| Konu: | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 03.06.2016 |
MHP GRUBU ADINA ERKAN HABERAL (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın ikinci bölümü üzerinde partim adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde son yıllarda AKP hükûmetleri tarafından uygulanan...
BAŞKAN - Sayın Haberal, bir saniye efendim.
Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda hatibin dinlenmesini zorlaştıracak ölçüde bir uğultu hissediyorum. Lütfen efendim hatibi dinleyelim.
Sürenizi yeniden başlatıyorum Sayın Haberal.
Buyurunuz.
ERKAN HABERAL (Devamla) - Ülkemizde son yıllarda AKP hükûmetleri tarafından uygulanan yanlış enerji politikaları sonucunda, ne yazık ki enerjide dışa bağımlılık giderek artmıştır; üretimin tüketimi karşılama oranı düşmüş, yüksek kayıp kaçak oranları bir türlü kabul edilebilir sınırlara çekilememiştir. Elektrikteki kayıp kaçak miktarı, dağıtım şirketlerinin satın aldığı ve satabildiği elektrik enerjisi arasındaki farktan oluşmaktadır.
2012 yılında, kamu çatısı altında faaliyet gösteren elektrik dağıtım şirketleri, daha ucuz elektrik sağlanabilmesi, kayıp ve kaçakların azaltılması amacıyla özelleştirilmiştir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, özelleştirme öncesi, elektrik kayıp ve kaçak hedefleri belirlenmiştir. İhaleyi kazanan dağıtım şirketleri de kayıp kaçak hedeflerini yakalamaları durumunda kâr edeceklerini, hedefi tutturamamaları hâlinde ise zarar edeceklerini bilmekteydiler.
Değerli milletvekilleri, elektrik dağıtımının özelleştirilmesiyle, sanayi ve konutlarda kullanılan elektriğin daha sıkı denetlenmesi, kayıp kaçak oranımızın Avrupa Birliği ülkelerindeki kayıp kaçak oranı ortalaması olan yüzde 6 seviyelerine çekilmesi hedeflenmiştir; daha ucuz, kesintisiz ve kaliteli elektrik sağlanabilmesi amaçlanmıştır. Ancak Hükûmetin yanlış enerji politikalarıyla hedefler yine tutturulamamış, ne elektrik ucuzlamış ne de ülkemizde elektrik kesintileri son bulmuştur. Enerji arz güvenliğinin sağlanamaması, kayıp kaçağın önlenememesi faturalara yansımıştır. Vatandaş yüksek elektrik faturaları nedeniyle mağdur edilmiş, edilmeye devam edilmektedir.
Dünyada elektrikteki kayıp kaçak oranlarına baktığımızda, Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, kayıp kaçak oranı ortalaması dünyada yüzde 8,1; Avrupa Birliğinde yüzde 6,2; Amerika Birleşik Devletleri'nde yüzde 7, Japonya'da yüzde 4,6; Almanya'da yüzde 4,2; Çin'de ise yüzde 5,7 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye'de ise şu anda kayıp kaçak oranı yüzde 14'tür. Dünyadaki oranlar kıyaslandığında, Hükûmet, elektrikte sınıfta kalmıştır. Elektrik dağıtım özelleştirilmelerinin üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen, kayıp kaçak oranları yüzde 14'ün altına indirilememiştir. Kayıp kaçak oranlarındaki Avrupa ortalamasının 2019 yılında yakalanacağı iddia edilmektedir. Dolayısıyla, bu süreçte de vatandaşımızın cebi yanmaya devam edecektir. Sürdürülebilir büyüme için gerekli olan temiz, güvenilir ve ucuz enerji ihtiyacımızın karşılanabilmesi için öncelikli olarak kayıp kaçak oranının üzerine gidilmeliydi, gidilmemiştir.
Elektrik, üretiminden tüketimine pek çok aşama ve faaliyet geçerek tüketicilere ulaşmaktadır. Her bir faaliyet kapsamında niteliğine göre değişik maliyetler çıkmaktadır. Yasa teklifiyle, tüketiciye sunulan her türlü mal ve hizmette olduğu gibi, elektrik için de oluşan tüm maliyetlerin tüketiciye yansıtılması amaçlanmaktadır. Hükûmet, asgari ücretliyi, emekliyi, memuru, dar gelirliyi bu yasa tasarısında da düşünmediğini belli etmiştir, dağıtım şirketlerini kurtarma derdine düşmüştür.
Gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmaması neticesinde kaçak elektrik kullanımı, telafisi olmayan, inanılmaz rakamlara ulaşmıştır. Kaçak elektrik kullanımı güneydoğuda terör örgütünün devlete karşı yürüttüğü mücadelenin bir alanı hâline gelmiş, terör örgütünün vatandaşlara "Bize ait olmayan devlete elektrik parası ödemeyin." şeklinde baskı yaptığı, ne acıdır ki bu ülkenin Enerji Bakanı tarafından dile getirilmiştir.
