GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:98
Tarih:03.06.2016

BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 312 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 5'inci maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Yasa teklifine bakıldığında; nükleer santraller, kıyıların santraller nedeniyle imara açılmasına, zeytinlik alanların imara açılmasına, petrol boru hatlarına, transit geçişlere kadar; elektrik üretimi ve dağıtımı, maliyet kalemlerinin tüketicilere fatura edilmesine, çevre ve kıyı kanununa, imar kanununa kadar geniş bir alanı düzenlediği ve çevrede yaşayan insanların yaşamını bire bir etkileyeceği; havasından suyuna, ağacına ve elektrik bedellerinin kendilerine fatura edilmesine kadar geniş bir alanı düzenleyen bir yasa teklifiyle ilgili bir çalışma olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, bu yasa teklifi, milyonlarca vatandaşı ilgilendiriyor olmasına rağmen, sanki sadece enerji yatırımı yapan sermaye şirketlerini ilgilendiriyormuş gibi ilgili yatırımcıların işini kolaylaştırmak, kıyıların ve zeytinlik alanların talanına yol açmak, yine elektrik bedellerinin yansıtılmasında bu maliyetlerin vatandaşlara fatura edilmesine çalışıldığı anlaşılmaktadır.

Öncelikle, teklifin Çevre Komisyonunda ele alınmamış olması büyük bir eksiklik olmuştur. Nükleer santrallerin ve benzeri enerji sağlama işinin, projelerinin büyük bir kısmı yöre halkı tarafından yaşam alanlarında yaratacağı, çevre tahribatı noktasında yaratacağı olumsuzluklar nedeniyle haklı bir tepkiyle karşılanmaktadır. Ancak, Çevre Komisyonunun konuyla ilgili herhangi bir raporu mevcut değildir. Olsa bile bu Çevre Komisyonunca dikkate alınacağından emin değilim.

Yine kanun teklifi ilgili komisyonlarda görüşülürken bu konularla ilgili meslek odalarının, görüsünün alınmamış olması "Ben yaptım, oldu." mantığının tezahüründen başka bir şey değildir.

Yasa maddeleri incelendiğinde vatandaşın lehine olan kıyıdaki yapılaşmaları, çevre tahribatını önleyecek kıyı kanunu gibi düzenlemeler baypas edilerek kanunla kanunsuz, hukuksuz bir durum yaratılmaktadır.

Enerji ihtiyacını doğaya, çevreye, insana zarar vermeden karşılanmasını sağlayacak güneş, jeotermal, rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak yerine, artık dünyanın terk etmeye doğru gittiği nükleer santrallerle sağlamaya çalışmak, çevreye ve insana zararlı etkilerinin binlerce yıllık tahribatı doğuracağı bilinmektedir. Az önce konuşan sayın meslektaşım Profesör Doktor Aytuğ Atıcı'nın görüşlerine aynen katılıyorum. Ben bütün insanlara şunu söylüyorum: Allah düşmanıma bile engelli bir çocuk vermesin. Bu nükleer enerjiyle kromozom bozulmalarıyla, kan hastalıklarıyla, kanser hastalıklarıyla daha sık karşılaşacağız. Düşmanıma bile Allah böyle bir evlat vermesin diyorum. Bu olasılığı düşünmek bile başlı başına bir felakettir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, kayıp kaçak bedellerinin haksız ve adaletsiz olduğu Yargıtay kararlarında açıkça belirtilmiş olduğu hâlde yine, kayıp kaçak bedellerinin tüketicilerden alınmasının adaletsiz olduğu herkesçe belirtilmesine rağmen bu haksız kazanç ve adaletsiz yükümlülüğü açıkça yasal koruma altına alınarak, kanuna dercedilerek sorun çözülmeye çalışılmıştır. Bir durumun kanunda yer alıyor olması o durumun adaletsiz olduğu savını çürütmüyor ve vatandaşın belirttiği sıkıntıyı da gidermiyor. Şu an burada kimin sıkıntısı gideriliyor? Elektrik dağıtım şirketlerinin sıkıntısı gideriliyor. Vatandaştan alınan kayıp kaçak bedelleri kaldırılmıyor. Yani, elektrik dağıtım şirketlerinin haksız ve adaletsiz kazancı kanun maddesi hâline getirilerek yasallık kazandırılıyor. Yani, haksız kazancı vatandaştan kesebilirsiniz ve bu haksız kazancı sağlamaya devam edebilirsiniz demektir bu. Peki, bu haksız kazançları yasal hâle getirdiğinizde vatandaşın sırtına yüklenen bu maliyeti meşrulaştırmış mı oluyoruz? Hayır. Halk, bunun haksız kazanç olduğunu ve kendisine haksız bir maliyet fatura edildiğini biliyor ancak bunu kanun maddesine eklediğiniz için bu haksızlığa ses çıkarmayacak, mahkemelerde hakkını aramayacak. İşte, bunun adı "yasal irtikâp"tır, haksız bir parayı yasa eliyle vatandaştan zorla almaktır. Kimin için? Elektrik dağıtım şirketleri için vatandaştan zorla para alınmaktadır. Buna burada "yasama faaliyeti" adını mı vereceğiz? Hayır. Bu yasama faaliyeti, açıkça, elektrik dağıtım şirketlerine haksız kazanç sağlama faaliyetidir.

Yine, TRT payı, elektrik faturalarına yansıtılmaya devam edecektir. Kanun teklifi komisyonda görüşüldüğü sırada TRT payının kaldırılması teklif edildiği hâlde, vatandaşın çıkarı değil, birkaç elektrik dağıtım şirketinin çıkarı düşünülerek reddedilmiştir.

Bu yasayla beraber, kıyıların nükleer santral bahanesiyle talan edileceği, zeytinlik alanın talan edileceği, çevre düzenlemeleri içeren yasaların baypas...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - ...edileceği, sermaye şirketlerine rant sağlamak adına maliyetlerin vatandaşa fatura edileceği bir durumun olacağı aşikârdır. Genelin yararı ile şirketlerin çıkarı karşılaştığında, genelin yani kamunun çıkarı değil, rant alanı yaratmak adına şirketlerin çıkarı gözetildiği anlaşılmaktadır.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)