| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 03.05.2016 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, son zamanlarda, Kilis'e kaynağı Hükûmete göre belirsiz ama aslında faili belli olan roketler, katyuşa roketleri düşmektedir. Bu roketleri maalesef Hükûmet kimin attığını kimliklendirmek istememektedir. Efkan Ala İçişleri Bakanı dâhil hepsi, dillerine pelesenk etmişler "Sınırın öte yakasından atılan roketler" diye söylüyorlar. Yani, "Gökten 3 elma düştü." gibi tarif ediyorlar. Hâlbuki bu roketleri fırlatan, atan kimdir, çok açık. İşte, zamanında Başbakanın söylediği gibi "Öfkeli çocuklar atıyor." Ama bunu bile söylemiyorlar. IŞİD militanları her gün ilimize, Kilis'e roketler fırlatıyorlar. 18 Ocaktan bu yana Kilis'e atılan roket sayısı 57.
Değerli arkadaşlar, bu roketlerden 20 yurttaşımız yaşamını yitirdi, 71 yurttaşımız yaralandı. Ama, Hükûmetimiz tabii ki çok önemli önlemler de geliştiriyor, bu önlemlerden de bahsetmeden olmaz. Örneğin, Sayın İbrahim Kalın "Bunlar yanlışlıkla düşmüş olabilir." diyor. Sayın Vali ondan geri kalır mı? Sayın Vali Newton'a rahmet okutuyor: "Bu roketler -şikâyet ediliyor- tabii ki düşecekler." Efendim, yer çekimi kuvveti olduğunu biz 1600'lü yıllardan sonra yeni öğrendik! Evet, Newton'a rahmet okutmuştu. Elma düşmeseydi, muhtemelen, bugün Kilis Valisi roket düşmesinden yer çekimini bulur, Nobel'i alırdı.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yer çekimi gâvur icadı ya, onun için.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, önlemler ayrıca alınıyor. Mesela, Kilis Valisi diyor ki: "Bizim üzerimize de düşebilir. Biz her gün abdest alıp dışarı çıkıyoruz." Çok önemli bir önlem. Daha da ötesi, diyor ki: "Gürültü çıkarmayın, ses çıkarmayın. Bir çukur yer bulun, oraya girin, hedef küçültün." Bak, askerî dili de eksik etmiyor arkadaşlarımız. Çok önemli bunlar tabii ki. AFAD broşür hazırlıyor bunun için, bu telkinler için broşür hazırlıyor değerli arkadaşlar.
Şimdi, Kilis'e her gün bu roketler düşerken, Karkamış'a her gün bu roketler düşerken... Peki, Kilis ve Karkamış arasındaki bu sınır bölgesi olmasa IŞİD militanları nereden nefes alır değerli arkadaşlar? Haritaya bakın, IŞİD'in elindeki alanın dışarıya açılan tek kapısı Kilis ile Karkamış yani Azez ile Cerablus arası ve bu bölgenin aktif bir sınır geçiş hattına, lojistik destek hattına dönüştüğünü biz defaatle söyledik ve hâlâ söylemeye devam ediyoruz ama gerekli önlemlerin alınmadığı açıkça ortaya çıkıyor. Gerekli önlemler alınıp burası eğer kapanırsa IŞİD'in nefes alacak alanı kalmaz. Ama değerli arkadaşlar, dünyanın tüm çeteleri geliyor, bu hattı kullanarak, Gaziantep-Kilis hattını kullanarak Suriye saflarına geçiyor, orada AKP'nin Suriye'de yapmak istediği politikalar doğrultusunda savaştırılıyor, tekrar aynı hattı kullanarak yurt içine giriyorlar. Evet, daha önce ne hikmetse önemli günlerde mesela, Türkiye'de sendikalar, çalışanlar, emekçiler Ankara'da "barış" diye haykıracaklar, o günü seçiyorlar. Ne hikmetse değerli arkadaşlar, Türkiye'nin demokrat, aydın gençleri Rojava'da, Kobani'de yaratılan, gençlerle dayanışmak için sınır bölgesine gidiyorlar, Suruç'ta patlıyor. Ve en son da 1 Mayıs günü seçiliyor değerli arkadaşlar, 1 Mayısta Gaziantep'te maalesef, emniyete yönelik olduğu iddia edilen bir bombalı araç saldırısı oluyor. Sadece bunlar değil ama ben bu son örneğin üzerinde durmak istiyorum.