"Çözüm süreci zarar görmesin." denilerek gerekli mücadele yapılmamıştır. Nitekim, elektrik dağıtım şirketlerinin 2014 yılı kayıp kaçak oranlarına baktığımızda, Dicle yüzde 74,15; Vangölü yüzde 61,02; Aras yüzde 26,21; Toroslar yüzde 13,2; Yeşilırmak yüzde 8,27; Aydem yüzde 7,92 olarak gerçekleşirken son sıradaki Trakyanın kayıp kaçak oranı yüzde 6,33 olarak gerçekleşmiştir. Netice olarak, tutturulamayan kayıp kaçak bedelleri nedeniyle dağıtım şirketleri AKP tarafından korumaya alınırken vatandaş yüksek elektrik faturalarıyla karşı karşıya kalmıştır. Kayıp kaçak oranı hedefleri yükseldikçe elektrik fiyatlarında beklenen indirim de hayalden öteye geçemeyecektir. Toplam 21 elektrik dağıtım bölgesinin 3'ünde meydana gelen aşırı yüksek kayıp kaçak elektrik tüketimi ülkemizde yaşayan tüm vatandaşlarımıza yüklenerek faturalandırılmasına neden olmuştur. Hükûmetin uygulamaya koyduğu ulusal tarife nedeniyle kaçak elektrik kullanmayan dürüst vatandaşlarımız âdeta cezalandırılmaktadır. Bu haksızlıktır, adaletsizliktir, kabul edilebilir bir uygulama değildir.
Dağıtım özelleştirmelerinde başlangıçta belirlenen şartların uygulanması ve maç başladıktan sonra oyunun kurallarının değiştirilmesi söz konusudur. Hükûmet dağıtım şirketlerinin baskılarına dayanamamıştır. Verilen çok sayıdaki yargı kararına rağmen, Hükûmet oyunun kurallarını her defasında değiştirme yoluna gitmiştir, faturalardaki kayıp kaçak bedelini dağıtım bedelinin içinde gizlemeye kalkmıştır. 2015 yılına gelindiğinde EPDK'nın belirlediği hedeflerin dağıtım şirketleri tarafından tutturulamaması doğrudan dağıtım şirketlerinin nakit akışını etkilemeye başlamıştır. Dağıtım şirketleri hedefin altında kalan her puan için kasalarından kayıp kaçağın parasını ödemek zorunda kalmıştır. Bu nedenle, 2015 yılında kayıp kaçak hedeflerini yakalayamayan bazı dağıtım şirketleri mücbir sebep gerekçesiyle EPDK'ya başvurmuştur. EPDK elektrik kayıp kaçak hedefini tutturamayan bazı şirketlerle ilgili yeni bir düzenlemeye giderek kayıp kaçak hedef oranlarını yukarıya çekmiştir. 2015 yılının sonunda çıkarılan yönetmelikle de Hükûmet vatandaşlarımızın faturalarını kabartacak, daha da mağdur edecek yüksek kayıp kaçak oranına sahip bazı dağıtım şirketleri için ayrıcalıklar sağlama yolunu seçmiştir. Şimdi de bu yasa teklifiyle, Hükûmet kayıp kaçak bedelinin tahsilatını legal hâle getirmenin yolunu aramaktadır. Bu süreçte, vatandaşlarımız faturalara yansıtılan fahiş kayıp kaçak bedelini yargıya taşımışlardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu "Kayıp kaçak bedeli aboneye yansıtılamaz, geri ödenmelidir." kararını vermiştir. Buna rağmen, Hükûmet vatandaşı değil, dağıtım şirketlerini koruyup kollamanın derdine düşmüştür. Yargıtay kararını yok sayarak kayıp kaçak bedelini yasallaştırmaya çalışan bu iktidardır. Bu iktidar, şirketleri iflastan kurtarma gerekçesini açıklayabilmek için 2006-2014 yılları arasında elektrik kullanıcılarının tamamından 33 milyar TL kayıp kaçak bedeli tahsil edildiğini itiraf etmiştir. Yani, her yıl ortalama 3,7 milyar lira kayıp ve kaçak bedeli şirketlere aktarılmıştır. Yasa teklifiyle, yargı kararları nedeniyle kayıp kaçak bedellerini vatandaşa ödemek zorunda kalan dağıtım şirketleri bu büyük dertten kurtarılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, sizlere son olarak 2 elektrik faturası göstermek istiyorum. 2016 Mart dönemine ait 52 TL tüketim bedeli olan bu faturada 28,85 TL dağıtım bedeli tahakkuk ettirilmiştir. Yine, 2016 Şubat dönemine ait 88 TL'lik tüketim bedeli olan bir faturada 48,90 TL dağıtım bedeli tahakkuk ettirilmiştir. Sonuç olarak, faturalardaki tüketim bedellerinin yüzde 50'sinden fazlası vatandaşlarımıza dağıtım bedeli olarak yansıtılmaktadır. Hükûmet ve dağıtım şirketleri kayıp kaçakla gerekli mücadeleyi verememiş, kayıp kaçağa göz yummuş; tarafını haktan, hukuktan, adaletten ve vatandaştan değil, şirketlerden yana seçmiştir.
Bu yasa teklifi, Hükûmetin enerjideki yanlış politikalarının sonucu olarak şirketler için bir iflas ertelemesi, dağıtım şirketlerini kurtarma projesidir. Enerjide arz güvenliğini sağlayacak somut adımlar atılması elzemdir. Bu konuda doğal gazın elektrik üretimindeki payının azaltılması şarttır. Yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılabilmesi, enerji üretimindeki payının artırılması için yenilenebilir enerji stratejisi oluşturulmalıdır. Elektrik üretimindeki kaynak çeşitliliği için etkili teşvik ve düzenlemeler hayata geçmelidir. Bu hâliyle yasa teklifinin, elektrik üretimini teşvik eden ve vatandaşlarımızın haklarını koruyan düzenlemelerden çok uzak olduğu aşikârdır.
Yüce Meclise ve siz değerli milletvekillerine saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)