| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 17.05.2016 |
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer milletvekilleri; 313 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesinde verdiğimiz önergeye ilişkin olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisi ve sizleri saygılarımla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, kanun teklifinin 1'inci maddesinde vermiş olduğumuz önergeyle Anayasa'ya eklenmesi öngörülen geçici maddenin kabulüyle birlikte, bunun yanı sıra, buna ilave 2 fıkranın daha eklenmesini önermekteyiz. Bu fıkralardan birincisi Başbakan ve diğer Hükûmet üyelerinin dokunulmazlık dosyalarının da en azından 26'ncı Dönem sonuna kadar kapsama dâhil edilmesini önermekteyiz. Bu önerimizle, terörün azdığı böyle bir dönemde Milliyetçi Hareket Partisinin Anayasa ve Adalet Komisyonu üyesi 4 milletvekili tarafından terörle bağlantılı dokunulmazlık dosyalarının ivedilikle işleme alınmasına yönelik 3 Mart 2016 tarihli dilekçesini sözde eşitlikçi bir yaklaşımla evirip çevirip bir Anayasa değişikliğine dönüştüren iktidarı ve Hükûmet üyelerini de yasa kapsamına davet ediyoruz. Madem ki iktidar eşitlik istiyor, Başbakanı ve bakanları da kapsama dâhil edelim de bu eşitlik sağlansın. Madem ki sadece terör suçu işleyen milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarını işleme almak tarafgirlik izlenimi veriyor, madem "Hodri meydan!" diyecek kadar yiğitsiniz, o zaman Hükûmet üyelerini de bu sahada görmek isteriz. İktidarın eşitlik bilincinin adaletli olup olmadığı bu önergeye verilecek oylarla belirlenecek ve tüm Türkiye'ye, Türk milletine ilan edilecektir.
Saygıdeğer milletvekilleri, önergemizde yer alan ikinci fıkrayla ise, Terörle Mücadele Kanunu başta olmak üzere terörle bağlantılı bir suç işleyen milletvekilleri hakkında düzenlenen dokunulmazlık fezlekelerinin de yine biraz önce ifade ettiğim çerçevede 26'ncı Dönem sonuna kadar en azından kapsama dâhil edilmesi önerilmektedir. Herkesin bildiği gibi, görüşmeleri süren kanun teklifi, teklifin kabul edildiği tarihe kadar -ki şu koşullar altında 20 Mayıs 2016 Cuma gününe kadar- ilgili makamlara ulaşan dokunulmazlık fezlekelerine Anayasa'nın 83'üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi hükmünün uygulanmamasını sağlayacaktır. Ancak ilgili mercilere örnek olarak 21 Mayıs 2016 tarihinde yani sadece bir gün sonra ulaşan bir dokunulmazlık dosyası bu teklif kapsamına girmeyecek; dolayısıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisinin raflarında tozlanan ve bugüne kadar bekleyen yüzlerce dosya gibi yeni bir yığının başlangıcını oluşturacaktır.
Peki, örnek olarak verdiğimiz bu dosya, iktidarın terörle aynı masaya oturarak, aynı çadır altında buluşarak ve aynı saray odalarını paylaşarak yürüttüğü ihanet sürecinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir dosya olursa ne olacaktır? "Terörle etkin mücadeleye devam ediyoruz." diye övünürken, "Mecliste PKK'lı vekil bırakmayacağız." diye propaganda yaparken kendi kanun teklifinizin kabulünden sadece bir gün sonra ortaya çıkacak terörle bağlantılı bir dokunulmazlık dosyasına nasıl bir işlem yapılacaktır? Ben söyleyeyim, hiçbir işlem yapılamayacaktır. Teklifin kabulünden sadece bir gün sonra PKK'ya silah taşırken yakalanan bir milletvekilinin dokunulmazlık dosyasını rafa kaldırırsak, biz şu an neyin görüşmesini yapıyoruz?
Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz 3 Mart 2016 tarihli dilekçeyi işleme almayıp, dolayısıyla Anayasa'yı uygulamayıp aylardır Türkiye'ye bu konuyu tartıştırıyoruz ama sonuç olarak gelebildiğimiz nokta ne yazık ki bu. İktidar, Milliyetçi Hareket Partisinin zorlamalarıyla, terörle ancak bu kadar mücadele edebilmektedir. Ucu bir şekilde sayın bakanlara ve Başbakana dokunur düşüncesiyle birinci fıkrayı kabul etmemenizi bir yere kadar anlayabilmek mümkünse de terörle bağlantılı suçlar kapsamına dâhil etmeye çalışılan bu önergemiz de reddedilirse reddetme gerekçenizi Türk milletine asla anlatamaz, bugüne kadar yaptıklarınızla vicdanlarda zaten mahkûm olan siyasi sicilinize yeni sabıkalar eklemeye devam etmiş olursunuz.
İktidar başta olmak üzere, tüm siyasi partilere tarihî sorumluluklarını bir kere daha hatırlatırken tıpkı Anayasa Komisyonunda olduğu gibi başınız yerde, elleriniz "hayır" için havada olursa bunun hesabını aziz Türk milletine asla veremeyeceğinizi bir kere daha önemle ikaz ederek önergemizin kabulünü talep ediyor, Gazi Meclisi ve saygıdeğer hazırunu bir kere daha saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)