GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 4/6/1994 tarihinde kaçırıldıktan sonra katledilen Meclis Başkan Vekili Pervin Buldan'ın eşi Savaş Buldan ile Hacı Karay ve Adnan Yıldırım'ı rahmetle andığına, sekiz gün önce gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan Demokratik Bölgeler Partisi Şırnak il yöneticisi Hurşit Külter'in akıbetini öğrenmek istediğine ve Ahmed Arif ile Nazım Hikmet'in ölüm yıl dönümlerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:98
Tarih:03.06.2016

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, 4 Haziran 1994 tarihinde, dönemin Hükûmeti ve Başbakanı tarafından çıkarılan infaz listeleri neticesinde kaçırılan ve sonra da, iki gün sonra katledildikleri için cenazeleri bulunan Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Pervin Buldan'ın eşi Savaş Buldan, Hacı Karay ve Adnan Yıldırım arkadaşlarımızı buradan rahmetle ve minnetle anmak istiyorum. Meclis Başkan Vekilimize, ailesine ve bütün halkımıza da başsağlığı dileklerimi, buradan bir kez daha yinelemek istiyorum.

Savaş Buldanları andığımız böylesi bir günde tam sekiz gündür DBP Şırnak İl Yöneticimiz Hurşit Külter'in akıbetini soruyoruz Sayın Başkan ve bugüne kadar Başbakandan ve Hükûmet yetkililerinden yapılan tek bir cümlelik açıklama bile yok. Sekiz gündür gözaltına alındığı belli olan, görgü tanıklarının ifadesinde nereye götürüldüğü ifade edilen, JÖH, PÖH hesaplarında hangi saatte alınıp hangi saatte nerede dolaştırıldığı açık bir şekilde belirtilen il yöneticimiz tıpkı Savaş Buldanlar gibi zorla kaybettirilmek isteniyor. Sayın Bakan da burada. Başbakanın burada olduğu oturumda sordum. Bütün bu sitemlerimize, endişelerimize rağmen neden bu sorunun cevabı yok? Hurşit Külter nerede? Neden sekiz gündür cevap alamıyoruz? Bütün Meclisi bu konuda duyarlılığa davet ediyorum ve Hükûmetten, İçişleri Bakanından, Başbakandan da bir an önce bir açıklama beklediğimizi belirtmek istiyorum.

Sayın Başkan, 2 Haziran 1991'de...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Baluken.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - 2 Haziran 1991'de Ahmed Arif'i, 3 Haziran 1963'te Nazım Hikmet'i kaybettik. Ömrü mücadeleyle, bedel ödemekle geçen iki usta şair yaşamları boyunca barıştan, kardeşlikten, özgürlükten ve eşitlikten söz ettiler. Bu dünya, "Hasretinden prangalar eskittim." diyen Ahmed Arif'i hapseden, yine, "Ölürsem Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni." diyen Nazım Hikmet'i memleketinden ayıran zalimlere kalmayacak. Onların miraslarını taşımanın gereği olarak Adiloş bebelere ninnileri söylemeye devam edeceğiz.

"Bunlar, engerekler ve çıyanlardır./Bunlar, aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır./Tanı bunları, tanı da büyü." diyeceğiz ve bizler Ahmed Arif'in dizelerinde beliren iyiye dair olan her şeyi halkımıza yine onun dizeleriyle birlikte iletmeye devam edeceğiz.

"Ne alnımızda bir ayıp..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Baluken.

İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

"Ne alnımızda bir ayıp

Ne koltuk altında

Saklı haçımız

Biz bu halkı sevdik

Ve bu ülkeyi.

İşte bağışlanmaz

Korkunç suçumuz..."

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.