GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:88
Tarih:11.05.2016

ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP'nin, rüzgâr enerjisinin payının artırılmasıyla ilgili verdiği Meclis araştırma önergesinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, ülkemiz için, milletimiz için en önemli ve öncelikli konulardan birisi olan enerji konusunda bir araştırma önergesi verilmesini önemsediğimizi ifade etmek isterim.

Bildiğiniz gibi, benim de üyesi bulunduğum Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunun geçtiğimiz haftalarda görüştüğü enerji kanun teklifinde önemli konulardan birisi de yenilenebilir enerji konusuydu. Açıkçası, bu görüşmelerden sonra böylesine önemli bir konunun araştırma önergesinde de gündeme gelmesi oldukça önemli çünkü enerji gibi bir ülkenin gelişimindeki en önemli noktalardan birinin siyasetüstü konuşulması, değerlendirilmesi ve bu çerçevede atılacak adımların da hep birlikte atılması önem arz ediyor. Evet, enerji sektörü belki de sektörler içinde en dinamik olan sektör. Büyüyen ve gelişen ülkemizin enerji talebi de artarak devam ediyor.

Son on üç yıla baktığımızda, Türkiye gelişmekte olan ülkeler içerisinde, yıllık yüzde 5,5 oranla, enerji tüketimi artışında ilk sıralarda yer alan bir ülke. 2002 yılında 132,6 milyar kilovatsaat olan elektrik tüketimi 2015 yılı sonunda 263,8 milyar kilovatsaate ulaşmış durumda yani yaklaşık olarak 2 katı. 2002 yılında 129,4 milyar kilovatsaat olan elektrik üretimi ise 2015 sonunda 259,6 milyar kilovatsaate ulaştı. Bu üretimin yüzde 37,9'u doğal gaz, yüzde 28'i kömür, yüzde 25,8'i hidrolik kaynaklardan, yüzde 4,4'ü rüzgâr ve yüzde 3,9'u da diğer sektörlerden geliyor. 2002 yılında 31.846 megavat olan kurulu güç yüzde 132 artmış yani 2 katından daha fazla artmış ve 2016 Mart ayı sonu itibarıyla 74.039 megavata kadar yükselmiştir. 300 olan elektrik enerjisi üretim santrali sayısı da 1.666'ya ulaşmıştır. Bunun 563 tanesi hidrolik, 38 tanesi kömür, 116 adedi rüzgâr, 22 adedi jeotermal, 236 adedi doğal gaz, 157 adedi de diğer kaynak türlerinden oluşmaktadır. 2002'de özel sektörün elektrik üretimindeki payı yüzde 33,9'ken bugün yüzde 72,2'ye yükselmiş bulunmakta yani özel sektör, elektrik üretimindeki payını oldukça fazla noktaya getirmiş durumda. Elektrik enerjisi üreten tesislerin sayısının artması ise özellikle arzın çeşitlenmesi ve tesislerin artması anlamında önemli. Ayrıca, 492 adet güneş, 14 adet rüzgâr, 1 adet hidrolik, 27 adet termik santral yani 534 adet de lisanssız -belli bir rakamın altındaki güçler, biliyorsunuz, lisans almadan kurulabiliyor- santral de mevcuttur.

2015 yılında gerçekleşen 3.628 megavatlık net artışın neredeyse tamamı yenilenebilir kaynaklara dayalıdır. 2002 yılında neredeyse yok sayılacak düzeyde yani sadece 18,9 megavat olan rüzgâr enerjisi kurulu gücü 2016 Mart ayı sonu itibarıyla 4.601 megavata ulaşmıştır. Toplam kurulu gücün içerisindeki payı ise -biraz önceki konuşmacıların da söylediği gibi- yaklaşık yüzde 6,2'dir. Buradaki en önemli nokta, 2014 yılında rüzgâr kurulu gücüne göre yüzde 25'lik bir artışın olmasıdır yani 2014 ile 2015 arasında, sadece bir yılda rüzgâr enerjisinin kurulu gücü yüzde 25 yani dörtte 1 artmıştır.

2023 hedeflerine ulaşabilmek için rüzgârda -biraz önce de söylendiği gibi- 20 bin megavatı bulmak durumundayız. Bu noktada, evet, mevzuatta, bürokrasi anlamında oldukça sıkıntılar var. Zaten hem geçen dönemin sonunda yani 24'üncü Dönemin sonunda yapmış olduğumuz çalışmalar hem de bu dönemde Enerji Komisyonundan geçirmiş olduğumuz kanun teklifi, aslında bu sıkıntıları aşmak için oldukça önemli meseleler içeriyor.

Enerjide dışa olan bağımlılığın azaltılması, enerji arz güvenliğinin sağlanması, yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları bizim önceliğimiz. Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim santrallerinde kullanılan aksamların yurt içinde üretilmesi için gerekli olan mekanizmaların oluşturulmasının da oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz.

