GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:85
Tarih:04.05.2016

İMAM TAŞÇIER (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Spor, bireysel ve kolektif olarak yapılan, belli kurallar çerçevesinde uygulanan bedensel hareketlerin tümüne verilen addır. Bu tanım daha fazla da geliştirilebilir, en kısa hâlini böyle açıklamak istedim.

İnsanların, illerin, yörelerin, bölgelerin, devletlerin, halkların birbirine yaklaşması için zaman içinde müsabakalar düzenlenmiş, olimpiyatlar organize edilmiştir. Temel amacı sağlıklı bir toplum yetiştirmek ve farklı kültürleri birbirine yakınlaştırmak olan spor, özellikle 20'nci yüzyılın başlarında uluslararası boyut kazanmış barışa, diyaloğa hizmet etmesi için de çaba sarf edilmiştir. Türkiye'de ise spora gerekli önem verilmemiş, iktidar odaklı nedenlerle toplumun kutuplaşmasıyla politik şiddet tribünlere ve sahalara yansımıştır. Özellikle kürdistan illerinde sporun gelişmesi konusunda gerekli özen gösterilmemiş, kendi kıt imkânlarıyla gelişen spor ırkçı, faşist, tekçi uygulamalara maruz kalmıştır. Diyarbakır takımı olan Amedspor'a yapılanlar sporun boyutunu göstermektedir. Başarıya endeksli izleyici yerine müdahaleci taraftar karakterinin yaratıldığı, sportif faaliyetlerin yerine siyasi gerginliklerin yansıtıldığı alan olarak gelişen Türkiye'de futbol, Türkiye Futbol Federasyonu başta olmak üzere, yetkili kurumların yanlış uygulamaları neticesinde bugün toplumsal gerilimi artıran, her gün şiddet dilinin kullanıldığı, ırkçılık ve ayrımcılığın derinleştirilerek toplumsal normaliteye dâhil edilmeye çalışıldığı bir alan hâlini almıştır. Türkiye Futbol Federasyonunun Amedspor'a yönelik haksız, hukuksuz ve kabul edilemez uygulamaları bunun en net göstergesidir. "İdeolojik propaganda", "sportif centilmenliğe aykırı davranış" gibi sudan gerekçelerle cezalandırılmıştır Amedspor. Bu cezayı almak için ne demişti yani bu, sportif centilmenliğe aykırı, ideolojik propaganda... Ne demişti? Amedspor pankart açmıştı: "Çocuklar ölmesin, maça gelsin." Pankart buydu. Bu sözcük, dünyanın hangi ülkesinde söylenirse söylensin, ödüle layık bir sözcüktür çünkü spor toplumun sağlıklı gelişebilmesi içindir, çocuklar maça gelirse sağlıklı büyür.

Bir başka ceza Amedspor'a: Amedspor'un sporcusu Deniz Naki zafer işareti yapmış, şöyle elini kaldırmış, onun için 12 maç ceza almış. Peki, başkaları da Rabia işareti yapıyor, biri de bozkurt işareti yapıyor ama onlar ceza almıyorlar. Bu, tek taraflı uygulama.

Yine, Amedspor, iki hafta önce -çok uzak değil, iki hafta önce- Ankara'da oynadığı maçta 2-1 Ankaragücü'nü yendiğinde, şeref tribününde Amedspor'un yöneticilerinin hepsi, 5 yöneticisi linç edilmek istenmiş, hepsi de darp ve yaralar almışlardır.

Yine bir başka ceza: İdeolojik propaganda yapıldığı gerekçesiyle, Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu tarafından tamamı taraf tutan bir ceza verilmiş Amedspor'a ve Amedspor'un bir üst gruba gitmesini engellemek için 3 puanı silinmiştir.

Irkçılığın ve ayrımcılığın yanı sıra, Türkiye futbolunun bir diğer sorunu, saha içi ve saha dışı olaylardır. "Sokağa çıkma yasağı" adı altında abluka uygulanan Kürt illerinin, kentlerinin futbol ve diğer spor faaliyetleri binbir zorluklarla karşı karşıyadır.

Yine çarpıcı bir örnek olarak: Konya'da, bir millî maç esnasında, Ankara Garı'ndaki katliamda hayatını kaybeden yurttaşlarımız anılırken tribünden protesto sesleri gelmiştir. Bu da ayrışmanın ve tehlikenin boyutlarını göstermesi açısından çok dikkat çekicidir.

Neredeyse her futbol müsabakası olası şiddet tehdidi atmosferinde yapılmaktadır. Bu karanlık tablonun oluşmasında Hükûmetin spor politikalarındaki hatalarının payı büyüktür. AKP Hükûmeti sportif faaliyetlerle ilgili sorunları çözmek yerine, kendisi bu alanda siyasi rant devşirmek istemektedir. On dört yıldır iktidar olan AKP, sporun hem olumlu hem olumsuz bütün durumlarından sorumludur.

Sporun iyileştirilebilmesi için neler yapılmalıdır? Biraz da öneri sunalım burada, eleştirilerimizin dışında. Eğitim kurumlarında her yaşta sporcu ve taraftarlara eğitimler verilerek "fair play" ruhunun kazanılmasına yardımcı olunmalıdır. Buna paralel olarak öğretmenlere, yöneticilere, hakemlere, teknik direktörlere ve antrenörlere sporda şiddetle ilgili bilinçlendirilme çalışmaları uygulanmalıdır.

Spor kültürü oluşturmak için etkin çalışmalar yapılmalıdır. Sporun çocuklardan başlayarak bir yaşam tarzı hâline getirilmesi, buradan hareketle sportif gelişim için Millî Eğitim Bakanlığı olarak eğitim müfredatlarına sportif dallar konularak çocuk yaşta bireylerin sporun her dalıyla tanışması, fiziksel özelliklerine göre branşlara yönlendirilmesi, sporun yaşamın bir parçası hâline getirilmesi ve eğitimin bir parçası olması hâlinde başarılar elde edilebilinir. Bu, dönemsel politikalarla değil geleceğe dönük uzun erimli planlamalarla mümkündür ancak.

İktidarın federasyonlar üzerinde özellikle ekonomik gücünü baskı unsuru olarak kullanması, federasyonların özerk yapılarına müdahale etmesi ve yönetmeye çalışması, doğalında, federasyonlar arasında ayrımcılığı beraberinde de getirmektedir. Oysaki siyaset kurumu uluslararası normları gözeterek bilimin öncülüğünde sportif branşların gelişimi için gerekli olan yasal düzenlemeleri yapmak, idari olarak denetlemek ve bütçeden pay vermek zorundadır. Sporun kendi uzmanlarınca yönetilmesine ve yön verilmesine destek olunması gerekir.

Spora ayrılan kaynaklar özellikle geniş kitlelerin performans, başarı ölçülerinden bağımsız olarak gerçekleştirildikten sonra, spor yapmaya ve onu faydalı hâle getirmeye yarayacaktır. Amatör sporun desteklenerek mahalle ve köylerde spor yapılması amacıyla yeni yeni alanların açılması gerekmektedir.

Sporun militarizmden, cinsiyetçilikten, milliyetçilikten ve benzeri tekçi, ırkçı düşüncelerden arındırılarak sahalarda kardeşlik, barış ve diyalog adına gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Ben prosedür gereği bu önerinin aleyhinde söz almıştım ama bizim bu önerinin lehinde oy kullanacağımızı da belirtmek isterim.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)