük enerji şirketleri Türkiye'ye orada bir mesaj verdi. AKP bu mesajı gördü ve büyük şirketlere hizmet edecek kimin iktidarı olduğunu, kimin lehine yasa ve yönetmelik çıkardığını bir kez daha bu teklifle göstermiş oldu.

Bu yasa, 21 dağıtım şirketini kurtarma yasasıdır. Bu teklifle kendi üzerine yük olan bu 21 şirketin normalde yapması gereken hatlardaki yenilemeler yapılmayarak, kayıp kaçak düşürülmeyerek, bir şekilde yaratılan rant dağıtım şirketlerinin cebine indirilmeye çalışılmaktadır. Sadece 2013 yılında kayıp kaçak bedeli olarak 5,85 milyar TL halktan para toplanmış. 2013 yılındaki dağıtım maliyeti ise 3,5 milyarda kalmış değerli arkadaşlar. 2,35 milyar TL'yi dağıtım şirketleri halktan toplamış, kendi ceplerine indirmiştir.

Şimdi, AKP Hükûmeti gerçekten, yoksuldan mı yana, kim için siyaset yapıyor; halkımızın bir kez daha bunu görmesi gerekiyor. Halkımız kim emekçiden yana, kim yoksuldan yana, kim çiftçiden yana bunu bir kez daha bu yasayla görmüş olacak. AKP'nin kimden yana olduğunu, holdingleri nasıl zenginleştirme peşinde olduğunu, holdinglere nasıl rant yaratma peşinde olduğunu bir kez daha görmüş olacak.

Bu yasa bu hâliyle -defalarca uyardık- Anayasa Mahkemesinden mutlak bir şekilde dönecektir. Dolayısıyla, biz burada aslında zamanı harcıyoruz, israf ediyoruz diyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Gecenin bu saatinde herkese iyi geceler diliyorum, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)