| Konu: | Gezi hareketine temel dinamiğini kazandıran ve onu yönlendirenlerin yasa dışı örgütler olduğuna, demokratik protestoların bir hak olduğuna ama darbe girişimlerinin meşru ve mazur görülemeyeceğine ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 95 |
| Tarih: | 31.05.2016 |
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkan, teşekkürler.
Bir darbe girişimi olan Gezi olaylarının üzerinden üç yıl geçti. Esasen, Türkiye'de meşru, halk tarafından seçilmiş iktidarlara yönelik bu tür gayrimeşru girişimlerin yenisi değildir, ilki de değildir, inşallah sonu olur. Esasen, sadece Türkiye'de yaşanan bir hadise de değildir. Bizim gibi demokrasisini geliştirmekte olan ülkelerde halkın desteklediği iktidarları, kendi işlerine gelmediği için, bu tür "protest hareketler" adı altında devirme girişimleri başka ülkelerde de yaşanıyor. Mesele şu: Birileri bir protest hareket olarak "ağaç sevgisi", "çevre sevgisi" diyerek yola çıkmış olabilir, bunların içinde böyle birileri olabilir ama Gezi hareketine temel dinamiğini kazandıran ve onu yönlendiren yasa dışı örgütlerdir, bunu da halkımız gayet açık bir şekilde görmüştür.
Türkiye'de iktidarların değişmesinin yegâne yolu vardır, o da seçimlerdir. Buna da halk karar verir. Sokakta 3 kişiyi toparlayarak iktidarı değiştirebileceğini zannedenler avuçlarını yalarlar, geçmişte yaladılar, bundan sonra da yalamaya devam edecekler.
İnsanlık tarihi sokaktan parlamentoya doğru evrilmiştir. Parlamento, iktidar mücadelelerini medenileştiren, ehlileştiren, böyle bir ortam içerisinde sürdürülmesini sağlayan mekânlardır. Türkiye'de, maalesef, gerici bir tavırla Parlamentodan tekrar sokağa göz kırpıldığını görüyoruz. Bunu uygun bulmuyoruz. Her kim bu memlekette iktidar olmak istiyor ise halka gidecek, meşru yollarla uğraşacak, sandıktan çıkacak ve öyle iktidar olacak. "Ben sokakta 3 kişiyi toparladım, ağaç dedim, çevre dedim, yasa dışı örgütlerle de kol kola girdim, buradan da bir siyaset mühendisliği çıkarırım." tarzındaki yaklaşımları ayıplıyorum ve kınıyorum, bunlar doğru değil.
Sonuçta, bu ülkede bütün meselelerin konuşulacağı, tartışılacağı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - ...problemlerin çözüleceği, her kimin eteğinde ne tür bir taş var ise bunu dökeceği yer Parlamentodur. Hele hele Parlamentoda grubu bulunan partilerin böylesine protest hareketleri aşmış, kanlı olaylara dönüşmüş, bir darbe girişimi mahiyetini almış hareketlere ilgi göstermesini gerçekten demokrasi ve özgürlükler adına anlamakta çok şaşırıyorum, böyle bir yere koyamıyorum. Üstelik, o dönemde -hatırlarsınız- sürekli sokağa birtakım çağrılar vardı. Düşünmek lazım, bu memlekette herkes sokağa çıksa ne olur? Allah'tan aklı başında olan insanlar sokağa çıkmadı, maceraperestlerin de kısa zamanda sokaklardan geri çevrildiğini gördük. Demokratik protestolar bir haktır ama darbe girişimleri hiçbir biçimde kendisini meşruiyetin adresi olarak gören hiçbir siyaset tarafından da kabul edilemez, meşru görülemez, mazur görülemez.
Öte taraftan, Sayın Cumhurbaşkanı bir parti başkanı değildir, Türkiye Cumhuriyetini temsil eden bir kişiliktir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (İzmir) - Kendisi "Partiliyim." diyor.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Rize'de adaleti temsil eden onların başkanlarıyla birlikte bir sosyal etkinlikte bulunmasını yargı bağımsızlığına karşı bir girişim olarak görmek yanlıştır, talihsizliktir.
Teşekkürler.