Enerji talebi ülkemizde önümüzdeki on yılda 2 katına daha çıkacak yani geçtiğimiz on üç yılda 2 katından fazla bir artış olmuştu, önümüzdeki on yıl içerisinde de 2 katından daha fazla bir artışa sahne olacak.

Yenilenebilir enerji kaynak alanları yani kısaca "YEKA" olarak adlandırdığımız, ekonomik kaynak potansiyeline sahip, idari süreçlerden arındırılmış, yatırıma hazır, büyük ölçekli YEKA'nın yani yenilenebilir enerji kaynak alanlarının geliştirilmesi için teknik ve mevzuat çalışmaları da devam ediyor. Yapmış olduğumuz Elektrik Piyasası Kanunu Teklifi görüşmeleri, Genel Kurulun beklediği görüşmeler de bu anlamda destekleyici.

Diğer taraftan, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten tesislerde kullanılan yerli aksamın desteklenmesi hakkındaki yönetmelik uygulamasında ortaya çıkan bazı sorunlar olduğunu da biliyoruz. Özellikle özel sektörden, bu konuda yatırım yapan şirketlerden gelen şikâyetleri, özellikle Enerji Komisyonundaki üyeler yakın olarak biliyorlar. Dolayısıyla, bu konuda da Enerji Bakanlığımızın yapmış olduğu bir mevzuat çalışması söz konusu. Bu çalışmada müracaat tarihlerini öne çekerek, eksik evrakların tamamlanabilmesini sağlayarak ama en önemlisi, mevcut uygulamalara yönelik bir hak kaybına uğramadan bazı düzenlemeler yaparak özellikle yerli ve millî üretimin bu manada desteklenmesi için gerekli adımları da hep birlikte atmış olacağız.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, şu anda, yenilenebilir enerjide, özellikle rüzgâr enerjisinde kule ve kanat üretimini ülkemizde, Türkiye'de gerçekleştirebiliyoruz ama diğer aksamların gerek jeneratör olsun gerekse diğer elektronik aksamların da ülkemizde üretilebilmesi için bazı destekleri hep birlikte gerçekleştirmemiz lazım. Bu destekler sayesinde bu üretimin Türkiye'de oluşması hem mevcut, Türkiye içindeki pazara hem de Türkiye'nin ulaşabileceği çevreye de yönelik ciddi bir ihracat imkânı hepimize sağlayacaktır. Biraz önce de dediğim gibi, Elektrik Piyasası Kanun Teklifi'nin önümüzdeki günlerde Genel Kurula gelmesiyle beraber bu konudaki somut adımları da hep birlikte atacağımızı düşünüyorum.

Tabii, belki önergede söz konusu değildi ama buradaki konuşmalarda nükleere değinildi. Nükleerle alakalı da birkaç rakamı vermek istiyorum çünkü belki bazı bilgi eksiklikleri olabilir. Şu anda, dünyada 442 adet nükleer reaktör faaliyette yani çalışıyor ve bunların yarısı Fransa, Amerika, Rusya ve Çin'de; 442 adet nükleer tesis, nükleer reaktör.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Hepsi kapatılacak Ali Bey, hepsi kapatılıyor.

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) - Bunların yarısı bu bahsettiğim sadece 4 ülkede. 66 tane nükleer reaktör de inşa hâlinde, toplam 164 tanesinin de inşası planlanıyor. Yani, 66'nın da bittiğini düşünürsek 500 nükleer reaktör var ve Türkiye'de 1 tane bile yok, sadece 2 tane planlanan var.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Almanya hepsini kapatıyor.

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) - Şimdi, Fransa'ya baktığımız zaman, Fransa'nın elektrik üretiminin yüzde 74'ü nükleer reaktörden geliyor, Amerika'da yüzde 19'u, Almanya'da ise yüzde 15'i.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - 2020'de hepsini kapatıyor.

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) - Almanya, zannediyoruz ki reaktörleri, işte böyle bir karar aldı, kapatacak. Böyle değil. Her reaktörün bir ömrü var, bu ömrü tamamlandığı zaman kapatmaya yönelik bir kanaati var.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ama yenisini de yapmıyor.

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) - Almanya'da bu konuda 1970'lerden başlayarak oluşturmuş olduğu enerji politikasıyla yenilenebilir kaynaklara vermiş olduğu öncelikten dolayı...

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Siz de verin.

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) - ...şu anda bizim yapmış olduğumuzu onlar 1970'lerde yapmışlardı.

Denetim ve güvenlik konusunda bir eleştiri vardı. Evet, nükleer santraller çok daha büyük denetime ve güvenliğe tabi olmalı, dolayısıyla bu standartları uygulayacağız. Kapatma kararının da açıklaması tamamen bu şekilde diyorum.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ruslarla mı yapacağız?

ALİ ERCOŞKUN (Devamla) - Ben bu görüşlerle önergenin aleyhinde olduğumuzu belirtiyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)