GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:84
Tarih:03.05.2016

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bugün burada, Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın geçici maddesi üzerinde söz aldım.

Belki de Türkiye tarihinde insan hakları ihlallerinin en yoğun olarak yaşandığı bu dönemde yine temel hak ve hürriyetleri ilgilendiren bir tasarıyla karşı karşıyayız ama tabii ki 2010'dan beri "Ha kuruldu, ha kurulacak." diye ısıtılıp ısıtılıp Meclise getirilen bu tasarının da amacı mevcut hak ihlallerini önlemek değil, aksine insan haklarını ve insan onurunu pazarlık konusu etmektir. İnsan hakları savunucuları özellikle kolluğun işlediği, neden olduğu işkence ve yaşam hakkı ihlallerinin etkin bir şekilde soruşturulması ve cezasız kalmaması için bağımsız bir gözetim mekanizmasının oluşturulmasını yıllardır talep ediyordu. Ne yazık ki son aylarda art arda Meclisten geçirilen ve insan haklarını doğrudan ilgilendiren -bütün kanunlarda olduğu gibi- bu tasarı da yine insan hakları savunucularının bu istekleri yüzünden utandıracak ve neredeyse pişman edecek cinstendir.

Söz konusu kolluk ve kolluğun neden olduğu hak ihlalleri olunca bu kürsüden herkesin saatlerce konuşabileceğini düşünüyorum. Hem Mecliste hem de Meclis dışında sürekli dile getirdiğimiz ve aylardır devam eden sokağa çıkma yasaklarında öldürülenleri mi dersiniz, polisin işkencesi sonucu hayatını kaybedenler mi dersiniz, iktidara muhalif olan ve sokağa çıkan herkesin en az bir defa mutlaka deneyimlediği polis şiddeti mi dersiniz, polislerin tacizine uğrayan kadınlar mı dersiniz... Gördüğünüz gibi ve sizin de aslında çok yakından bildiğiniz gibi, AKP iktidarı süresince, kolluğa ilişkin bu hak ihlallerini saymakla bitiremeyiz. Temel haklar ve özgürlüklerin rafa kaldırıldığı ve tamamen güvenlikçi politikalar sebebiyle kolluk şiddetinin katbekat arttığını görüyoruz ve yaşıyoruz. Ayrıca, kolluğa iktidar tarafından sağlanan cezasızlık vaadi şeklindeki güvenceler de gittikçe tehlikeli bir hâl almıştır. Bu kürsüden çok defa dillendirdik.

Bugün, çok yakın bir örnek vereceğim size, İstanbul'da yaşanan bir vaka. 1 Mayıs günü, İstanbul'da Tarlabaşı Bulvarı'nda karşıdan karşıya geçmek isteyen Nail Mavuş, TOMA'nın çarpması sonucu hayatını kaybetti. Emniyet güçlerine güvenin tesis edildiği normal ülkelerde, bu olay kaza gibi görülebilir ama gelin görün ki Türkiye o normallik çizgisinden epey uzakta duruyor. Bugün de bu olayla ilgili, bu olayın nasıl anormal bir şekilde ve soruşturulmadan kapatılmak istenmesiyle ilgili bir haber çıktı. Hayatını kaybeden Nail Mavuş'un kardeşinin ifadesine göre, olay yerindeki polis, tutanağın başlığına TOMA'nın Mavuş'a gösteri sırasında çarptığına ilişkin bir ifade eklemiş. Şikâyetçinin dikkati ve savcının da uyarısı üzerine bu ifade başlıktan silindi, ancak bu kısa notun bize anlattığı çok şey var. Tutanağı yanlış tutan polisin, sokakta olma amacı sadece evine gitmek olan ve gösterilerden oldukça uzak bir yerde bulunan Nail Mavuş'u 1 Mayısta Taksim'e çıkmak isteyen biri gibi gösterip iş arkadaşının olaydaki sorumluluğunu azaltmak ve onu, deyim yerindeyse kurtarmak istediği apaçık ortadadır çünkü Nail Mavuş, 1 Mayıs eylemlerine katılsaydı onu TOMA'yla ezip geçmek sorun olmayacaktı, hatta ileride üstün hizmet ödülü bile alabilirdi.

Değerli milletvekilleri, bu olay, sadece polisin işgüzarlığıyla açıklanabilecek basit ve münferit bir olay değildir; aksine bu bir geleneğin göstergesidir. Polisler, sırtını devlete öyle dayamış ki, muhalefet edeni ve gösterilere katılanları öldürdüklerinde devletin kendilerini koruyacağına öyle inanmış ki göz göre göre tutanağa yanlış bilgi girmiş. Devletin kolluk geleneği böyleyken bugün tartıştığımız bu naif, Hükûmete tam bağımlı ve son derece etkisiz komisyonla mı polislerin neden olduğu hak ihlallerini önleyeceksiniz? Olsa olsa kolluğa yeni bir zırh daha sağlanmış olacak.

Sözlerime son verirken, AB'yle yapılan vize pazarlığındaki koşullar yerine getirilsin diye hazırlanan ve kolluk görevlilerine getirilen zırhların kaldırılmasına hiçbir katkısı olmayacak bu kanun tasarısının da bizlerin nezdinde hiçbir geçerliliği olmadığını belirtmek istiyorum.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)