GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Almanya Federal Meclisinin aldığı sözde soykırım kararına karşı 3 siyasi parti grubunun yaptığı ortak açıklamanın millî bir duruş olduğuna, bu tür konuların siyasi partilerin kendi aralarındaki gündelik rekabetin ötesinde ele alınması gerektiğine, Türkiye'de Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte siyaseten fiilî bir durumun ortaya çıktığına ve 3 Haziran Nazım Hikmet'in ölümünün 53'üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:98
Tarih:03.06.2016

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, teşekkürler.

Alman Parlamentosunun almış olduğu sözde soykırım kararına ilişkin dün burada 3 partinin grup başkan vekilleri olarak ortak bir açıklama yaptık. Bu millî bir duruştur. Bu tür konular siyasi partilerin kendi aralarındaki gündelik rekabetin ötesinde ele alınması gereken bir önem taşırlar.

Diğer taraftan, böyle gelişmeler yaşandığında iktidara buradan bir yükümlülük çıkartma tarzındaki eleştirel yaklaşımı bir yere kadar anlayabilirim ancak bunu yaparken tarihî hakikatleri ıskalayan, konunun nasıl geliştiğini anlamaksızın "Ben buradan AK PARTİ'ye nasıl bir sonuç çıkartabilirim?" motivasyonu ve aklıyla davranan eleştirileri reddederim.

Ermeni soykırımına ilişkin iddiaların, sözde iddiaların gelişme tarihselliği esasen 1920'lere kadar dayanır. Bütün bu, 1920'lerden sonra yavaş yavaş müzelerin oluşması, birtakım belgelerin teşekkülü, uluslararası girişimler, bunlar karşısında uzun yıllar boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nde iktidar olanların yaklaşımı görmezlikten gelme biçimindedir. Verdiğim tarihe de dikkatinizi çekmek isterim. Polemiklere girmemek için aklı ve tarihi bilen herkesin bu yakın dönemde, doksan küsur yıllık bu hikâyeyi, hangi süreçlerden geçerek, Türkiye'de kimler iktidardı, bütün bunları düşüneceklerini takdir ederim.

Dolayısıyla, 1920'lerde başlamış, uluslararası bağlantılar kurmaya çalışmışlar, bir yığınak yapmışlar, zaman içerisinde bu sözde soykırım hikâyesine ilişkin belli bir Ermeni kesimin, ırkçı kesimin iddialarını...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Bostancı.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - ...uluslararası hâle getirmeye çalışmış. Bu girişimler karşısında gelip bugün AK PARTİ'ye bunları ihale etmeye kalkışmak, doğrusu, konuyu eleştirmekten ziyade "Ben buradan AK PARTİ'ye ne çıkartabilirim?" yaklaşımının bir neticesidir.

Diğer taraftan, Sayın Başbakanımızın ifade ettiği "Anayasa ne derse desin..." cümlesini alıp buradan bir eleştiri çıkartmaya çalışıyorlar. Bu çok yersiz bir eleştiridir. Hepimiz Anayasa'ya uyarız. Anayasaların, yasaların nasıl değiştiğini de hepimiz biliriz. Bir ülkede teknik, hukuki, siyasi şartlar değişir, yasalar da değişir. Ne Anayasa değişmezdir ne yasalar değişmezdir. Önce maddi şartlar değişir, sonra da yasalar değişir; kastedilen budur. Türkiye'de Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte siyaseten fiilî bir durum ortaya çıkmıştır. Hukukun da buna uygun bir şekilde yapılması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - ...gerektiğine ilişkin bir vurgudur. Yoksa kimseyi Anayasa'ya karşı olmaya çağıran bir yaklaşım değildir.

Nazım Hikmet uzun yıllar hapiste kaldı. Allah rahmet eylesin, romantik bir şairdi. Kültürümüzün bir parçasıdır, uluslararası üne sahiptir. Hangi dönemde yargılandı, kimler içeriye attı, bunu da milletimizin takdirine sunuyorum.

Sağ olun.