| Konu: | Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 27.04.2016 |
HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 277 sıra sayılı Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması Kanun Tasarısı'nın 2'nci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, TEOG sınavlarına giren çocuklarımıza başarılar diliyorum. Haklarında inşallah bütün ömürleri boyunca hayırlara vesile olacak sonuçlar almalarını diliyorum.
Değerli arkadaşlar, kolluk güçlerinin gözetlenmesi, denetlenmesi komisyonunun kurulması meselesi, daha önceki bazı komisyon ve kanun tasarılarıyla ilgili yapılan çalışmalar, Avrupa Birliği vize problemleri gibi keşke standartları gözetilerek gerçekleşmiş bir adım olsa, bir fiiliyatı olsa da Türkiye'nin 80 milyon halkının bu özgürlükler, ifade, düşünce, inanç özgürlükleri önünde bir nebze nefes alabilmesine hizmet edilse ve biz de buna "evet" diyebilseydik. Fakat, malum, sadece prosedür olarak bir formalite gereği ortaya konulan, atılmaya çalışılan bu adımla bırakın özgürlüklerin anayasal güvence altına alınmasını, bilakis kolluk güçlerinin dahi yaptığı haksızlıkların ve her türlü zulüm ve yolsuzlukların eleştirilmesi, tartışılması, araştırılması, takibatı yapılması gereken bütün durumlar bir mesleki iç denetim mekanizmasıyla koruma altına alınacak ve bu suçlar meşrulaştırılmış olacak. Tacizcilerin, katillerin, hırsızların aklandığı böyle bir dönemde, böyle bir mekanizma sürecinde işkence eden, halkın evini talan eden, şiddet uygulayan kolluk güçlerini İçişleri Bakanlığı soruşturacak mı, onların sorumlularını, suçlarını açığa çıkaracak mı? Daha bugün Diyarbakır'da yaşlı bir kadın, panzer tarafından ezilerek hayatını kaybetti arkadaşlar. Bu komisyon kurulmuş olduğunda bu sorumluyu bu komisyon bulacak ve takibatını yapacak mı? Bunu umut mu edeceğiz? Keşke edebilseydik. Savaştan, şiddetten sorumlu bir bakanlık kontrolündeki bir yapının hakkaniyetli olmasını keşke umut edebilseydik. Dolayısıyla, komisyonun dışsal bir denetime açık olması gerekirken içsel bir denetim mekanizmasıyla maalesef hakkın, hukukun, adaletin yerine getirilebileceğini düşünmüyoruz.
Bağımsız Kolluk Gözetim Komisyonu Başkanlığı tek bir bakanlığa bağlı kalmamalıdır, bu mümkün olmamalı; bağımsız vasfının garanti altına alınarak STK'ların ve farklı çevrelerin temsiliyetleriyle beraber bir yapı oluşturulmalıdır. Ülkemizde düşünce, ifade, inanç özgürlükleri alanında vahim problemler yaşadığımız gibi, devletin bütün alanlardaki kolluk kuvvetlerinin de halka, sivillere yönelik yanlış, haksız zulüm ve işkence uygulamaları malum, ortada, her gün yaşamaya devam ediyoruz. Bu soruşturmaların, kolluk güçleri hakkındaki durumların sonuçlarının tek bir bakanlık bünyesinde gerçekleşmemesi için bu adımları atmamız gerekiyor.
Mesela, "Dur." ihtarına uymadıkları gerekçesiyle güvenlik güçleri tarafından öldürülen, yaralanan insanlar var. Mesela, 53'ü çocuk 264 kişi kolluk güçleri tarafından katledildi; işte, "Dur." ihtarı, falanca gibi böyle basit meseleler yüzünden 118'i çocuk 523 kişi de yaralandı.
Mesela, CHP'nin Kilis raporunda, Kilis Valisinin IŞİD tarafından atılan füzelerle ilgili sözlerini size bildirmek istiyorum: "Füzeler tabii ki düşecek, havada mı kalacak, yer çekimi var." gibi, böylesine bir vahşeti, bugün 18 civarında insanın hayatını kaybettiği böylesine acı saldırıların hâlâ sürdüğü bu süreçte füzeleri böylesine tiye alan bir ifadeyle kendisinin seslendirmesi, bunun takibatını yapması gereken sorumluları ortaya çıkarması gereken bir mevkide olan insanın bu sözleri sarf edebilmesinin takibatını kim yapacak yani insanlarımız kimi kime şikâyet edecek? Kanunun kapsamı... (HDP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)