GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:98
Tarih:03.06.2016

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, güzel ülkemizi nükleer santral belasından korumak için mücadeleye devam ediyoruz. Ülkesine ve insanlığa ihanet etmeyen milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

312 sıra sayılı Teklif'in 13'üncü maddesiyle "biyokütle" tanımına bir açıklık getirilmiş, bunda bir sorun yok. Yenilenebilir enerjiyle ilgili getireceğiniz her olumlu teklife "Evet." diyeceğiz çünkü nükleer santrallerin zararlarını çok iyi biliyoruz. Sağlığa, denize, tarıma, hayvancılığa, turizme olan zararlarının yanı sıra, nükleer santralin Ecemiş fay hattı üzerine kurulduğunu sizlere hatırlatıyor ve konuyu vicdanlarınıza havale ediyorum.

Sayın Bakan, oraya lisans verildiği dönemde Ecemiş fay hattı henüz daha tanımlanmamıştı yani Mersin Akkuyu'da yapılacak olan nükleer santralin işlemi daha başlamadan önce yapılan yer tespiti sırasında Ecemiş fay hattı yoktu, daha sonra ortaya çıktı ve bunu defalarca bu kürsüden dile getirdik. Tıpkı sizin Fukuşima'da bahsettiğiniz o yüksek dalgalar nasıl hesaplanamadıysa Ecemiş fay hattı da hesapta yoktu. Şimdi siz bana diyeceksiniz ki: "Efendim, biz 8 büyüklüğündeki depreme dayanıklı bir nükleer santral inşa etmeye çalışıyoruz." Sayın Bakan, evet, bu doğru, 8 büyüklüğünde, 8 şiddetinde bir depreme dayanıklı nükleer santral yapmaya çalışıyorsunuz ancak bunun da altı bataklıktır. Yani, siz istediğiniz kadar dayanıklı yapın, bahsettiğimiz deprem bu nükleer santralin sallanıp yıkılmasından ziyade dibe çökmesine neden olacaktır çünkü bunun altının bataklık olduğu tespit edilmiştir. Şimdi, siz bataklığın ve Ecemiş fay hattının üzerine bir nükleer santral yapıyorsunuz. Bunu vicdanlarınıza tahvil ediyorum. Bakın, bu bilgiyi ben size aktardım, buna rağmen bunu yaparsanız taammüden, bilerek ve isteyerek bu suça ortak olmuş olacaksınız. Bilmeden el kaldırdığımız zamanlar oluyor ama şimdi artık biliyorsunuz.

Gelelim bir başka konuya, nükleer enerjinin fiyatına. Hani, bazılarının kafası sadece paraya çalışır ya, onlara sesleniyorum: Nükleer enerji ucuz değildir. Bakın, Rusya'ya verdiğiniz söz gereği on beş yıl boyunca kilovatsaatine 12,35 dolar/sent ödüyorsunuz Sayın Bakan, 12,35 Amerikan doları sentini ödüyorsunuz ve on beş yıl alım garantisi veriyorsunuz. Hâlbuki, ülkemizde 2014 yılı ortalama satış fiyatı ne kadar biliyor musunuz? 17,19 kuruş/kilovatsaat. Yaklaşık 3 katına vatandaşa bunu satacaksınız. Eğer bunu rüzgârdan elde etseydiniz 15 kuruş/kilovatsaat olacaktı yani çok çok daha ucuza mal olacaktı.

Peki, bizim önerimiz nedir, biz ne öneriyoruz, nükleer santral yerine enerjimizi nasıl elde edeceğiz? Bakın, hidroelektrik santraller eğer usulüne uygun yapılırsa, küçük dereler yerine değil de uygun yere yapılır ise birçok kaynakta 150 milyar kilovatsaatlik bir potansiyelimiz olduğu ifade ediliyor.

Rüzgâr, eğer kuşların göç yolu üzerine yapılmaz ise çok işe yarayacak ve biz, Türkiye'de rüzgâr enerji potansiyelinin sadece, sadece yüzde 2'sini kullanıyoruz.

Bakın, güneş: Allah bize öylesine güzel, öylesine zengin bir enerji kaynağı vermiş ki dünyanın neredeyse başka hiçbir yerinde yok. Günlük toplam 7,2 saat, en fazla metrekarede 2.640 saat bir enerjiye sahibiz ve yaklaşık üretim değeri 380 milyar kilovatsaat Sayın Bakan, değerli arkadaşlar, 380 milyar kilovatsaat. Peki, biz bugün ortalama ne kadar harcıyoruz? 300 milyar kilovatsaat. Yani, biz eğer güneşi uygun bir şekilde kullanabilirsek bu iş tamamdır. Üzerine biyogazı, jeotermali, uygun yakılmış linyiti eklerseniz biz bu işi çözeriz. Hele bir de enerji verimliliğini sağlarsak bizim başka bir şeye ihtiyacımız yok.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)