| Konu: | Üniversitelerin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 03.05.2016 |
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üniversitelerin sorunları ve yükseköğretimde gün geçtikçe artan antidemokratik uygulamalara ilişkin gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, üniversiteleri AKP'nin siyaset akademisine dönüştürmeye çalışan iktidar, on dört yıldır özgür düşünce ve bilimsel özerkliği ayaklar altına alan uygulamalara imza atmıştır. Her fırsatta 12 Eylülle mücadele ettiği iddiasında olan iktidar, 12 Eylül faşizminin ürünü YÖK'ü bağrına basmış, kendi çıkarları için kullanmıştır. AKP'nin bunca yıldır YÖK'ü kaldırmamasının sebebi budur. YÖK'ü kaldırmak yerine siyasi organın bir uzantısı hâline getirmiştir. İfade özgürlüğüne, akademik özgürlüklere ve akademik özerkliğe pranga vuran iktidar, 12 Eylülü aratmayacak yıldırma ve baskı politikalarıyla temel hak ve özgürlükleri hiçe saymaktadır.
Bu ülkenin üreten beyinleri gece vakti evleri basılarak gözaltına alınmaktadır, tutuklanmaktadır, işten atılmakta, istifaya zorlanmaktadır. Evet, bugün Esra Hoca, Meral Hoca, Kıvanç ve Muzaffer Hocalar tutuksuz yargılanmak üzere serbest fakat bugün, birçok akademisyen tarihin utanç sayfasına kazınacak uygulamalarla karşı karşıya. Barış İçin Akademisyenler için oluşturulan dayanışma grubunun Mart 2016 verilerine göre "Bu suça ortak olmayacağız." bildirisine imza atan 2212 akademisyenin 669'u hakkında idari, adli soruşturma başlatılmış, en az 27 akademisyen görevinden uzaklaştırılmış, 37 akademisyenin ise işine son verilmiştir.
Bununla birlikte, akademisyenlere yönelik açılan davalara, yürütülen idari soruşturmalara, işten atılmalara ve görevden uzaklaştırılmalara her gün bir yenisi eklenmektedir. Daha dün Barış İçin Akademisyenler bildirgesine imza veren 2 akademisyen çalıştıkları üniversiteler tarafından sözleşmelerine son verilerek işinden edilmiştir.
Öte yandan, öğrencilere yönelik açılan disiplin soruşturmaları artıyor. Öğrenciler fişleniyor, okullarından uzaklaştırılıyor, hedef gösteriliyor, maddi olanaksızlıklar ve baskılar nedeniyle eğitimlerine devam edemiyorlar.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet, 21 Mart 2016 tarihinde TBMM Başkanlığına sunduğu cadı avı tasarısıyla akademik özgürlüklere ve sendikal haklara yeni bir darbe vurmanın peşindedir. YÖK Başkanına ve Yüksek Disiplin Kuruluna olağanüstü yetkiler veren tasarıyla akademiyi susturmak ve muhalif akademisyenlere gözdağı verilmek istenmektedir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda değişikliği öngören tasarıyla sendikal hak ve özgürlükler ayaklar altına alınmak istenmektedir.
Öte yandan, ÖYP'lilerin tez yazma süreci sekteye uğratılmaktadır. YÖK'ün 4 Şubat kararıyla binlerce araştırma görevlisi mağdur edilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün itibarıyla, 6 milyonu aşkın üniversite öğrencisi, 150 bini aşkın öğretim elemanı ve sayıları yüz binleri bulan idari ve teknik personel ile Türkiye'nin en önemli bileşenlerini oluşturan üniversiteler ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Her ile bir üniversite açmakla övünen iktidar ne yazık ki üniversiteler arasındaki nitelik farkını görmezden gelmektedir. 2002 yılında Türkiye'de yayınlanmış bir akademik yayına dünyada 15 tane atıf gelirken, bugün günümüz itibarıyla 1 atıf bile gelmemektedir. Siyasi iktidar, üniversitelerdeki rektör tercihleriyle üniversiteleri kendine bağımlı kılmaya çalışmaktadır. 190 üniversitedeki kadın rektör sayısı yalnızca 15'tir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimi bitirmeden önce, kırk dört yıl önce 6 Mayıs 1972'de siyasi bir kararla idam edilen, özlemleri sadece daha yaşanabilir bir Türkiye yaratmak olan 3 yurtsever devrimci genci Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı ve sömürüye, baskıya boyun eğmeyerek yaşamını yitirmiş bütün devrimcileri saygıyla ve özlemle andığımı ifade etmek istiyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Halkların kardeşliği için sonsuzluğa yürüyenlere selam olsun.
Teşekkür ediyorum, saygılar. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)