Konu: | Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 84 |
Tarih: | 03.05.2016 |
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de sözlerime başlamadan evvel bütün İslam âleminin Miraç Kandili'ni kutluyorum ve huzura vesile olmasını diliyorum.
Tabii "kolluk kuvvetleri" denilince sadece ulusal bazdaki kolluk kuvvetleri akla gelmiyor, uluslararası olarak oluşturulan kolluk kuvvetlerinin de yine bu bağlamda bence düşünülmesi gerekiyor. Bunu söylerken sözü şuraya getirmeye çalışıyorum: Bilindiği gibi, birkaç gün önce İstanbul'da İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısına aşağı yukarı 56 ülkenin temsilcileri katıldı ve bu 56 ülke içerisinden 34 tanesi -ki Türkiye de bunlara dâhildir- aşırılığa ve teröre karşı bir müşterek İslam ordusu kurmayı teklif ettiler ve bir nevi karar altına alındı. Sayın Cumhurbaşkanımız da orada yaptığı konuşmada "Avrupa bizim meselelerimizi halledeceğine bu İslam İşbirliği Teşkilatı içerisindeki üyeler halletsin, biz kendi aramızda halledelim." mealli bir şeyler söyledi.
Ben şurada şunu özellikle arz etmek istiyorum: Bu teşkilatın içerisinde yer alan 34 ülkenin temsilcilerine baktığınızda, hepsinin gidişatına baktığınızda, hiçbirinin İslam ülkelerinde ortaya çıkan bir sorunu çözebilecek kapasitede olmadığını göreceksiniz. Yüz yılın yarısıdır ki Filistin sorunu olduğu gibi ortada, bir o kadar süredir ki Kürt sorunu olduğu gibi ortada. Bu ülkeler bu her iki can alıcı sorunun en küçük bir kıyısını bile halletmiş değillerdir. Sonra bunlara baktığımızda bunların amacı görünürde aşırılığa karşı oluşturmaktır bir orduyu ama Suudi Arabistan'a bakın, oradaki krallık yönetimine, bizatihi kendisi bir aşırı ucun temsilcisidir -Vahhabiliği burada kastediyorum- ve bu aşırı akım Hazreti Ali, Hazreti Hüseyin ve Şia düşmanı bir akımdır. Bunlarla Türkiye'nin alabileceği bir mesafe yoktur. Bunlarla Filistin sorununun çözümü noktasında, Kürt sorununun çözümü noktasında Türkiye'nin alabileceği en küçük bir adım yoktur. Bunlar olsa olsa Türkiye'yi de büyük bir felaketin içerisine çekecekler.
Servetlerine bakın bu sultanların. Birisinin 5 tane özel uçağı var, Brunei Sultanı ve bu 5 tane özel uçağının içi altınla kaplıdır. Sultanın 22 milyar dolar serveti vardır, şahsi serveti. Bu sultanlarla mı siz İslam âleminin iç meselelerini çözeceksiniz? Böyle bir şey mümkün değildir.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Siz İngiliz Büyükelçisiyle mi çözeceksiniz, İngilizlerle mi çözeceksiniz? Pentagon'la mı çözeceksiniz?
KADRİ YILDIRIM (Devamla) - O hâlde, İslam âleminde ortaya çıkan Filistin sorunu olsun, Kürt sorunu olsun o halkların temsilcileriyle ancak çözebilirsiniz. Siz, o halkın temsilcilerine eğer buradan "dağa, dağa" diye yol gösterirseniz asla ve asla, ömür boyu bu sorunların çözümü altından kalkamazsınız. Şurayı çok iyi bilmelisiniz: Eğer bu halkların temsilcileriyle bu sorunu çözmekten çekinirseniz bu temsilcilerden sonra gelecek olan nesille sizin alabileceğiniz bir karışlık mesafe olamaz.
Bakın, geçenlerde Meclis Başkanımız Meclisi açarken ne dedi: "Gazi Meclis." Kusura bakmayın ama "dünyanın ilk Gazi Meclisi" diye denildi. Kusura bakmayın diyorum, bence bu "gazi" unvanını biz yenileyeceğiz bu gidişle, aklı başına gelmezse kimsenin. Yani dünyanın ilk Gazi Meclisi olma hüviyetine sahip olan bu Meclis, böyle devam ederse öbür türlü gazi Meclis olacak ki, oldu.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Çok ayıp! Çok ayıp!
KADRİ YILDIRIM (Devamla) - Biz bu hafta içerisinde 3 kez bu Meclisin gazi olduğuna şahit olduk. Bu Meclisin şehit Meclisi olmaması için herkesin aklını başına alması lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADRİ YILDIRIM (Devamla) - Yoksa buradaki insanlara "dağa, dağa" diye bağırmak bir meseleye çözüm olmaz. Zira, dağa gidenler bilinsin ki bir daha geri gelmezler. Herkes aklını başına alsın, eğer Müslümanca çözülmek isteniyorsa biz bize oturalım ve bunu çözelim. Bir kez daha söylüyorum, aklınızı başınıza alın! (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.
KADRİ YILDIRIM (Devamla) - Hoşunuza gitse de gitmese de bu mesele böyledir. Sizin Suudi Arabistanlarda Brunei sultanlarıyla çözebileceğiniz bir Filistin sorunu da yok, bir Kürt sorunu da yok, ancak biz bize çözeriz. Siz bilirsiniz. Eyvallah. (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)