Bakın, iddialara göre bir gün öncesinde Amerikan Dışişleri Bakanlığından bizim Dışişleri Bakanlığına bir bilgi geliyor. Yer belirtiliyor, "Şurada, şurada şu kadar ton bomba patlatılacak." diye istihbarat geliyor. Gaziantep mülki idare amirleri o gece saat on bir-on iki civarında bir toplantı yapıyorlar ve bu toplantıda önlem alıyorlar güya ama 1 Mayıs günü maalesef yer, zaman belirtilmesine rağmen o bombanın orada patlatılmasına engel olunamıyor ve 2 polis yaşamını yitiriyor, 18'i polis olmak üzere 23 yurttaşımız yaralanıyor.
Değerli arkadaşlar, Hükûmetimizin yaptığı önemli bir iş daha var. Her bombalı eylemden sonra, DAİŞ, IŞİD çetesi, bu tecavüzcüler çetesi yapmışsa mutlaka yayın yasağı koyuyor ve bombalama anını paylaşan, sosyal medyada paylaşan polis açığa alınıyor. Yine, bizim daha önce de defalarca bu bölge hattının bir lojistik desteğe dönüştüğünü, bu bölge hattını IŞİD'in yol geçen hanı gibi kullandığını söylememize rağmen, Antep'te yüzlerce uyuyan IŞİD hücresi olduğunu belirtmemize rağmen... Bir polis memuru bizi doğruluyor, değerli arkadaşlar, diyor ki: "Gaziantep Akyol Mahallesi'nde bir bina var. Burayı IŞİD militanları hastane olarak kullandılar. Hatta ben de o binanın önünde nöbet tuttum." Binanın fotoğrafları paylaşılmış, değerli arkadaşlar.
Ve AKP'nin DAİŞ'le, IŞİD militanlarıyla aslında birçok vesileyle yaptığı, tuttuğu iş ortaya çıkmış durumdadır. Ancak bu politikanın nedenini de iyi anlamak lazım. Bu politika, tabii ki AKP'nin Suriye ve özellikle Rojava karşıtı dış politikasının eseri. Buna teslim olmuşlar. Kürt karşıtı politika, Rojava'da Kürtlerin bir statü almasını engellemek için herkesle çuvala girebilir. Çünkü yapılan iş, işlemlerden bunu anlıyoruz, Cumhurbaşkanının açıklamasından bunu anlıyoruz. Diyor ki: "Biz Kuzey Irak'ta, Irak Kürdistanı'nda olduğu gibi burada bir oldubittiye izin vermeyiz." Peki, orayla ne yapıyorlar? Ticaret yapıyorlar, 12 milyar dolar. Daha da önemlisi, değerli arkadaşlar, Suriye'yle de ticaretimiz artıyor. Suriye sınırımızın özellikle IŞİD elinde olan bölgesinde ihracatımız artıyor. Bu ihracatı kimle yapıyoruz, değerli arkadaşlar? Suriye'yle mi yapıyoruz, YPG, YPJ'yle mi yapıyoruz, yoksa Ahrarel-Şam, El Nusra, IŞİD'le mi yapıyoruz? Bu sınırın kontrolü IŞİD'in elinde. Bunlar bizim için kırmızı çizgi olmaz ama bize tek bir çakıl taşı atmamış olan YPG, YPJ yani Rojava bölgesi bizim için kırmızı çizgi. AKP Hükûmeti için orada asla bir oldubittiye izin verilemez, bir çakıl taşı dahi atılmamış o yer de kırmızı çizgidir.
IŞİD sınır komşumuz olabilir, kadınlarımızı, kızlarımızı satmak için Gaziantep'te köle pazarları kurmuş olabilirler ya da AFAD kamplarında yetişip Suriye'de de savaşmış olabilirler, bu problem değil, ama bize bir çakıl taşı atmamış olan Kürtler bizim için çok önemli bir kırmızı çizgidir. Yani "Bizim için" derken ülkeyi yönetenler için söylüyorum, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümeti...
Sayın arkadaşlar, şunu özellikle söylemek istiyorum: İki nedeni vardır bu saldırıların. Birincisi, öteden beri söylüyoruz, Türkiye Pakistanlaşmaya doğru, Gaziantep, Kilis bölgesi de Peşaverleşmeye doğru hızla ilerliyor. Birincisi, beslediğiniz karga dönüp gözünüzü oyuyor, bumerang gibi size dönüyor. Ama bir diğeri, gerçekten bu da bizi düşündürüyor, neden AKP'nin karşıtı politikaların protesto edilmesi gerektiği dönemlerde, özellikle o günlerde patlatılması, Hükûmetin "Bunlar cici çocuklardır, sinirli çocuklardır. İşte yanlışlıkla atıyor." demesi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - ...daha önce MİT Müsteşarının "Oraya 4-5 insan gönderirim, oradan 7-8 tane füze fırlatırım ve orası için bir bahane oluştururum, mesele değil." demesi bize AKP'nin bu meseleyi iç politika malzemesi hâline getirdiğini düşündürüyor.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)