GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:82
Tarih:27.04.2016

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, 277 sıra sayılı Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın 2'nci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Devletlerin en önemli görev ve fonksiyonlarının başında vatandaşlarının güvenliğini sağlamak ve onların bu haktan yararlanmasının teminatı olmak gelmektedir. Kolluk birimleri bu fonksiyonların yerine getirilmesinde öncelikli kamu kurumlarıdır. Kolluk görevlileri bu hizmeti sunarken diğer kamu görevlilerinin sahip olmadığı bazı yetkilerle donatılmıştır. Bu derece önemli yetkilerin kullanılması kolluk görevlilerini daha sorumlu davranması gereği yanında diğer kamu görevlilerine göre daha fazla şikâyete açık hâle getirmiştir.

Kanun Tasarısı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında görev yapan kolluk görevlilerinin işlediği iddia edilen suçlarla veya disiplin cezasını gerektiren eylem, tutum ve davranışlarıyla ilgili idari merciler tarafından yapılan iş ve işlemleri kapsamaktadır. Tasarıyla, kolluk şikâyet sisteminin daha şeffaf hâle getirilmesi amacıyla, İçişleri Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında Kolluk Gözetim Komisyonu oluşturulması da öngörülmektedir. Tasarı, bu yönüyle, kurumların mevcut görev, yetki ve sorumlulukları çerçevesinde, sadece şeklî bir unsuru sisteme katmaktadır. Aslında, hâlen, tüm kamu görevlileri gibi kolluk kuvvetleriyle ilgili olarak da ilgili mevzuat uyarınca işleyen katı bir disiplin, inceleme ve soruşturma rejimi bulunmaktadır. 2007'den beri gündemde olan bu konu, esasen, yıkım sürecinde güvenlik güçlerinin etkinliğini ve motivasyonunu azaltmaya dönük bir gelişim olarak algılanmıştır.

Değerli milletvekilleri, her ne kadar, tasarının gerekçesinde, kolluk sistemi hakkında yapılan şikâyetlerle ilgili etkin bir kayıt ve analiz sisteminin bulunmadığı, mevcut verilerle doğru politikaların üretilmesi ve yaşanan problemlerin doğru şekilde teşhis edilmesinin de mümkün olmadığı belirtilmişse de bu tespit tasarının yasalaşmasının zorunluluğuna işaret etmekten ziyade Hükûmetin bu alanda doğru politikalar üretmediğinin, yaşanan problemleri doğru teşhis edemediğinin ve sevk ve idarede yanlışlıklar yaptığının ikrarı anlamına gelmektedir. Mevcut durumda, kolluk personeli hakkındaki şikâyetler adli ve idari mercilere yapılabilmektedir. Buna karşın, mevcut şikâyet sistemi içinde, muhakkik ya da müfettiş vasıtasıyla yapılan incelemelerde, kolluk personeline yönelik şikâyetlerin değerlendirilmesinin etkin ve tarafsız ele alınmadığı gerekçesiyle eleştiri konusu olduğu da bilinmektedir. Bunlar teknik ve hukuki birtakım nedenlere dayanabildiği gibi, tamamen soyut birtakım suçlamalardan da kaynaklanabilmektedir. Mevcut şikâyet sisteminin belki de en sorunlu alanı, soruşturmaların çoğunluğunun yerel düzeyde ve aynı kolluk teşkilatındaki kolluk personeli tarafından yapılmasıdır. Bu durumda, soruşturmayı gerçekleştiren kolluk personelinin soruşturma konusunda yeterli niteliğe, deneyime ve hukuki formasyona sahip olmamasından kaynaklı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu mahzurları ortadan kaldırmak için teşekkül ettirildiği belirtilen komisyonun bağımsızlığı tasarıda özellikle vurgulanmaktadır.

Komisyonun görev alanına giren konularla ilgili olarak hiçbir organ, makam, merci veya kişinin komisyona emir ve talimat veremeyeceği, tavsiye veya telkinde bulunamayacağı belirtiliyor olsa da, devlet tüzel kişiliği içinde bakanlık teşkilatında yer alan komisyonun anılan yetkisinin fiilen uygulama imkânı bulunmamaktadır. Nitekim, komisyonun çoğunluğu siyasi irade tarafından atanan üst düzey bürokratlardır. Bu durum komisyonun bağımsızlığı ve tarafsızlığı bakımından tartışmaları beraberinde getirecek, üye yapısı komisyonun etkin ve verimli bir şekilde görev yapmasına mani olacaktır. Bu yönüyle mevcut eleştirilere çözüm de olmayacaktır. Amaç kolluk görevlilerinin sebep olduğu ihlalin objektif bir biçimde incelenmesi ve sonuçlandırılmasıysa bunu yapabilmeye imkân veren mekanizmalar mevzuatımızda zaten yer almaktadır. Bu durumda yeni bir komisyon oluşturmak yerine meri mevzuat içinde sistemin tıkanıklarının giderilmesine yönelik tedbirlerin alınması yerinde olacaktır.

Değerli milletvekilleri, bize göre sorun, meri mevzuatın liyakatli ellerde uygulanmıyor olmasıdır. Bu anlayışla hangi komisyonu kurarsanız kurun sorunlar devam edecektir. Unutulmamalı ki sistem kalitesi kadar sistemi işletecek olan insan gücünün siyasi saikler yerine liyakati esas alan bir anlayışla tespiti etkin bir kamu yönetimi için hayati önemdedir.

Bu düşüncelerle konuşmama son verirken Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)